Hamza Hocagil bu işin peşini bırakmadı. 1986 yılında Rahmetli Özala müracaatla Genelkurmay Özel Harp Dairesinde bulunan bu metinlerin tercümesini yapmak istediğini söyledi.
Hamza Hocagil Turgut Özal ile olan görüşmesinde "konuyu kendisine anlattıktan sonra beni Özal Harpçi Orgeneral Sami Karamısır Paşaya gönderdi.Önce beni epey sorguladılar, amacımın ne olduğunu öğrenmeye çalaştılar.Ben kitabın sadece tercüme byutuyla ilgilendiğimi söyledim. Ankaraya Özel Harp Dairesi Başkanlığına götürüldüm. Kitabı ilk orada gördüm. Birkaç demir kapıyı aştıktan sonra ulaşılan bir yerdeydi.Ardından İstanbul Balmumcuda bulunan Özel Parp Karargahında Sami Karamısır Paşa ve MİT Müsteşarlığı da yapmış olan Hayri Ündül Paşa tarafından bana verildi ve onların görevlendirmesiyle tercüme çalışmasına başladım. Ben burada hergün tercüme çalışması yapıyordum. Tercüme parası da bana Harp Akademileri Komutanı Nahit Şenoğul paşa tarafından bana veriliyordu. Bu süre içerisinde Barnabas İncilininin 19 sayfasını tercüme ettim.
Benim tercüme ettiğim böblümlerde Tevhitten başka bir şey yoktu. Zikrullah vardı. İbadet etmenin önemi, Allaha eş koşmama, bu arada komşulara yardımcı olma, Lut kavi ile ilgili bazı uyarıcı bigiler ile ilgili ibret alınmasını öğütleyen bir kıssa vardı.Dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Ayette, "Bir Peygamber gelecek, ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacak" diyordu.( Burada Fetih Süresinin 29.Ayetinin mealini vermenin şimdi tam zamanı. Yüce Allah Celle Celaluhu bu ayette şöyle diyor. "Muhammed Allahın Resülüdür. Onunla berabar olanlar, inkarcılara karşı çetin, biribirlerine karşı da merhametlidirler.Onları, rüku ve secde halinde , Allahtan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir.İşte bu , onların Tevratta ve İncilde anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçiların hoşuna giden bir ekin gibidirler.Allah kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükafat vaat etmiştir" C.T.)
Hamza Hocagil Barnabas İncilinin son sayfasında , Aziz Barnabasın bu incili dört nüsha olarak yazdığını ve diğer üç nüshasının da yerlerini belirttiğini söylüyor. İncillerin biri İsrailde, biri Arabistan Yarımadasında , üç üncüsü Kuzey Irakta Süleymaniye Zaho taraflarındaydı. Barnabas İncilinin yine son sayfalarında Hz.Davutun kendi eliyle yazdığı Aramca Zebur ve Hz.Harunun bakır levhalara yazdığı On Emirin nerede olduğeunu ilişkin bilgiler de vardı. Hocagil, Hz.Davutun Sarayında bulunan İncili de tercüme ettiğini söylüyor. "Bu tercümeyi Almanca ve İngilizce olarak Yunanistandaki Markos Yayncılık iin yaptım.Genelkurmaydaki İncille İsrailde bulduğumuzun ter farkı tefsirli oluşuydu. Barnabas , Uluderede bulunan İncile bazı şerhler dümüştü. Hocagil , Markos Yayıncılıkla aracı olanın ismini, bugün Ergenekon Soruşturmasının bir önemli sanıklarından birisi olan aracı "Adem Taşdemirdi" Adem Taşdemir, Ergenekonun kilit ismi Tuncay Güney ile birlikte cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak iddiasıyla gözaltına alınmış ,daha sonra serbest bırakılmıştı. Taşdemirin bir özelliği de Emekli Tuğgeneral Veli Küçükün yaveri olmasıydı.
Hamza Hocagile göre Barnabas İncili hala Genelkurmay Özel Harp Dairesinde bulunuyor.Yarın devam edelim.