İSLAM DÜNYASININ TEK UMUDU TÜRKİYE!
Eklenme: 9/18/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Bilindiği üzre oluşan, gelişen olaylar, yerküremizin vahim halini bize anlatıyor.

Olup bitenler ne yazık ki, hkimiyetin güçlünün elinde olduğunu, mazlumun ve mustazafın her gün biraz daha ezildiğini ortaya koymaktadır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın dün Amerikanın Newyork kentine gitmesi de, bu yöndedir.

BM topluluğunda konuşacak olan Erdoğan, her zaman olduğu gibi, yine dik durma pozisyonunu gerçekleştirecektir.

İman gücü elbette ki onu konuşturacaktır.

Küresel güçlerin orada bir araya gelmesi bize göre Erdoğan için büyük bir fırsattır.

Bu küresel dünyada zalimlerin, diktanın, güç kullanarak mazlumların ezilmesine yönelik Erdoğan, elbette ki tüm olup bitenleri dile getirecektir.

Zaten dün Atatürk Havalimanında dünya medyası önünde yaptığı açıklamalar, hiç kuşkusuz ki dünya liderlerinin kulağını çınlatmıştır

Öyle ümit ediyoruz ki Erdoğanın yaptığı konuşmanın başında gelen en ilginç başlıklardan birisi de Arakandaki Müslümanların dünyanın gözü önünde büyük katliama maruz kaldığı gerçeğidir

Tarih boyunca yeryüzünde mazlumların çektiği ızdıraplar

Sonuç itibariyle zalimin yapmış olduğu zulmün içinde boğulmuş olan İslam dünyasının hal-i pür melalini ve zalimleri koruyun kollayan zihniyeti tarihin akışı içerisinde, yüzlerine vuracaktır.

* * *

Bakınız, basın mensuplarına yaptığı açıklamanın başlıkları aynen yukarıda açıklamaya çalıştığımız gibidir.

Aynen şöyle diyor;

Küresel barış, güvenlik ve refahın tesisi noktasında bizim de elzem gördüğümüz bazı başlıklarda üst düzeyli toplantılar da yapılacak. İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanı olarak Rohingya Müslümanları Temas Grubu Toplantısı bunlardan bir tanesidir.

Ülkemizin de desteğiyle katılım düzeyi yükseltilen bu toplantının, Arakanda yaşanan insanlık dramının uluslararası toplumun gündemine taşınması açısından son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Türkiye olarak bu toplantının Arakanlı kardeşlerimizin sıkıntılarına bir nebze olsun çare olmasını diliyorum.

* * *

Sevgili okurlar.

Dile getirmek istediğimiz Türkiyenin başına ördürülmek istenen çorap, kurulmak istenen hileli tuzaklar, emperyalist güçlerin bir ittifakı sonucudur.

Ama heyhat!

Tüm bunlar ve onların mekir ve hileleri elbette ki geri tepecektir.

Zira karşılarında Avrupa medeniyetine hayranlık besleyen düşük iradeli devlet adamı yok artık.

çok büyük bütünlük arz eden, iman gücüyle dünyaya Eyvallah demeyen, tabiri caizse hükmen meydan okuyan büyük bir devlet adamı var artık karşılarında

Ki, o da Recep Tayyip Erdoğandır.

Bakınız, can dostlar.

Bu söylediklerimizi, Yeni Şafak Gazetesinin köşe yazarlarından Yusuf Kaplan beyefendi, çember daralıyor ama Türkiye herkesi şaşırtacak başlıklı yazısında teyyid ediyor

Yazısından bir bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum...

Buyurun beraber okuyalım.

Sayın Kaplan, ne gibi çarpıcı, dikkat çekici tespitlerde bulunuyor..

Kendisini tebrik ediyor ve kutluyoruz.

***

Takke düştü, kel göründü: Türkiye, dizginlenemeyecek kadar büyümeye başlayınca Batılılar niyetlerini açık ettiler.

Türkiye sözümona Batı ittifakının bir üyesi ama başta ABD ve Almanya olmak üzere küresel kapitalist sistemin önde gelen ülkeleri, Türkiyenin gelişini durdurmak, Türkiyeyi köşeye sıkıştırmak ve vurmak için her yolu deniyorlar.

çember daralıyor

Önümüze yüzyıl önceki gibi bir Sevr Planı koymaktan çekinmeyecek emperyalist ülkeler!

Türkiye, önce haklı olarak diplomatik yolları tüketerek stratejik inisiyatifi ele geçirmeye çalışıyor Önce oyun-bozmak, sonra oyun-kurmak gerekiyor çünkü

Astana süreci, oyun-bozma imknlarını araştıran ve harekete geçiren bir süreç.

çember daralıyor ama Türkiye de uyumuyor: Ve herkesi şaşırtacak

* * *

Evet, sevgili okurlar.

Gerçekten Yusuf Kaplan Beyin tespitlerine katılmamak mümkün değil.

Su uyur, düşman uyumaz örneğiyle yola çıkarsak, tüm bu olup bitenleri daha açık okuyabiliriz.

Yukarıda da ifade etmeye çalıştığım gibi

Onlar ne kadar çemberi daraltırsa daraltsınlar, elbette ki karşılarında iman gücüyle ayakta duran, inanç ve İslam yüceliğini küfür sistemlerine kaptırmayacak İslam dünyasının bir lideri var.

O da Erdoğandır.

Erdoğan, geniş çaplı fikir ve iman üstünlüğüyle hareket etmektedir..

Ki bu vasfı herkesin malumudur.

Dünya liderleri de ve BM de bunu çok iyi biliyorlar

Net olarak okuyup, zaten ona göre cephe oluşturuyorlar

Ama her şeyden evvel bize göre Erdoğanın bir de arkasına dönüp Türkiyenin içindeki püsküllü belaları da görmesi gerekir.

Bu püsküllü belalardan birkaç tanesini burada sizinle paylaşmak arzusundayız.

Başta Cumhuriyet Halk Parti ve liderinin birer fitne unsuru teşkil etmesi

Türkiyenin başına yakın tarihimiz boyunca hep bela olmuştur, fitne teşkil ederek, provokatif kimliği körüklemiştir..

Her tarafı kışkırtıyor.

Ve hainlerle işbirliği içinde olduğunu pervasızca da gösterip dile getirebiliyor..

İkincisi AK Parti teşkilatının içinde Güneydoğu Anadoluda PKK ve FETÖ ile işbirliği yapan şahsiyetlerin varlığı

AK Partiye en yakın insanlar olarak kendilerini idame etmeleri, partiye ve Erdoğanın çalışmalarına çok büyük zarar verdiğini ve verebileceğini her platformda dile getiriyoruz..

Ki, yarattığı tahribatlar orta yerdedir..

Bunların varlığı ve faaliyetleri, tıpkı Selçuklu İmparatorluğunun devlet adamlarına karşı Hasan Sabbahların yaptığı gibi

Bugün ülkemizde de münafıkça çalışan ve her zaman bukalemun gibi yön değiştirerek çeşitli renklere bürünenler var.

Bunlar da hem Erdoğanın, hem partisinin, hem de ülkenin, hem de bölgemizin başına birer püsküllü bela durumundadırlar..

Bunların başını çeken de Büyükşehir ve Yenişehir kayyumlarıdır.

Ve o kayyumları yönlendiren ellerdir.

Bizden dostça söylemek

Takdir elbette ki zat-ı lilerinindir, hiç kimsenin diyeceği bir şey yoktur.

En derin saygı ve sevgilerimle.