PARLAK BEYİNLERİ BATIYA KAPTIRMAK!?
Eklenme: 9/11/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Kazakistanın başkenti Astanada İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak her zaman olduğu gibi, bu kez de İslam dünyasına seslenerek tüm ciddiyetiyle gerçekleri dile getirdi.

Erdoğan, Kazakistanın Cumhurbaşkanı Nazarbayevin misafirperverliğini anlatırken, İslam dünyasının ne kadar perişanlık içerisinde olduğunu dile getirmeyi de ihmal etmedi.

Nitekim İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak yaptığı konuşmalardan birisi de;

İslam dünyasının büyük bir potansiyel olmakla beraber bugün ne yazık ki yüzde 50si okuryazar değildir.

Olan varsa da parlak ve düzgün beyinleri de kendi içimizde işletemeyip batı dünyasına kaptırıyoruz.

Büyük bir kararlılıkla ifade ederek, gerçekleri dile getiren yine günümüzün dünya lideri çapında olan Erdoğan

Gerçekten kendisine yakışanı konuşuyor.

İslam dünyasını uyarıyor.

Teyakkuza çağırıyor.

Herkes kendine gelsin diyor.

Ve günümüzdeki bazı İslam devletçiklerinin başında bulunan nice baykuş tipli sözde liderler varsa da hiç kimsenin canına tak etmiyor ve bunları dile getirmiyor.

Bağrı ve kalbi yanık bir lider olarak tüm dünyaya karşı, özellikle haçlı ve Siyonist dünyaya karşı iman gücüyle gerçekleri bilen varsa, o da Erdoğandır.

Hiçbir vicdan sahibi bunu inkr edemez.

Erdoğan, söylediklerinin arkasındadır ve dik durmaya da devam ediyor.

***

Ama bu da bir gerçektir ki dile getirmeden geçmek istemiyoruz.

Erdoğanın 15 yıldan beri Türkiyeye vermiş olduğu hizmet inkr edilemez.

Eğer 15 yıldan beri Erdoğan devletin başında olmamış olsaydı

İnanın ki bugün Türkiye çoktan bölünmeye, inşikaka, nifaka doğru yuvarlanıp gitmişti.

Ama Allaha şükürler olsun

Öyle inanıyoruz ki yüce Allah Erdoğanın bu ciddiyetinden, bu sadakatinden, bu doğruluğundan dolayı onu korur ve himaye altına alır.

Ne var ki Türkiyedeki kangrenleşmiş terör problemleri, inançsızlık, İslama inanmama, Milli Eğitim camiasındaki bozukluk nedeniyle bir türlü yeni nesil yetiştiremiyoruz.

Bize göre Erdoğan da en büyük sorun olarak bunu görüyor, mücadele veriyor, ama bir türlü buna çözüm getirtemiyor.

Terör her gün biraz daha azdıkça azıyor.

Dün yine Diyarbakırın Lice ilçesinde sabah 06.30 sularında Jandarma Karakoluna canlı bomba olarak intihara kalkışan bir soysuz terörist, alınan önemli önlemlerden dolayı karakola bir şey yapamadı.

İnfilak eden bomba kendisini paramparça etti.

Ancak DNAsı yapıldıktan sonra, kim olduğu meydana çıkacak...

çıksa ne yazar, çıkmasa ne yazar?

Zira kaç tane canlı bomba paramparça olup, gitti

Hiç kimsenin kökenine ve inine inilmedi.

***

Devletin derinliğinde Masonik kafaların işi zaman zaman çapraza vurarak, hedefi ters yüz edip yanlış gösterenleri Erdoğan görmelidir.

çünkü nice Hasan Sabbahlar var.

Devlete ve önemli makamlara çok yakın olduğu halde devleti sömürüyorlar.

Özellikle bölgedeki atanan bazı belediye kayyumları

O kadar soğukkanlılıkla iş yapıyorlar ki; inanın PKKnın savunucusu durumunda olan HDPli belediyeler dahi bunu yapmamışlardır.

Devlete bağlılığıyla bilinen vatandaşlar hep mağdur edilmekte, işleri görülmemektedir.

Tabiri caizse, resmi dairelerin kapıları onlara sonuna kadar kilitlidir.

Ancak AK Parti iktidarıyla hiç alakası olmayan yalakaların varlığı söz konusudur.

Bu itibarla diyoruz ki Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda elbette yerden göğe kadar haklıdır.

Hele hele Parlak beyinlerimizi batı dünyasına kaptırıyoruz söylemi, gerçekten tarihi bir tespittir.

Osmanlının son döneminde, yani Sultan Abdülhamidin 33 senelik imparatorluğuna rastlanan İttihat Terakki Cemiyetinin paşaları ve onlarla işbirliği yapan jön Türkler ve sözüm ona bazı subaylar, işte o olayın neticesinde bir devlet yıkıldı, gitti.

Ama o zamanlar Batı hayranlığı fikrinin hkimiyeti söz konusuydu.

Ziya Gökalpların, Namık Kemallerin ve bazı Selanik dönmelerinin Batı hayranlığıyla aldıkları eğitim

Fransanın bazı semtlerine sözüm ona ilim tahsil etmeye gittiler, ama kupkuru ideolojik bir yapıyla geri döndüler.

İşte o ideoloji, koca bir imparatorluğu yedi, bitirdi.

Ve böylelikle, Osmanlıyı yok edebildiler

Ne hazindir ki, sözüm ona aydın kişiler olarak ta tarihe geçtiler

Hele ki bu tarihten sonra nice sahte kahramanlar türedi

Ki aynı o yönelmeler bugün ne çare ki dünden daha fazlasıyla hükümfermanlığını sürdürmektedir

Herkes batı hayranlığı deyip duruyor

çocuğunu oraya gönderiyor.

Aslında hiç göndermeye gerek yok.

Zaten aynı işi gören, batı hayranlığını pekiştiren, inşa eden bir Milli Eğitim müfredatımız var

Ki hepsine yeter de artar

Onun için, bizi bizden eden etkenleri uzaktan aramaya gerek yok.

Herşey içimizde

Zaten, içimizde kan ağlıyor

En derin saygı ve sevgilerimle.