“TEŞKİLATLARIMIZDA CİDDİ BİR METAL YORGUNLUĞU VAR!?”
Eklenme: 8/11/2017 12:00:00 AM

Evet, sevgili okurlar.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğanın, önceki gün Giresun İl Danışma Toplantısında yaptığı tarihi konuşmasında, geçmişe yönelik Türkiyede olup bitenlerden bahsetti

16 yıllık bir parti olmakla birlikte, 15 yıllık bir iktidar mücadelesinden söz etti

Sayın Erdoğanın dile getirdiği tarihi gerçeklere harfiyen katılmamak mümkün değildir.

Her zaman bu sohbet köşemizde dile getirmek istediğimiz olup biten olaylardan en önemlisi; Erdoğanın geçmişe yönelik tespitleridir ve mücadelesindeki başarılarıdır

1994lü yıllarda CHPli Nurettin Sözen isimli Belediye Başkanını mağlup ederek İstanbul Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu

Ki o günden itibaren İstanbulun üzerine bereket yağıdı

Uğur geldi, refah ve mutluluk kendini idame etmeye başladı.

Hatırlanırsa, dört yıllık CHPli Belediye Başkanı Sözenin görev süresince İstanbul Kerbela gibi bir damla suyu hasretti..

çünkü sular kesikti

Yağmur yağmadığı için, barajlar da kurumuştu

Musluklardan su yerine çamur akıyordu

Erdoğan başkan olduktan çok kısa bir süre sonra yağmur yağmaya başladı, barajlar doldu ve artık musluklardan çamur değil, bereketli berrak su akmaya başladı.

O günden bugüne kadar Erdoğan, hangi kulvarda, hangi siyasi mecrada görev aldıysa bolluk ve bereket geldi.

Bir devlet adamı olarak siyaset atmosferinde yürüdükçe başarılar peşi sıra geldi

Attığı her adım, başarıyla son bulmuştur

Engellere, prangalara, tuzaklara rağmen...

Her ne kadar Siirtte okumuş olduğu bir şiirden dolayı dönemin Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nihat çakarın hışmına uğradıysa da

Olağanüstü bir şekilde Belediye Başkanlığından alınarak cezaevine girdiyse de

O fitret dönemi Erdoğanı daha fazlasıyla yüceltti, onun sevgisi halkın gönlünde taht kurdu.

O mağduriyet içerisinde halk ona sahip çıktı ve korudu.

Ona muhtar bile olamaz diyenler olduysa da

Nihayetinde 2001de kurmuş olduğu AK Partinin liderliğine geçti

Ve girdiği her seçimi peş peşe kazandı

Bugün devletin zirvesinde bir devlet adamı.

Tabiatıyla şairin dediği gibi; zulmün topu, tüfeği varsa, hakkın da bükülmez bileği, sarsılmaz rahmeti vardır

Bu minvalde düşünülürse, işte tüm gerçekler ortadadır.

* * *

Erdoğanın önceki günkü konuşması, Türkiyeyi 2019a yönelik yönlendirme cihetidir.

Bir nevi inanan herkese uyarıdır

Her halükarda bu milletin dik durma gerçeğidir.

Hele hele son günlerde yapmış olduğu konuşmalardaki bazı ifadeleri çok çarpıcı ve çok anlamlıdır.

Özellikle; Teşkilatlarımızda ciddi metal yorgunluğu vardır ifadesi.

Giresunda bunu biraz daha detaylandırdı Sayın Erdoğan..

Ve şöyle devam etti;

15 yıldır her girdiğimiz seçimi kazandık ve kesintisiz bir şekilde iktidarda kaldık.

Özellikle bu süreçte teşkilatlarımızda ciddi bir metal yorgunluğuna maalesef şahit olduk.

Bu sadece benim şahsi görüşüm değil aynı zamanda milletimizin görüşü.

Doğru bir tespit.

Yerden göğe kadar da haklıdır.

çünkü, Ak Parti kendini yenilemeli

Erdoğan bu değişikliğin, 2019da yapılacak olan seçimler için elzem olduğunu söylüyor...

Evet, tüm bu güzel dikkat edici konuşmaların son cümlesi; 2019a yönelik vurgulamadır.

Şayet birlikte yaşadığımız bu seçimlerden gereken dersleri çıkarmazsak 2019da işimiz gerçekten çok zor.

Şunu unutmayın AK Parti demek Türkiye demektir.

AK Parti zaafa uğrarsa Türkiye zaafa uğrar.

AK Parti diğer partilerden farklı olarak kendisini geliştirmeyi, dönüştürmeyi, ileriye taşıyabilmeyi başaran tek parti.

***

Kamuoyunun dikkatini çeken Erdoğanın bu ifadeleri, AK Parti içindeki bazı olumsuzlukları ve bazı yanlış insanları hatırlatıyor

Nitekim devamla şöyle diyor;

Kendi çıkarını partisinin ve ülkesinin önünde tutan hiç kimse AK Partide yöneticiliğe talip olamaz.

Bu ifade de bir yerlere gönderilen bir mesajdır.

Bilen kendini bilir ve bilmelidir de.

Burada birilerini deşifre etmeye hakkımız yok.

Görevimiz de değil.

* * *

Ancak şunu diyebiliyoruz ki;

Doğu ve Güneydoğu Anadoluya yönelik AK Partinin 15 yıl içerisinde sürdürdüğü politika, ne derseniz deyin çok yanlış bir siyaset güdülmüştür.

Ve Erdoğanın Başbakanlığı döneminde etrafına dolaşan, kendini hep ailenin içinden sayan, birçok rantiyeci, vurguncu, ruhen, kalben ve karakteristik olarak da kanı hep PKKya yönelik insanlar, çok yanaştılar AK Partiye.

Bu bir gerçektir.

Ki Sayın Erdoğanın özellikle Başbakanlığı döneminde, HDPnin ileri sürmüş olduğu Barış Süreci çok yanlış ve yanıltıcı bilgiler Erdoğana verildi.

Hatta Erdoğana kendini çok yakın gösteren Güneydoğu Anadolulu eski bir parlamenterin, Leyla Zanayı HDPnin baş temsilcisi olarak gösterip, Beşir Atalayla birlikte Başbakanlığa götürüp Erdoğanla görüştürmesi bize göre apayrı bir garabet oldu.

Bize göre Erdoğana karşı çok büyük bir nezaketsizlik oldu ve aldatıcı bir hareketti.

Keza Dolmabahçedeki Barış Süreci toplantısı yapan, dönemin parti sözcülüsü Yalçın Akdoğanın da HDPlilerle yapmış olduğu toplantıda da başrol oynayan dönemin İçişleri Bakanı Efkan Alanın da Diyarbakırlı eski bir parlamenterin güdümünde olup o direktifle yola çıkmış olması, yine AK Partiyi zor duruma soktu.

AK Partiye gönül bağıyla bağlı olan Güneydoğulu aklıselim olan, gerçek inanan, muhfazakr, dinine ve inancına sahip, camiye ve cemaatine bağlı birçok insanı hayal kırıklığına uğrattı.

Bu tür olumsuzluklar, tümüyle AK Partiye yönelik kasıtlı bir hareket olmakla beraber, AK Partiye gönül vermiş, inanan bir kesim insanları ruhen rahatsız etme ciheti unutulmaz tarihi bir gerçektir.

Ama kime ne anlatırsın?

Bu halk, sesini bir türlü dönemin Başbakanı Erdoğana yetiştiremiyordu.

çok engel teşkil ediliyordu

Adeta Erdoğana ulaşmamak için kendilerini siper eden, kişisel rantını ön planda tutan ve bütün devlet ihalelerini kendi firmalarına kazandıran böylesi insanlar ne yazık ki bugün artık metal yorgunluğu içerisindedirler

Bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle böyle zorlu bir mücadeleyi yürütemeyiz.

Bunu söyleyen yine Erdoğandır.

Demek ki olup-bitenleri teşhis etmiştir

Kişisel rantını ön planda tutup, Rabbena hep bana düşüncesiyle yola çıkıp nerdeyse AK Partiyi istila etmiş bir kirli ruh, bir yanlış anlayış söz konusu olduğu içindir ki; 15 yıl içerisinde gözle görülen, elle tutulan bir oy potansiyeli Doğu ve Güneydoğu Anadoluda elde edilemedi.

* * *

Bunu da yazmadan geçemiyoruz.

İnanın, sevgili okurlar.

15 yıllık AK Partinin iktidar dönemi içerisinde Güneydoğu Anadolu ve özellikle Diyarbakırımıza yönelik AK Partinin bünyesinde hareket eden ve ön saflarda yer alanların hiçbirisi gerçek manada parti misyonuna sahip değildir.

Muhafazakr görünenler, illa ki FETÖ ruhuyla yaşıyorlardı.

Bir yanı muhafazakr, diğer bir yanı da liberal olarak görünen rantiyecilerin büyük bir bölümü de hem FETÖ, hem de PKK ruhunu taşımaktadır.

Hala da aynı anlayışa sahip bazı kişiler parti içerisinde faaliyet göstermektedir.

İster il ve ilçe teşkilatları olsun, ister parlamento olsun, ister eski parlamenterler olsun

İllaki ama illaki FETÖ, PKK ve AKP karışımı ile mevcudiyetleri söz konusudur

Ki bu kimyevi karışım, birilerinin ruhunda, kronikleşmiştir

Ve Erdoğan da bunu artık tespit etmiştir.

Hem de çok güzel tespit etmiştir.

Buna binaen diyor ki;

Bencillik batağında çırpınan defolu kişilerle böyle zorlu bir mücadeleyi yürütemeyiz.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğanın bu tespitlerine katılmamak mümkün değil.

İnanmamayan varsa, bana göre akli dengesinde bir arıza vardır

Tek kelimeyle bu millete düşen görev, bize göre Erdoğanı yalnız bırakmamaktır.

Ve bu misyona sahip çıkmaktır.

Tespitlerine de inanarak bağlı kalınmalıdır..

İnşallah öyle ümit ediyoruz ki artık o eskiye yönelik aldatanlar, kimseyi aldatamayacaklardır.

Ve parti bünyesinde yer almayacaktır...

En derin saygı ve sevgilerimle.

Hayırlı Cumalar