BARODA SEÇİM VAR!
Eklenme: 28.09.2012 00:00:00

Avukatlık mesleği ile ilgili olarak vatandaş hep sorar,ya siz nasıl suçlu bir adamı savunuyorsunuz?

Sorunun içersisinde bir yargısız infaz olduğunu,önyargılı olarak hüküm verilmemesi gerektiğini bildikleri halde sorarlar bu soruyu.

Bir kısmı ise mesleğe hakaret etmek için veya uğradıkları mağduriyetlerden avukatı sorumlu tuttukları için eleştiri adına sorarlar bu soruyu.

Halbuki,bu meslek ticari boyutundan çok kamu hizmeti boyutu olan bir faaliyet alanı bir meslektir.

Romada eskiden bu meslek mensupları bunu ücret için yapmazlardı.

Önemli bir şeref mesleği idi.

Avukatlar, yalnızca para için değil, hukukun üstünlüğünün ve adaletin sağlanması için yaparlar bu işi.

Onun içindir ki, politik alanda çok rastlanır bu meslek mensuplarına.

Devletin hukuk dışı işleme ve eylemleri karşında dik duran, savunma yapan en önemli kesimdir: Avukatlar.

çoğu kez de zorbalığa, otoriter anlayışa karşı mücadele ederler. İnsan haklarının, özgürlüklerin gelişiminde önderlerin çoğu aldıkları hukuk eğitiminin etkisi ile söz konusu mücadeleyi vermişler ve başarılı olmuşlardır.

MOLIERACın avukatlar hakkında söylediği şu sözler özetler aslında mesleği:

Görevimizi yaparken kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiyiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı.

Evet, gerçekten köle kullanmadık, ama efendilerimiz de yoktur.

Bize göre, suçlu olan kişide savunulmayı hak etmektedir. çünkü kişinin suçlu olup olmadığı ancak yargılama neticesi meydana çıkacaktır. Suçlu bile olsa, o kişinin alacağı cezanın işlemiş olduğu suçla orantılı olması gerekmektedir. Ne fazla, ne de az.

Sonra, avukatın da kendine göre dünya görüşü, duyguları vardır. İşi seçme ve bırakma hakları vardır.

Filmlere de konu olan birçok olayda hukuk sistemlerinin de etkisi ile yıllarca, hukuk hatalarının bulunduğuna, yıllarca suçsuz yere yattıktan sonra Pardon!dediğini ve suçsuz olduğuna şahit olmadık mı?

Sonra, yalnız işlenen suça bakılarak, değerlendirme yapmak mümkün değildir.

Suç, hangi koşullarda işlenmiş, haksız tahrik, meşru müdafaa, zorunluluk(ıztırar) durumu var mı?

Tatbik edilecek cezanın miktarı, ağırlaştırıcı, hafifletici nedenler önemlidir.

Sonra, verilecek cezanın amacı nedir? Islah edici özelliğinin olması yanında caydırıcı yönü de olmalıdır. Ancak, cezalar tatbik edilirken de hakkaniyete uygun olması gereklidir.

Bir ülkede Avukatlık mesleğinin güçlü olması, o ülkenin hukuk devleti olması açısından da önemli bir faktör niteliğindedir.

Bu yüzden de yasalar, avukatlık mesleğinin layıkıyla yerine getirilmesini sağlayıcı nitelikte olmalıdır. Tabi, bu konuda da avukatların bağlı olduğu meslek örgütü olan barolara da büyük görev düşmektedir.

Barolar, mensuplarının rahat ve özgür bir ortamda mesleki faaliyetlerini yerine getirmek için çaba göstermelidirler.

Bu bağlamda ekonomik,sosyal,psikolojik,eğitsel,vb tüm faktörleri iyileştirmek,toplumda önemli bir fonksiyonu; insan hak ve özgürlüğünü,adaleti sağlama da önemli bir saç ayağı durumundaki savunma mesleğini yerine getiren mensuplarını, korumak ve kollamak zorundadır.

Yakın zamanda, diğer barolarda olduğu Diyarbakır Barosunda seçim var. Bu bağlamda birçok değerli arkadaşımız başkanlığa ve yönetime aday durumda.

Arkadaşların, HAKSIZ UYGULAMALARA, DEVLETİN YANLIŞ İŞLEM VE UYGULAMALARINA, KARARLARINA, İNSAN HAKLARINA AYKIRI TUTUMLARA KARŞI MÜCADELEYE ADAY OLDUKLARINI BİLİYORUM.

Kendilerine başarılar diliyorum. Elini taşın altına koyan herkese saygımız sonsuz.

Aday sayısının fazla olması, demokrasi açısından da önemsenecek bir durum.

Diyarbakır Barosu, Türkiyede önemli bir baro.

Bana göre, gücü ve etkisi bakımından İstanbul ve Ankara barolarından sonra üçüncü sırada.

Bu gücün, bölgede görev yapan meslektaşların çalışma koşulları ve gücüne de yansımasının da zorunlu olduğu ortada.

çünkü avukatların güçlü olması, vatandaşların güçlü olması, devletin hukuk devleti olması anlamına gelmektedir.