10. GAP- 75. ATATÜRK BARAJI
Eklenme: 11.11.2009 00:00:00

Terör ile mücadeleye harcadığımız para ile ilgili olarak duymadığınız kalmadı. Hemen herkes bu paranın 300 milyar dolardan daha fazla olduğunu söylüyor. Kimileri rakamı abartılı, kimiler ise, bundan daha fazlasının harcandığının iddiasında. Biz yine de aşağı yukarı rakamların ortasını aldığımızda, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Bülent Gedikli beyin söylediklerinin doğru olduğunu,300 milyar dolar miktarında bir paranın harcandığını kabul etmemiz gerekiyor.

Bülent bey yapmış olduğu açıklamada biz bu parayı terör için harcamamış olsaydık, 10 GAP Projesini, 75 Atatürk Barajını bitirme imkanını bulmuş olacaktık diyor.

Bu kısır döngünün şimdi de sürgit devam ettiğini görüyoruz.

İnanın bu işe çok fazla öykündüğüm için değil, bir hakikate vurgu yapmak için yazıyorum. Siyaset günlerimizde hemen her paltformda , Türkiyenin yapması gereken en önemli yatırımlar konuşulduğunda ilk akla gelen GAP Projesini defalarca gündemde tuttum. Atatürk Barajını Rahmetli Turgut Özal nasıl Türk Mühendisleri ve Sermayesi ile yaptı bitirdi ise, biz de bunun benzeri olan, hatta ondan daha büyük olması düşünülen SİLVAN BARAJI PROJESİNİ hayata geçirebiliriz. GAPın sulama ile ilgili bölümlerinin yapımını bir an önce gerçekleştirebiliriz dedim. Bu kapsamda Ilısu Barajının 2006 yılında temeli atıldı. Bu barajın 2013 yılında bitirilmesi planlanıyor.

Silvan Barajı ile ilgili olarak, proje yapımında yaşanan sıkıntıların devam ettiğini biliyorum. Bunlar elbette kolay işler değil.Meydana gelen tıkanıklıkları Sayın Başbakandan başkası aşamaz. Sürekli olarak projelerde değişiklikler yapılıyor. Ama buna bir son vermek gerekmez mi? Çünkü her sözün üzerine söylenecek bir söz vardır. Sayın Başbakan artık "söz bitsin,icraat başlasın" derse, bu iş biter ve iş başlar. Silvan Baraj projesi artık yap işlet devret modeli ile mi,yoksa Türkiye kendi bulacağı krediler/kaynaklar yolu ile mi başlatılır, o kısmını fazla bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki,

Türkiyenin bu son yıllarda yaşadığı yatırım azlığından kaynaklanan işsizlik problemini ancak bu yolla çözer.

Geçen gün TRT 1 kanalında Gazeteciler ile Sayın Başbakanın mülakatı vardı. Sonuna kadar dikkatle izledim. Orada bir siyasetçi için en büyük sıkıntılardan birisi olan işsizlik problemi de gündeme geldi. Başbakan iktidara geldiklerinde ülkedeki işsizlik oranının % 10 lar seviyesinden % 13 e çıktığını söyledi. Bu oran gizli işsizlik rakamları ile birlikte mütalaa edildiğinde artabilir, fakat kayıt dışı çalışma miktarlarının ortaya çıkarılması ile azalabilir de. Ama ister öyle , ister böyle bu ülkenin bir işsizlik problemi var.

İnsanlar iş ve aş konusunda sıkıntıya düştüklerinde gözleri hiçbir şeyi görmez. Aç insan kızgın insandır, Fakirlikten küfre giden bir yol vardır.

Seçimlerde yoğun biçimde oy kullanan kesimler de bunlardır. Tuzu kuru insanlar için, o gelmiş, bu gitmiş farketmez. Çünkü kim gelir ise gelsin, onların durumunda bir değişiklik olmaz. Bunlar hem sayıca az olduklarından , hem de seçime katılma isteksizliğinden yerlerinden kalkmazlar ve siyasi tercihlerini ortaya koymada üşengeç davranırlar.Ama bir insan fakir ise, evine ekmek götüremiyor ise, dev dalgalar gibi seçim sandıklarına akar, bütün tahminleri allak bullak edecek kararlara imza atar.

Sayın Başbakan işsizlik oranlarındaki artışı Küresel Krizin bir sonucu olduğunu, bunun sadece bizde değil, ABD de, İngiltere, Almanya ve hatta Japonya gibi ülkelerde de bizden daha fazla bir artışa sebep olduğunu, rakamlar vererek söyledi. Doğru. Ama seçimler sırasında insanlar Almanya ve Japonya gibi ülkelere       göre değil, kendi evlerine götürmeye çalıştıkları ekmeğe bakarak tercihlerini yaparlar.

Ne yapsaydı Türkiye, terörü önlemek için adımlar atmasa , para gidecek diye, ülkenin elden gitmesine göz mü yumsa idi? diyenleriniz çıkabilir.

İşte tam da bu noktada biraz durup düşünmemiz gerektiğini salık veriyorum. Acaba Türkiyeyi bu badireye sokanlar , bu yatırımlar yapılmasın, ülke kalkınmasın, her şey yerli yerinde saysın ,hatta bu yolla hassasiyetler kaşınarak, işler arap saçına dönsün , yoksulluk terörü, terör yoksulluğu kamçılasın diye mi? örgülendi diye çok düşünmüşümdür.

Normal yollardan hak ve özgürlüklerin elde edilmesinin imkansız olduğunu söyleyenlere en önemli cevabımız , terör ile sonuna kadar silahlı mücadele edilecektir yönlü açıklamaların olmaması gerekir.

İşin doğrusunu söylemek gerekir ise, Türkiye terör ile silahlı mücadelede paradan ve ne yazık ki, 40 bine yakın evladından başka bir şey kaybetmedi.Yani şimdiye kadar kimse Türkiyenin, örgüt ile silahlı mücadelede mağlubu olduğunu söyleyecek durumda değildir. Ona rağmen, bugün TBMM sinde haklar ve özgürlükler konusunda çok ciddi adımların atılacağı görüşmeler başlıyor.

İşte Bülent Gedikli beyin dediği stabil ortam ,belki bugünden sonra tümü ile işler hale gelecek. Bu görüşmeler sonrasında alınacak kararlar, çıkaralacak kanunlarla, yolun başındaki insani kararlılık gösterilebilir ise, silaha giden paranın, işgücünün ve moralin, bu defa yatırıma yönelmesi ile işsizlik oranlarını biz % 2 ler 3 ler seviyesine çekebiliriz ki, bu keyfamayeşa bir orandır.

Türkiyenin, Sayın Başbakanın gazetecilerle olan mülakatında söylediği gibi GAP, DAP(Doğu Anadolu Projesi) ve KOP(Konya Ovası Projesi) lerine yoğunlaşması lazım. 50-60 hadi bilemediniz 70 milyar dolarlık bir para. Bu miktar bir para , Türkiye gibi 749 Milyar Dolar GSYH sına ulaşan bir ülke için, inanın çok büyük bir rakkamı teşkil etmez.

Ak Parti "Türkiye terörle mücadele ediyor, o nedenle bu bölgelerde yatırım yapmak zorlaşıyor" biçiminde geliştirilen ve Türkiyeye vurulan bu en büyük bandajı gevşetebilir, hatta tümden söküp atabilir ise, ülkemiz,21. yüzyılın süper gücü olur.

Aksi gibi Maliye Bakanının kız kardeşinin Batman ilinde yaşlılık aylığı alıp,yeşil kart kullanması gibi bir hayatı kendimize reva görmüş oluruz.( Sayın Bakan bu konuda yaptığı açıklamada, herkesin ailesinde yoksul insanlar olabileceğini, kendisinin Maliye Bakanı olması ile ablasının geçim sıkıntısı çekmesi arasında bir illiyetin bulunmadığını, çünkü Bakanlığın etrafa ulufe dağıtma makamı olmadığını söyledi. CHP li Kılıçdaroğlunun ailesinde de böyle yeşil kart mahkumu insanlar var mı, yoksa bu CHP lilerin semtine zaten yoksulluk hiç uğramaz mı?)