Türk siyasetinin "Erbakan Hoca"sı vefatının 12'nci yılında anılıyor
Eklenme: 2/27/2023 12:00:00 AM

Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve Türk siyasetinin Erbakan Hocası merhum Başbakan Necmettin Erbakanın vefatının üzerinden 12 yıl geçti.

27 Şubat 2011de vefat eden Erbakan, 12 Ekim 1969daki seçimde Konyadan bağımsız milletvekili seçilerek başladığı siyaset hayatında 42 yıl geçirdi.

Türk siyasetine ideolojisi ve üslubuyla yeni bir heyecan getiren Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926da Sinopta doğdu. Babasının ağır ceza reisi olması dolayısıyla çocukluğu farklı şehirlerde geçen Erbakan, Kayseri Cumhuriyet İlkokulunda başladığı ilkokul eğitimini Trabzonda tamamladı.

Erbakan, İstanbul Erkek Lisesini 1943te birincilikle tamamlamasının ardından, sınavsız geçiş hakkına rağmen İstanbul Teknik Üniversitesine sınavla girdi. Sınav sonucuna göre doğrudan ikinci sınıftan başlatılan Erbakan, 1948de mezun olduğu üniversitenin Makine Fakültesi Motorlar Kürsüsünde asistan oldu.

1951 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından Almanyadaki Aachen Teknik Üniversitesine ilmi araştırmalar yapmak üzere gönderilmesi, Erbakanın hayatındaki dönüm noktalarından biri oldu.

Alman ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezinde, biri doktora olmak üzere 3 tez hazırlayan Erbakan, bu tezleriyle Alman Ekonomi Bakanlığının dikkatini çekti.

Motorların daha az yakıt harcaması konusunda kendisinden istenilen raporu hazırlayan Erbakan, doçentlik tezini de Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunun matematiksel izahı üzerine hazırladı.

Erbakan, çalışmalarıyla Leopard tanklarının üretiminin yapıldığı Almanyanın en büyük motor fabrikasına davet edildi, daha sonra burada başmühendis olarak tank motorları üzerine çalışmalar yaptı.

AĞIR SANAYİ HAMLESİNİN ARDINDAN İLK YERLİ MOTOR ÜRETİLDİ

Türkiyede başlattığı ağır sanayi hamlelerini Almanyada kaldığı sürede tecrübe eden Erbakan, bunu aynı zamanda Milli Görüşün önemli hedeflerinden birisi olarak da belirledi.

Necmettin Erbakan, o yıllarda düzenlenen otomobil kongresinde, Şeftaliden başka bir şey üretemeyiz görüşünü savunanlara inat, bir araya geldiği arkadaşlarıyla 1956da Türkiyenin ilk yerli motorunu üretmek için Gümüş Motor Fabrikasını kurdu.

Burada, Avrupadaki benzerlerinden düşük saatte 5,5 litre motorin harcayan bir ve iki silindirli motorların üretimi yapılmaya başlandı.

Fabrika hisselerinin çoğunluğu pancar kooperatifi ve şeker fabrikasına geçince Gümüş Motorun adı Pancar Motor olarak değiştirildi.

Pancar Motor, Mart 1960ta seri üretime başladı.

ODALAR BİRLİĞİNDEN SİYASETE

Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanlığına 1966da getirilmesinin adından Genel Sekreter olan Erbakan, önce Odalar Birliği İdare Heyeti üyeliğine, bir yıl sonra da Odalar Birliği Başkanlığına seçildi.

Erbakan o dönem tanıştığı Nermin Saatçioğlu ile evlendi. Nermin ve Necmettin Erbakan çiftinin evliliğinden çocukları Zeynep, Elif ve Muhammed Fatih dünyaya geldi.

Erbakan, Odalar Birliğinde de aktif dönem geçirdi, Anadolu sermayesini desteklemek için çalıştı.

Geçersiz sayılan Odalar Birliği Başkanlığı seçimi Danıştaya taşınınca Erbakan, bu görevinden Ankara Valiliğinin emriyle uzaklaştırıldı.

Bu karar, Erbakanın siyaset yolculuğunu başlattı.

HER BAHAR BİR çİçEKLE BAŞLAR

Erbakan, milletvekili seçiminin yapıldığı 12 Ekim 1969a giden süreçte, güçlü bir siyasi parti olan Adalet Partisinden (AP) milletvekili olmak istedi ancak kabul edilmedi.

Bunun üzerine Konyadan bağımsız aday olan Erbakan, üç milletvekili seçilebilecek kadar oy alarak milletvekili oldu.

Erbakan, Konyadaki milletvekilliği çalışmaları sırasında kendisine yönelik Bir çiçekle bahar olmaz değerlendirmeleri üzerine, Evet, bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar ifadesini kullandı.

MİLLİ NİZAM PARTİSİNİ KURDU

Konya Milletvekili Erbakan, 26 Ocak 1970te 17 arkadaşıyla Milli Görüş hareketinin ortaya çıkmasını sağlayacak ilk parti olan Milli Nizam Partisini kurdu.

Parti kurulduğunda ilk üyenin kim olacağı konusunda karar vermek üzere toplanan yönetim, Erbakandan ilk üye olmasını istedi.

Bu teklif üzerine arkadaşlarına tebessümle bakan Erbakan, Ecdadımız Anadoluya, Malazgirt Meydan Muharebesi ile Muş/Malazgirtten girmişti. O ilimizdeki bir caminin imamı, bizim birinci kurucu üyemiz olacak. ifadesini kullandı.

Genel Başkan Erbakan, partisinin kuruluşundan sonra kapitalizm ve Batıcılık karşıtı siyaset yürüttü.

Erbakanın siyasetinde siyonizm ile mücadele ön planda yer aldı. Erbakan ile Türk siyasetinde ve kamuoyunda Filistin davası konusunda hassasiyet oluştu.

Milli Görüş hareketi lideri Erbakan, önce ahlak ve maneviyat vurgusunu da Milli Nizam Partisinin çalışmalarıyla gençlere ve partililere aktardı.

AYASOFYADA NAMAZ DAVETİ PARTİ KAPATMA GEREKçESİ OLDU

Erbakan ve arkadaşlarının izlediği siyaset tarzı pek çok çevrenin dikkatini çekti. 12 Mart 1971 muhtırasının ardından mayıs ayında laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü iddiasıyla Milli Nizam Partisi kapatıldı.

Partinin kapatılmasına ilişkin mahkeme kararının gerekçesinde, Erbakanın konuşmalarında halkı Ayasofyada namaz kılmaya davet etmesi de yer aldı.

Partisinin kapatılmasının ardından Erbakan, arkadaşlarıyla 11 Ekim 1972de Milli Selamet Partisini (MSP) kurdu. Parti, 1973teki seçimde 48 milletvekilliği ve 3 senatörlük kazanarak 51 parlamenterle Meclise girdi.

Seçimlerden hemen sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Bülent Ecevit ile yapılan görüşmelerin ardından CHP-MSP koalisyon hükümeti kuruldu.

Erbakan, bu hükümette başbakan yardımcısı olarak görev aldı.

MÜCAHİT ERBAKAN

Bu dönemde Kıbrıs sorunu gündeme gelirken, siyasilerce ülkedeki sorunlardan daha fazla Adadaki gelişmeler üzerine stratejiler üretildi.

Kıbrısa 20 Temmuz 1974te düzenlenen Barış Harekatını güçlü şekilde savunan Erbakanın ismi bu dönemde Mücahit sıfatıyla kullanılmaya başlandı.

Bülent Ecevit ile Erbakanın Kıbrıs meselesi üzerindeki görüş ayrılıkları nedeniyle CHP-MSP hükümeti, 17 Eylül 1974te dağıldı. Erbakanın liderliğindeki MSP, o yıllarda kurulan yeni hükümetlerde ortak oldu.

11ler hükümeti, Milletvekili pazarlığı ve Güneş Motel şaibeleri 1978de siyasette gündemi belirlerken, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde Erbakan ve siyasi hareketi de hedef alındı.

CEZAEVİ SÜRECİ

Milli Selamet Partisince 6 Eylül 1980de Konyada düzenlenen Kudüs Mitingi büyük ses getirirken, bu miting partinin kapatılma sebeplerinden birisi olarak gösterildi.

Erbakanın bu sürede verdiği mücadele dava olarak adlandırıldı. Erbakanın dava için yetiştirdiği nesil, yeni Türkiye inşasında bunu temel aldı.

Darbeden sonra İzmirde uzun süre gözaltında kalan Erbakan, daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve 9 ay cezaevinde kaldı.

Erbakan, cezaevinden çıktıktan sonra yeni parti kurma çalışmalarını başlattı.

REFAH PARTİSİ KURULDU

Siyasi yasaklı Erbakan, kapatılan MSPnin yerine Refah Partisinin (RP) 19 Temmuz 1983te kurulmasını sağladı.

Partinin genel başkanlığı koltuğuna Ahmet Tekdal oturdu. Siyaset yasağının referandumla kalkmasının ardından Erbakan, Refah Partisinin 11 Ekim 1987de yapılan kongresinde oy birliğiyle genel başkan oldu.

Bu tarihten sonra yapılan yerel seçimlerde Refah Partisinin kazandığı belediyelerdeki hizmetler, Erbakan ve siyasetine olan ilgiyi artırdı.

Milli Görüş fikri, Türkiyede bu dönemde yeni bir model oldu. 27 Mart 1994 yerel seçimlerinde Milli Görüş, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyeleri dahil birçok kentin yerel yönetimlerinde iş başına geldi.

REFAH PARTİSİ BİRİNCİ PARTİ OLDU

Necmettin Erbakan, 20 Ekim 1991 seçimlerinde Konyadan yeniden milletvekili seçildi.

Parti, 1995teki genel seçimlerde yüzde 21,7 oy oranıyla sandıktan birinci çıktı. Erbakan, Meclise Konya milletvekili olarak girdi. Cumhurbaşkanlığı koltuğundaki Süleyman Demirel, hükümeti kurma yetkisini Refah Partisine vermedi. Daha sonra kurulan DYP-ANAP hükümeti 3 ay sürdü.

54. HÜKÜMETTE BAŞBAKANLIK YAPTI

Hükümet kurma görevini Cumhurbaşkanı Demirelden alan Erbakan, Tansu çillerin genel başkanlığındaki Doğru Yol Partisi ile 54. Hükümeti kurarak 28 Haziran 1996da başbakanlık koltuğuna oturdu.

Başbakan Erbakan, dış politikada G-7lere karşı gelişmekte olan Müslüman ülkeleri bir araya getirmek için D-8leri kurdu.

28 ŞUBAT VE POSTMODERN DARBE SÜRECİ

Medya üzerinden 54. Hükümetin faaliyetlerine ilişkin başlatılan algı operasyonları, 28 Şubat sürecinin temel taşlarını oluşturdu.

28 Şubat sürecinde bazı üniversiteler, iş dünyası ve sendikalar da Erbakan siyasetine karşı misyon üstlendi. Erbakanın Mısır ziyaretindeki bayrak krizi, Libya ziyaretinde Kaddafinin açıklamaları da yine Erbakan aleyhinde kullanılmaya başlandı.

Günlerce kamuoyunda oluşturulan propagandalar sonrası, 28 Şubat 1997de postmodern darbe olarak anılacak müdahale gerçekleşti.

Başbakan Erbakanın o gece ulusa seslenmek için hazırlık yaptırdığı, Milli Güvenlik Kurulu toplantısından geç saatte gergin ve üzgün geldiği için bu yayının iptal edildiği sonradan ortaya çıktı.

BAŞBAKANLIKTAN İSTİFA ETTİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından 27 Mayıs 1997de Anayasa Mahkemesine iktidar partisi Refah Partisinin temelli kapatılması istemiyle dava açıldı.

Koalisyon ortağı Doğru Yol Partisinin protokol gereği başbakanlık koltuğunu alması için Necmettin Erbakan, 30 Haziran 1997de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirele istifasını sundu.

Demirel, DYP Genel Başkanı Tansu çiller yerine 55. Hükümeti kurma görevini Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaza verdi.

Anayasa Mahkemesinde görülen Refah Partisinin kapatılması davası 16 Ocak 1998de sonuca bağlandı.

Refah Partisinin kapatılmasına ve aralarında Necmettin Erbakanın da bulunduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine karar verildi.

Erbakan, partisinin kapatılması kararının ardından yaptığı konuşmada, Bu alınmış olan karar, tarihin akışı içerisinde basit bir noktadır. Böyle bir kararın yürürlüğe girmesiyle Türkiyede halkımızın muazzam bir bölümünün partisi olan Refah Partisi ve onun davası, bu kararlardan zerre kadar etkilenmez. Bu kararlardan bir tek sonuç çıkar, o da refah inancının tek başına iktidarı. Bu olayın arkasından Refah Partisi davasının, camiasının çok daha büyüyüp gelişeceği kesinlikle açıktır. ifadesini kullandı.

REFAH PARTİSİ KAPANMADAN FAZİLET PARTİSİ KURULDU

Refah Partisinin kapatılması sürecini beklemeyen partililer, 17 Aralık 1997de Milli Görüş hareketinin dördüncü partisi olan Fazilet Partisini kurdu. Partinin genel başkanlık görevini de Recai Kutan üstlendi. Fazilet Partisinin 14 Mayıs 2000deki kongresi, gelenekçi ve yenilikçi kanat şeklinde isimlendirilen parti içi grupların yarışmasına sahne oldu. Abdullah Gül yenilikçi kanadın, Recai Kutan ise gelenekçi kanadın oylarını aldı.

Bu arada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Fazilet Partisinin de kapatılması için dava açtı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezerin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının ardından Vural Savaşın yerine atanan Sabih Kanadoğlunun hazırladığı delillerle Fazilet Partisi 22 Haziran 2001de kapatıldı.

Erbakan, Refah ve Fazilet partilerinin kapatılması üzerine, Atımızı alan yolumuzu da almadı ya ifadesini kullanmıştı. Bir ay sonra partililer, Milli Görüşün beşinci partisi olan Saadet Partisini kurdu.

Milli Görüşten ayrılan isimlerin kurduğu Adalet ve Kalkınma Partisi, 2002deki erken seçimde tek başına iktidar oldu. Saadet Partisi ise seçim barajını geçemeyerek TBMM dışında kaldı.

Erbakan, 5 yıllık siyaset yasağının kaldırılmasının ardından Mayıs 2003te Saadet Partisi Genel Başkanı oldu.

KAYIP TRİLYON DAVASI

Kamuoyunda kayıp trilyon davası olarak bilinen Refah Partisinin mali hesaplarına ilişkin davada kendisine verilen hapis cezasından dolayı Erbakan, 30 Ocak 2004te Saadet Partisi Genel Başkanlığı ve üyeliğinden ayrılmak zorunda kaldı.

Erbakanın, sağlık sorunları sebebiyle başvurusundan dolayı cezanın infazı ertelendi.

Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi, Erbakanın 2 yıl 4 aylık hapis cezasını, yeniden yargılama sonunda değiştirmedi ancak cezasını konutunda çekmesine karar verdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Milli Görüş lideri Necmettin Erbakanın sürekli hastalık nedeniyle aldığı ev hapsi cezası 19 Ağustos 2008de kaldırıldı.

Saadet Partisi Olağanüstü Büyük Kongresinde 17 Ekim 2010de yeniden genel başkan olan Erbakan, 28 Şubat postmodern darbenin 14. yılı arifesinde solunum yetmezliğine bağlı, kalp ve çoklu organ yetmezliği sebebiyle 27 Şubat 2011de vefat etti.

Erbakan, 1 Mart 2011de, vasiyeti üzerine devlet merasimi yerine İstanbul Fatih Camisinde düzenlenen cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı.