Kucağında çocuğuyla yürüyen bir göçmen babanın, Macar kadın(!) kameraman tarafından çelme takılarak yerlere serilmesi ve çocuğun metrelerce ileriye savrulması daha hafızalarımızdan silinmedi. Şimdi de Sağ Popülist "Almanya için Alternatif" (AfD) partisinin başkanı Frauke Petry, "Polis yasadışı yollarla ülkeye giren sığınmacıları gerekirse vurmalı" dedi. “Polis sınırın yasadışı olarak geçilmesini engellemek zorunda, eğer gerekirse silahını kullanmalı, yasa da böyle yazar” diyerek polislere göçmenleri öldürmesi için hedef gösterdi. Petry “silah zorunun devreye girmesinin hukuki çerçevede olduğunu” söylerken de Anayasa vurgusu yapmaktan çekinmedi.

Avrupa’nın insanlık ve demokrasi anlayışında eğer, öldürülecek olan bir Avrupalı değilse, onu öldürmek de, çelme takmak da hukuki olabiliyor. Tıpkı Yahudilerin gaz fırınlarında diri diri yakılmasının Hitler Anayasasında hukuki görüldüğü gibi, tıpkı milyonlarca Alman’ın bunları bilmesine rağmen yapılan her şeyi “meşru” görmesi gibi. Tıpkı Almanya’nın gönderdiği zehirli gazlarla Saddam Hüseyin’in binlerce Halepçeli Kürdü öldürmesi gibi. O dönmede de zehirli gazların Irak’a Almanya gizli servisi tarafından gönderildiği uluslar arası mahkemelerce ispatlanmasına karşın Almanya suçu kabullenmek istememiş ve binlerce yaralı Halepçeliden bir tanesini bile Almanya’ya kabul etmemişti.

Avrupalının tarih içerisinde “öteki” olarak gördüğü uluslara karşı tutum hep aynı olmuştur. Bunun bir diğer şahidi ise, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere diğer Avrupa devletlerinin sömürge ülkeleri vatandaşlarına yaptıkları zulümlerdir. Haçlı seferlerinde reva görülen işkencelerdir.

Tüm bunlara rağmen bir iki noktayı anlamamakta ısrar ediyoruz. Birincisi Tanzimat döneminden beri yönümüzü çevirdiğimizi gururla söylediğimiz Avrupa’nın ötekine karşı asla “medeni” olmadığıdır, ona “merhamet” duymadığıdır. Ne hazındır ki bunlara rağmen Avrupa’nın bizdeki imajı son derece olumludur. Birazcık mürekkep yalayanlar, seküler değerleri tek ölçü olarak kabul edenler, “Avrupalı gibi görünmekten”, “Avrupalı olmaktan” hala gurur duyabilmektedirler.

Avrupa’nın sadece kendisine karşı demokrat, hoşgörülü olduğu, “öteki” olarak gördüğü milletleri ve kültürleri “insan” sınıfına bile koymadığını anlamamakta ısrar ediyoruz.

İkinci noktayı ise İsrail Adalet Bakanı açıkladı. “Kürdistan kurulmalıdır. Türkiye bölünmelidir. Çünkü bizim için zayıf bir düşman daha iyidir”. Yani Batı destek veriyorsa, ötekini parçalamak ve yutmak içindir, yoksa ötekini sevdiği için değil.

Durum böyle olmasına rağmen hala bu canavardan merhamet beklemek, onların yardımından medet ummak, sadece bizi onlara yem yapar.

Batı’nın merhametini(!) görmek isteyenlere, Irak’ta ABD askerlerinin yaptığı zulümler yetmez mi?

Birbirimizin kıymetini daha çok bilelim. Allah bizi Avrupa’nın merhametine sığınma zorunda bırakmasın(!)

www.sabrieyigun.com.tr