2012-2013 Futbol sezonunda Bölgesel Amatör Ligde şampiyon olarak profesyonel liglere yükselen ve o günden bu güne 8 sezon boyunca 3.Ligde mücadele eden, finaller oynayıp finaller kaybeden Diyarbekirspor profesyonel liglerde ki ilk şampiyonluğuna sekizinci sezonunda nihayet ulaştı.

Peki ne oldu da Diyarbekirspor 8 sezon sonra şampiyon oldu?

Profesyonel liglere yükseldiği ilk sezondan itibaren öncelikle idari yönden aşama kaydedemeyen bir kulüp yapısı gördük. Esasında A.Ş. olarak yönetilen, sahip olduğu olanaklar ile çoğu futbol kulübünün yaşadığı ekonomik sorunları 8 sezon boyunca hiç yaşamayan, bu yönüyle de her futbolcunun oynamayı isteyebileceği, her teknik adamın çalışmayı isteyebileceği bir kulüp olan Diyarbekirspor maalesef idareci seçiminde ki tercih sebebleriyle hep bu özelliğini bir türlü avantaja çeviremedi. Kulübün idareci pozisyonunda ki kişileri hep dar bir bakış açısıyla çok profesyonellik isteyen futbol kulübü idareciliğine baktılar.

Liyakat Diyarbekirspor kulübünde bu sezonu saymıyorum, bu sezondan önceki 7 sezonda hiç olmadı. Diyarbekirspor kulübü o 7 sezonda Spor kulüplerinin İşinin uzmanı idarecilerle, Kurumsallaşma, Mali Başarı ve sonucu olarak Sportif Başarı denklemiyle ancak ayakta kalabileceğini hiç idrak edemediler.

Aradan geçen 7 sezonda, heba edilen milyonlar, sayısını unuttuğumuz teknik adam sirkilasyonları, gelen giden menajerler, yine sayısını unuttuğumuz futbolcu sirkilasyonları, idarecilere ödenen yüksek maaşlar hep Diyarbekirspora kaybettirdi. Bu bahsettiğim yerlere harcanan paralar, verilen emekler ile inanın tesisleşmeye bu kadar kafa yorulup, kaynaklar aktarılsaydı Diyarbekirspor şimdi kendi tesislerine sahip bir kulüp olurdu.

Diyarbekirsporu idare edenler bu sezon kendi yanlışlarının farkına varmış olmalı ki büyük bir değişime gittiler. Önce Turan İlgin gibi daha önce Diyarbakırsporda forma giyen, süper ligde idarecilik yapan, bu şehirde yaşayıp bu kenti bilen, soyunma odasının havasını solumuş, kulüp idareciliğinde tecrübeli, spor lobisinide hayli iyi bilen deneyimli bir ismi Kulüp Başkanlığına ikna etmesi bugün elde edilen şampiyonluğun adeta kilidiydi. Turan İlginnin Spor camiasıyla uyumu, spor basınıyla sıcak ilişkileri sağlaması, iletişimi, beraber yola çıktığı diğer idareci arkadaşlarını iyi seçmesi, ekibi, teknik heyet seçimi, transferlerde ki tercihleri hep Diyarbekirsporda göremediğimiz öne çıkan özellikleri oldu.

Başkan Turan İlginden sonra bir kaç isim var ki onları yazmasam haksızlık yapmış olurum. İlki Teknik Direktör Şenol Demir. Diyarbakırsporda finaller yaşamış, şampiyon olmuş, Diyarbakirspor gibi bu kentin yegane takımı olmuş kulübün takım kaptanlığını yapmış bir efsane. Geçen sezonun ikinci yarısında göreve getirilmişti ve bu sezonun başında devam kararı alınmasına rağmen daha sonra yolların ayrıldığı Şenol Demir, kısa bir aradan sonra yeniden yeşil-kırmızılı camia ile bu sezon buluştu.Göreve geldikten sonra takım ile uyumu, camia ile iletişimi, işine odaklanması, takıma oynattığı sistem, üstün teknik taktik zekası onu çok farklı kıldı. Şampiyonluğun baş mimarlarından oldu. Teşekkürler Şenol Hocam.

Başarıda bir diğer isim Orhan Sağlamcandı. Sezon başında Genel Menajerliğe getirilen Salamcan, Gaziantepspor ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesporda ki tecrübelerini Diyarbekirsporda gösterdiği idari anlayışıyla tavan yaptırarak geride kalan 7 sezonda ki kulübün adeta kangren haline gelen menajerlik sisteminde sorunu çözen bir anlayışa imza attı.Tebrikler Orhan Sağlamcan.

Ve Azrailler. Diyarbakırspor Tribünlerinin bitmek bilmez enerjileriyle itici gücü, umutlarını hiç bir zaman yitirmediler, takıma inandılar, güvendiler, Diyarbakırspor tribünlerinde gösterdikleri tribün kültürünü Diyarbekirsporda da devam ettirdiler. Tüm Azrailler fertlerine, liderlerini alkışlıyorum, varolsunlar.

Yazımı sonlandırırken bir kez daha 2.Lige yükselmesinden dolayı Diyarbekirsporu tebrik ediyorum. Yolları açık olsun. Yakalanan bu sinerjiyle hedef daha Üst Ligler, Tesisleşme, Kurumsal Yönetim, Altyapı ve Özkaynak düzeni olsun.