BAKALIM BU İŞ NEREYE VARACAK? (III)
Eklenme: 5/22/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

“BAKALIM BU İŞ NEREYE VARACAK?” başlıklı yazı serimizin bugün üçüncüsündeyiz.

Bir önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi; bu cevap bekleyen sorulu başlık, inceden inceye irdelenirse, adeta geleceğimizden haber vermektedir…

Çünkü, oluşan ve gelişen olaylar, bu başlığımıza bir nevi cevap mahiyetindedir…

İşte “BAKALIM BU İŞ NEREYE VARACAK?” ifadesinin beklediği cevaplardan en önemlisi Sayın Cumhurbaşkanımızın bir önceki gün İstanbul İbn Haldun Üniversitesi’nde yapmış olduğu veciz konuşmasıdır...

Cümleler kısa da olsa derin ve kapsamlı manayı ifade etmektedir…

Mana hasebiyle “BAKALIM BU İŞ NEREYE VARACAK?” sorulu başlığımıza da gerçekten mutluluk veren cevapları içermektedir…

Keza dün yeniden ikinci kez AK Partinin başına geçen Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın AK Partinin 3. olağanüstü kongresinde yaptığı konuşmalar da geleceğimizi simgeleyen ve peşinen mutluluğumuzu müjdeleyen "mesajlar" vermiştir..

İşte bugünkü sohbetimize başlamadan evvel, öncelikle sayın Erdoğan'ı AK Parti’de ikinci kez liderlik pozisyonunu almasından dolayı tebrik ediyoruz…

Kutlu olsun, mutlu olsun…

Pek tabi ki uzun ömürlü olmasını da Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Sayın Erdoğan’ı Türkiye’de ve dünyadaki mevcut bulunan cinni ve insi şeytanların şerrinden muhafaza edilmesini de yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.

İnanıyoruz ki bu yaptığımız dua gibi duaların daha önemlileri ve daha makbulü tüm İslam dünyasından Erdoğan’a gitmiştir.

Gerçekten çağımızın inançlı ve inancıyla amel eden, yaşayan bir devlet büyüğü varsa, özellikle İslam dünyasında bulunuyorsa, o da Recep Tayyip Erdoğan dan başkası değildir…

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Erdoğan’ın yaptığı her konuşma kesinlikle havadan cıvadan, boşlukta kalan konuşmalar değildir.

Her bir kelimesi tarihin derinliklerini hatırlatmaktadır…

Özellikle Türkiye’mizin ne kadar tarihinden, kültüründen, dininden uzaklaştırılmış olduğunu kelimesi kelimesine dile getirebilen tek lider vardır; o da Erdoğan’dır.

Ondan önceki gelip giden nice Cumhurbaşkanları ve Başbakanlar olmuştur…

Tabi ki partilerin liderleri de olmuştur.

Hiç ama hiçbirisi Erdoğan gibi davalarını tespitli delillerle savunmamışlardır.

Savunabilme cesaretini dahi gösterememiştir...

İçlerinde iyi niyetli liderler de olabilmiş ise de ama sadakatle, yüreklilikle meydana çıkıp tüm dünya kamuoyu nezdinde bunları dile getirememişlerdir.

Bundan dolayıdır ki Erdoğan’ın tüm İslam dünyasının şükranlarına, hayranlığına, minnettarlığına mazhar olmuş bir liderdir.

Halkımıza acizane tavsiyemiz; artık bir noktada toplanmalıyız, gücümüzü dağıtmadan birbiriyle inancımız gereği kenetlenmeliyiz.

Erdoğan’a ve onun savunduğu davaya sımsıkı sarılmalıyız.

Allah korusun, bu millet Erdoğan’ı herhangi bir nedenle kaybederse, millet kökten kaybolmaya mahkûm olması mukadderdir…

Bundan dolayı diyoruz ki Allah muhafaza eylesin.

Bakınız, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, bir önceki gün İbn Haldun Üniversitesi’nde ne ifadeler kullandı?

Bize göre bunlar, gelecekte mutluluğumuz için birer müjdeleyici ifadelerdir.

Tarihimizi yeniden bize okutan bir müderris gibi, muallim gibi, öğretici bir sıfatla kürsüye çıkmış bir lider.

Daha ne desin?

Erdoğan diyor ki;

“Nasıl kökleriyle bağı kopan çınar kurursa, köklerini unutan millet de kurur.

Geçmişi yok sayarak geleceğe yürüyemez.

Bu millete ne yaptıysa bu topraktan çıkmış baskıcı jakobenler yapmıştır”

Demek bundan anlaşılıyor ki artık bu ülke geçmişe yönelik vesayetçi hegemonyanın pençesinden kurtulmuş, düşünce ve inanç hürriyetine kavuşmuş duruma gelmiştir..

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten baskıcı jakoben, zorba, ceberut anlayışlar ülkemizde yıllardan beri kol geziyor.

28 Şubat’tan günümüze dek…

Özellikle 28 Şubat’taki olup bitenler, milletin üzerine çöken karanlık kabuslardan öteydi…

Biz yıllardan beri aynı ifadeleri köşemizde ve medyamızda kullanıyoruz.

Sağ olsun, aradan çok uzun zaman geçmekle beraber bugün rahatlıkla Cumhurbaşkanımız yıllar önceden kullandığımız kelimeleri bize yeniden hatırlatıyor ve tazeliyor.

Evet, baskıcı, jakoben, zorba, despotik unsurların varlığı bu ülkeyi perişan etmiştir…

Ama artık, perişan edemeyecekler.

İnşallah ikinci kez AK Partinin başına lider olarak gelen Erdoğan tüm bunların üstesinden gelecektir…

Çünkü geleceğimizi bize parlak müjdelerle müjdeliyor, ümit veriyor.

***

Bakınız sevgili okurlar.

Geçmişimize yönelik nerdeyse doksan yıl önce Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin bazı avukatları tarafından yüksek mahkeme olan Yargıtay’a müdafaasını yazarken, temyiz layihasında şu cümleleri kullanılmışlardır.

Elli sene evvel bir Hadis-i Şerif’in tefsirinde cebri kanunlarla jakobence bu millete şapkayı giydirenler….

Mübarek İslam dininin nurunu milletin kalbinden kaldırmak maksadıyla Lozan sözleşmesinde yazılı olarak söz verenler…

Pek şiddetli ve dehşetli hücumlarıyla Müslüman Türk’ü Protestan yapmaya çalışanlar….

Millet-i İslam için, pek çok zararlı olduğunu bile bile masa başında Türk milletinin müktesep hukukunu yabancılara teslim edenler…

Özellikle İngilizlere peşkeş ettirmeye çalışan işte o jakoben anlayış ve savunucularını…

Bugün sayın Erdoğan sağ olsun, yeni yeni millete hatırlatıyor.

Anlatıyor..

Delilleriyle ifşa ediyor…

Hem de Devletin başındaki en yetkili kişi olarak bunu yapıyor.

İşte bu milletin doksan yıllık bir geçmişe yönelik tüm o yaralanan kalbine şifalı su serpen bir liderdir Erdoğan…

Buradan, saygıyla şükranlarımızı tüm kamuoyu huzurunda kendilerine sunmak istiyoruz.

En derin saygı ve sevgilerimle.