BİR ŞEYTAN ÜÇGENİNE SIKIŞTIRILAN İSLAM DÜNYASI?!
Eklenme: 9/15/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre çağımızın dünya devleti durumuna giren emperyalist Amerikanın haçlı zihniyeti bütün dünya üzerine hegemonyasını sürdürürken, ne yazık ki en çok hedeflediği coğrafya İslam ülkeleridir.

Ve bu İslam ülkelerinde I. Dünya Savaşından sonra İngiltere, Fransa ve diğer müttefiki olan üç devletin ittifakı ile kurulan devletçikler ve bu devletçiklerin başına getirilen lidercikler; emir komutalarına göre hareket ediyorlar.

İşte o lidercikler bugün ne yazık ki İslam dünyasının başına bela olmuş durumdalar

Kendilerini, sözü geçerli hükümferma sayıyorlar.

Oysaki adeta satılmış birer piyon ve ajan durumuna gelmişler

Onların nam-ı hesabına karar veriyorlar..

çağımızın birer yüz karası olan sözde Müslüman liderler vasfını almışlardır.

Bundandır ki bugün dünyamızın yani İslam dünyasının tek umudu Türkiyedir ve Türkiyenin lideri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğandır.

Tabii Türkiye, büyük bir devlettir.

Devletçik değildir.

Dolayısıyla bu devletin başına geçen de gerçek lider durumundaki inanmış, deneyimli bir devlet büyüğüdür.

O da Recep Tayyip Erdoğandır.

Sayın Erdoğanın taşıdığı misyon; inançtır, imandır, tevhit akidesidir ve dürüstlüktür.

Onun için iki gün evvel Ankarada yapmış olduğu Belediye Başkanları Toplantısında onun heykelini dikmeye çalışan bazı Belediye Başkanlarını eleştirip, uyarmıştı.

Tabir caizse, batırıp çıkarmıştı

Dün de yazmıştık.

Erdoğanın söylediklerini anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az

Erdoğan, inancından dolayı bırakın heykelinin dikilmesini tüm heykellerin semtinden bile geçmek istemiyor

Hatırlarsanız, heykellere ne demişti

Ucube yapılar..

Bu itibarla bazı AK Partili Belediye Başkanlarının bu işgüzarlıklarını görüp tespit etmişti

Elbette ki tebrik ediyor ve dua ediyoruz kendisine.

* * *

Bugünkü yazımıza başlık olarak kullandığımız BİR ŞEYTAN ÜçGENİNE SIKIŞTIRILAN İSLAM DÜNYASI ifadesinin açılımına gelirsek

Başta söylediğimiz gibi devletçikler diyoruz.

Türkiye; gerçek manada devletçik değil, devlettir.

Zira onun başında inançlı, imanlı bir devlet büyüğü vardır, o da Recep Tayyip Erdoğandır dedik.

Fakat ne yazık ki yıllardan beri bölünmüş, parçalanmış bir memalik-i İslamiye hala da kokuşmuş anlayışların hegemonyası altında inim inim inlemektedir.

Kurtuluş çaresini de ne yazık ki bir türlü bulamıyor.

Ana engel, Amerikanın, İsrailin ve BMnin kirli ittifakıyla oluşturmaya çalıştığı Ortadoğu projesidir

Büyük İsrail devletini oluşturmak

Onun içindir ki, devlekçikler sürekli sömürü altındadır

Haçlılar ve Siyonistler onların kanını emiyor..

Ki yıllar yılı kan emmelerine rağmen, hala da iştahları kesilmemiş.

İlla ki daha da kan istiyorlar.

O da İslam ümmetinin kanı.

Ama günümüzdeki mevcut görüntü, bize göre Müslüman olarak geçinen Ortadoğu milletlerinin görüntüsü ise de tamamıyla o görüntü ırkçılığın, İslamsız bir vatanperverliğin asabiyet-i cahiliyenin birer görüntüleridir.

Bu görüntüler ise kokuşmuş, içi boşaltılmış, çürük kabuktan ibarettir.

Bakınız, iki komşu ülkemize

Irak ve Suriyenin düşmüş olduğu rezalet.

Hele hele Suudi Arabistanın başındaki ırkçı bir Suud kabilesi.

Aynı zamanda bir muavilik mezhebi içerisinde kıvranıp duran Suudi devleti

Amerikaya 100 milyon dolar bağışta bulunurken, Myanmar gavurunun saldırısı altında olan Arakan Müslümanlarına da deveden kulak gönderiyor.

Keza Katar

ABD lideri Donald Trumpa 30 milyon dolar bağışta bulunurken, Arakan Müslümanlarına 100 bin dolar gönderiyor.

Bunlara Müslüman ülkeler mi diyeceğiz?

Tüm bunlar bize göre İsrailin Büyük Ortadoğu projesidir ve Ard-ı mevud denilen vaat edilmiş topraktır.

O da Türkiye dahil olmak üzere İslam coğrafyasıdır.

Bakınız, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani

25 Eylüldeki Kürt istiklaliyeti için aldığı referandum kararı

Ki bu karar da, bu zihniyete hizmet etmektedir

Yani İsrailin, Amerikanın Büyük Ortadoğu projesinin Türkiye içinde gerçekleştirilmesidir ve Türkiyenin de diğer devletçikler gibi ortadan böldürüp, devlet vasfı anılma değil, bir devletçik haline getirme şekavetine yönelik çabadır.

Bu projenin mahiyetinde öyle inanıyoruz ki Barzaninin haberi olmakla beraber, dolaylı yollarla da büyük kasıt vardır.

Zaten kendisi de itiraf ediyor.

Barzani diyor ki;

Kuzey Irak Kürdistan Bölgesine İsrailden 200 bin Kürt Yahudisini getiriyoruz ve buraya yerleştiriyoruz.

Gerçekten bu söz eğer Barzaninin niyetinden çıkmışsa, bize göre Barzani çok yanılıyor.

Zira 200 bin Yahudi asıllı Kürtleri bu ülkenin içine getirmek, yeni bir Filistin dramını yaratmak olur.

Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi lideri ehl-i salat ehl-i kıble, namaz, niyaz sahibi olduğu halde, böyle bir düşünceyi benimsemesi bize göre tarihi bir talihsizliktir ve yanlıştır.

Ve bir Müslümanın taşıması gereken feraset değildir.

Hiçbir zaman Yahudi, ister Türk kökenli, ister Kürt kökenli, ister Arap kökenli, her ne olursa olsun İslamla dost olmamıştır, olamaz da.

Eğer Barzani, Kuzey Irakı da Filistin toprakları gibi Yahudileri oraya yerleştirmek istiyorsa

Mektep açıp, Siyonistleri yetiştirmek istiyorsa

Kesinlikle bu yapılanma, asil Kürt milletine ihanet olur..

Hiçbir zaman Yahudi, ister Kürdü olsun, ister Arapı olsun, ister Acemi olsun Müslümanla dost olamaz.

Dost edinmek isteyen varsa da kesinlikle küfre girer, inkra girer ve İslam dışı kalır.

İnanan bir toplum için Hz. Muhammed (S.A.V)in yolu tek kelimeyle kurtuluş yoludur.

Herhangi bir dava o yoldan geçmiyorsa, o dava batıldır, yanlıştır ve başarısızlıktır

Sonucu küfre ve küfür sistemlerine köleliktir.

***

Zira Sadi Şirazinin dediği gibi;

MUHLEST-İ SADİ BE-RH-I SAF.

ZAFER BÜRDEN CÜZ DER-PEY-İ MUSTAF

Zafer ve başarı; Hz. Muhammed Mustafanın yolundan başka söz konusu olamaz.

Yine İmam-ı Rabbani de mealen diyor ki;

Hz. Muhammed (S.A.V)in minhac-ı mübininden başka yol aramak, abesle iştigal etmektir.

Zira tüm yollar tıkanıktır

Eğer Barzani bu kavramları bilerek kullanıyorsa, bize göre artık yapılacak bir şey kalmamıştır.

Öyle inanıyoruz ki Kuzey Iraktaki inanan Müslüman Kürtler, kesinlikle bunu içlerine sindiremez.

Yoksa Barzaninin sarf ettiği bu cümlelerle Irakın Alevi, Şii liderlerine karşı veya İrana karşı bir kaçamak yolu mu arıyor?.

Oysaki bu da yanlıştır.

Zira sivrisineğin ısırmasından kaçıp, kocaman ejderhanın ağzına düşmek, var

Şuan ki durum bu minvalde

Hani demişler ya;

Müslümanın dostu yine Müslümandır.

Bu, ırkçılık değildir.

Yahudi büyük ajan Kürtlerin Kuzey Iraka yerleşmesi kabullenecek bir durum değildir.

En derin saygı ve sevgilerimle...

Hayırlı cumalar