BİR DE YIKIM PARASI…
Eklenme: 8/21/2017 12:00:00 AM

Soruyorum

Ki öncelikli sorum

Türkiye

Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti

Sosyal, demokratik bir hukuk devleti mi?

Biliyorum ki

Hep bir ağızdan; evet demektesiniz

çünkü Anayasanın dibacesinde bu tanım var

Hiç kuşkusuz ki

Yerel Yönetimler

Özelliklen de; Belediyeler

Sosyal devlet ilkesinde en büyük hizmet kurumlarıdırlar

Ki sosyal belediyecilik; toplumsal nizamdır...

Hal bu iken

Diyarbakırın özeline dair, ifade ediyorum

Ki, Yenişehir yerel yönetimi açısından

Belediye ve tabi ki, Kaymakamlık!

Neden?

Keyfiyet arzıyla

Operasyonel anlayışla

Kumpasvari bir toplumsal bunalım körüğü üreterek Sosyal Devlet ilkesini rafta tutuyor?

Uygulanmıyor

Göz ardı edilerek; katı-kural ikmal ediyor

Niçin?

***

Bakınız

Önceki gün buradan, İşyeri yıkımıyla ilgili bir konuyu mevzuu etmiştim

Ofis semtindeki bir işyeri

Ne kaldırım

Ne cadde işgali, ne de şehir yaşamını engelleyen bir işgaliyet durumu yok..

Var olan

İki bina arasındaki boşluğa çekilen camekn

Belediye yıktı?

Tabi yıkım hukuki

Yasadışı bir durum; yok..

Ama velakin; kişi, yer ve zaman açısından, sorgulayıcı?..

İkmale gelen soru da bu sorgulama?

Neden Uğur Apaydının işyeri

Apaydın

AK Parti yönetiminde..

Semt esnafı..

Bilinen, tanınan biri..

En önemlisi de, 15 Temmuz ihanetine karşı çıkandı..

İhaneti organize ettiği tiyatroyla gündeme getirip, halka götürdü

Yani; FETÖ karşıtı biri

Kendi ifadesiyle; Darbeye karşı tavır koyduk, başımıza gelmeyen kalmadı?

İşte böylesi birine ait işlerinin bir bölümü yıktırıldı.

***

Ofis ki

İşgal edilmeyen..

Camekan çekilmeyen..

Tezgh konulmayan

Raflar dizilmeyen..

Sokak.. Cadde.. Bina arası.. Kaldırıma enva-i organizasyon çekmeyen yok!

Her taraf işgal altında...

Bir değil

Binlerce emsal vaki iken?

Sadece buraya odaklanmak, hukuku burada ikmale getirmek neye delalettir?

Apaydının yine ifadesiyle

Onlarca zabıta

Onlarca polis gözetiminde; sanki direniş, karşı çıkan varmış gibi provokatif organizasyonla yıkım yapıldı?

Ki yıkılan da; 27 metrekarelik alan

***

Üç gündür meseleye dair yüzlerce telefon alıyorum

Özellikle, Kayyuma dair

Yenişehir Belediye Başkanvekili Mehmet Özele ilişkin

Kim ve kimlerle ilişkili olduğuna dair

Özellikle de geçmişteki uygulamaları...

Ben de sormuştum

Okurlar da soruyor

Makamından çıkıp etrafa bir baksa, Yenişehirin nasıl işgal altında olduğunu görür

Ama gaye, işgal değil

İşgal bahaneliğiyle gerilim şahaneliğini yaratmaktır gayesi!

Yaman durum!

***

Gel gelelim

Yazı başlığımıza dair; mevzua!

Vaziyet

Apayrı bir garabet içerdiği gibi olmaz, olamaz dedirtiyor

Şöyle ki

Gökdağ Apartmanı

40 yıllık bir bina

Yıkıldı, yıkılacak derken 2 Ağustos tarihinde bina tahliye edildi

Ki bina sakinleri, durumu görünce boşalttılar

Dediklerine göre; hiç bir kurumun ikazı ve kararı yok iken

Ne tesadüf ki

Bina tahliye edildikten saatler sonra; kendiliğinden yıkıldı

4 katlı bir bina

Şans eseri, ölen ve yaralanan olmadı, facia kıl payı atlatıldı

***

Ancak

Kendiliğinden yıkılan bina; çevreye hasar verdi

Yan binalardan; Figen ve Girne Apartmanları

40 daire

A ve B bloklar

Oluşan hasar nedeniyle iki bina için de; yıkılma tehlikesi oluştu

Vaziyet bu noktaya gelince

Yenişehir Belediyesi hizmet aşkıyla(!) görev üstlendi

Önce iki bina tahliye edildi

Evler boşaltıldı

Sonra, tehlike arz ediyor diye iki bina için Yenişehir Belediyesi yıkım kararı verdi

Bina sakinleri

çaresizlik içerisinde, sokakta kaldı

Kimi eş, dost akrabaya sığındı

Kimi de, kiralık ev bulmak için sokaklara düştü

Ama ne var ki; kimse yardım elini uzatmadı

***

Ne Yenişehir Belediyesi

Ne Büyükşehir Belediyesi

Ve ne de İl Valiliği

Pek tabi ki, bir başka kurum

Hiçbiri zerre-i miskal sosyal devlet ilkesiyle hareket etmediği gibi ailelerin akıbetine dair, el uzatan da olmadı

Bunlar bizim vatandaşımız

Mahallelimiz

Bu kentin yaşayanları

Felaketle karşılaştılar

Evleri başlarına yıkıldı

Yardım edelim

Bir yerlerde barındıralım; iaşe sağlayalım

Ekmek verelim

Dertlerine derman olalım

Sosyal devlet hizmetkrlığıyla; devlet baba-ana şefkatini gösterelim

Sahip çıkalım

çünkü kendi mahallelerinde muhacir oldular

Kimse demedi, kimse de el zatmadı

***

Kimin umurunda?

Kılını kıpırdatan yok

Akla ziyan durum bu seyirdeyken

Önceki gün

40 Aileye bu kadarı da olmaz dedirten bir tebligat yapıldı..

Şüyuu vukuundan beter misali

Tebligatta deniliyor ki

Yıkılacak evlerin yüzde 20 oranında yıkım ücreti ödemeniz gerekiyor

Yani binalarınızı yıkacağız, ama yıkım parasını da siz vereceksiniz!

Rezalet zincirine, yeni bir halka!

Bina sakinleri

Önceki gün

Bıçak kemiğe dayandı misali isyan etti

Tepki gösterdi

Kameraların karşısına geçtiler

Öfkeyle

Yaşadıkları akıl-almaz keyfiyet karşısında veryansın ettiler

Ne gariptir ki

Gerilimi haber alan, Kayyum Mehmet Özer olay yerine geliyor

Kameralar karşısında bina sakinleri ve esnaflarla görüşüyor

Sanki sorunu çözecek

Ama tam eksine, bir pişkinlik

Verdiği cevap

Bina sakinlerine dair yaptığı açıklamalar!

Tabiri caizse; açık yaraya tuz-biber misali

***

Diyor ki

Sizin durumunuz özel bir durum

Bizi değil, sizi bağlar

Gidin bir müteahhitle anlaşın

Kentsel dönüşüm çerçevesinde yeni bina yapılsın.. Size orada ev versin..

Nasıl olacak bu sorusuna gelince?

Verdiği cevap, beterin beteri

Ne kadar sürer

Nasıl olur onu bilemeyiz

Ama biz de bu işin takipçisi olacağız

Yıkım parasını ödemelisiniz

Bir kez daha; hayal kırıklığı

Özer de kim açıkta, kim sokakta, kimin evi yıkılmış umursamazlıkta, ayrılıyor

Sorunu katmerleştirerek sırt dönüyor

***

Keyfiyet arzına bina sakinleri, tepkilerini kameralara şöyle aktardılar

Yıkım kararıyla bizleri kapı önüne bıraktılar.

Ne kira yardımı var, ne de binanın yıkımı, yeniden inşasıyla ilgili devletin, belediyenin aldığı bir inisiyatif var.

Belediye açıkça bize, gidin başınızın çaresine bakın diyor.

Binayı yıkarız, sizden yıkım parasını da alırız.

Gerisi bizi ilgilendirmiyor.

Gidin müteahhit bulun, anlaşın, gelsin size bina yapsın deyip bizi sokağa terk ediyorlar.

Bu mu hak, hukuk, adalet ve devlet anlayışı?

Nerde sosyal belediyecilik, nerde vatandaşa hizmet?

Nerde sosyal hukuk devleti?

Bize bir çare bulunsun.

Yoksa biz evimize gireceğiz.

Yıkılacaksa evimiz başımıza yıkılsın

***

Bakalım, Özerin keyfiyeti

Bıraktığı enkaz; evleri yıkılan aileler

Tehlike ile yüz yüze gelen 40 ailenin akıbeti nasıl bir sonla noktalanacak?

Takipteyiz

Ama bu kayyumla

Bu zihniyetle

Bu kumpasvari uygulamalarla; Diyarbakır ne sorunlarına çözüm bulabilir

Ne huzuru yakalayabilir

Ne de, dünden daha hayırlı bir ortaya kavuşabilir

çünkü gelen gideni aratıyor

İşte bu iyi sorgulanmalı

Atanmış da olsa

Seçilmiş de olsa

Şuan ki kayyumların yarattığı tahribat ve oluşturdukları enkaz!

AK Parti iktidarına

Erdoğana yarın ağır fatura olarak geri dönecek?

Siyasi bedel ağır

Ödeyecek olan iktidar, başkası değil

***

AKARAN GELEN MESAJ

AK Parti İl Başkanı Muhammed Dara Akar..

Cumartesi günkü yazıma dair; mesaj göndermiş

Yazımda, sosyal medyada kendisine dair, incitici bir kampanya yürütüldüğünü..

Bazı spekülasyonların yapıldığı..

Buna mukabil..

Ak Partideki Metal yorgunluğu..

Köklü değişiklik..

Gibi yenilenme evresinde, Partinin önünün açılması adına; istifa etmek en uygunu diye öneride bulunmuştum!..

Bunu düşünmelisiniz diye..

Tabi ki, dost tavsiyesine binaen, bunları kaleme almıştım..

Kendisi de, bu minvalde, mesaj gönderdi

Bakalım Akar mesajında, ne diyor, ilerisi açısından da gayesi nedir?

Aynen aktarıyorum...

***

Değerli Büyüktimur

19 Ağustos tarihli köşenizde beni istifaya davet etmişsiniz.

Gerekçe olarak da sosyal medyada kimi hesapların bana hakarette bulunmasını gösteriyorsunuz.

Öncelikle şunu söyliyeyim ki ;

Genel merkezim ve Genel Başkanım beni istifaya davet etmiş değil.

Kaldı ki

Sn. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız emrettiği an 81 il başkanı olarak bayrak devrini anında gerçekleştirmeye hazır durumdayız...

Bizler 15 Temmuz gecesi, bırakın koltuktan vazgeçmeyi, canımızdan dahi vazgeçmeyi göze aldık ve bu kararlı tutumumuz devam etmektedir.

Ancak sosyal medyadaki bazı rant seviciler istiyor diye istifa edilir mi?

Kişiliğimin zedelenmemesi için dostça istifa etmemi istiyorsunuz, o halde kişiliğimi ahlaksızca ve insafsızca hedefleyen çetelere boyun mu eğeyim...

Bu ahlaksızlığa, bir dost olarak üç lafınız olmayacak mı?

Emin olun ki boyun eğdiğimiz vakit insanların onurunu bundan böyle güvence altında tutamayız.

Bu gün bize yapılan yarın başkalarına yapılır.

Siyasi erden sahibi kişiler olarak topluma bu kötülüğü yapamayız.

Sosyal çürümeye dur demeliyiz.

3 yıla yakındır ki il başkanıyım.

Bu süre zarfında ismim hiçbir yolsuzluğa, hırsızlığa, hukuksuzluğu karışmadı.

Bunu tüm kamuoyu biliyor.

Hal böyle iken hangi çevreler tarafından ve ne amaç ile yapıldığını çok iyi bildiğimiz sosyal medyadaki istifa çağrılarına neden uyalım.

Biz sadece Reisimizin emri ile hareket eden kadrolarız ve koltuğu değil canımızı dahi Davamız uğruna bırakabilecek sadakat ve yürekliliğe sahibiz

Esenlik diliyorum