ABD'DEN GELECEK SU İLE BU YANGIN SÖNMEZ
Eklenme: 20.09.2012 00:00:00

Bir dünya devi olduğu iddia edilen ABD ile çok iyi ilişkiler içerisinde olur isek, sanıyoruz ki, bize ikili ilişkilerde vardığımız anlaşmaları yerine getirmenin ötesinde bir de MERHAMET eder. Alacağımız kararlara sevgi ve sempati ile yaklaşır.

İşte en çok yanıldığımız noktaların başında bunlar geliyor.

Evet ABD maddi olarak bir dünya devidir, ancak o ruhunu şeytana teslim etmiş olan bir ülke olduğundan, cirmi de şeytan kadardır. Eğer siz şeytanın üstünde bir gücün varlığını kabul etmez iseniz, ruhunuzu teslim etmiş olursunuz ve bir daha onun girdabından çıkma imkanı bulamazsınız.

Yok şeytanın gücünün oyun ve aldatmacadan ibaret olduğunu bilir ve onun ötesinde esas güç sahibinin Allah olduğuna inanırsanız, onun her hilesini boşa çıkartma imkanı bulursunuz.

1 Mart 2003 tezkeresinin reddinde böyle bir süreç yaşandı.

Bir İslam ülkesine akla hayale gelmedik hileler kurdu.

Oyununa Türkiyeyi de alet etmek istedi.

Ancak halkın meclisi onlara bu fırsatı vermedi.

Ona rağmen bildiği bütün oyunları Irak İslam Ümmeti üzerinde uyguladı.

Bir Milyon insanın ölümüne, milyonlarca çocuğun anasız babasız kalmasına sebep oldu.

En köklü İslam Medeniyetini bağrında besleyen Irak topraklarındaki eserler tarumar edildi.

Genç kızların anne babaları ve kardeşlerinin gözleri önünde ırzına geçildi.

Güya bu topraklara demokrasinin gelmesini sağlayacaklardı.

10 yıl kaldılar. Bushun bana göndermiş olduğu özel temsilcisine söylediğim gibi, bir gün buraları terk edeceksiniz, ama gururla, şerefle değil. Millet arkanızdan teneke çalacak. Öyle de oldu.

Iraka saldırı öncesi günleri hatırlayın.

çekiç güç vardı bölgede.

Türkiye topraklarını tepe tepe kullandılar.

Ama Türkiyeye ne sağladığını veya Türkiyeden neleri alıp götürdüğünü hepimiz biliyoruz.

Havadan örgüt mensuplarına lojistik destekler verdikleri, gıda ve giyecek kolilerini attıklarını hiç kimse unutmasın.

11 Eylül 2001 de ABD nin ikiz kulelerine yapılan saldırılar sonrasında, El Kaide örgütüne destek verdiği gerekçesi ile Afganistana 07.Ekim.2001 de saldırı düzenlendi. O gün bugündür saldırı devam ediyor.

Türkiyede NATO orduları içerisinde yer alarak bu desteği sürdürüyor.

Halka söylenen sözlere bakıldığında, güya biz Afganistanda muharip güç olarak bulunmuyoruz.

Doğru bizim askerlerimiz Afganistanda muharip bir güç olarak bulunmuyor, ancak NATO askerlerine lojistik destek vermediğimizi de herhalde kimse söyleyemez.

Savaşın sadece cephe yönü mü var?

Arka tarafı yok mu?

Ön taraftaki savaşçılara arkadan destek verenler savaşa zahir katılmış olmazlar mı?

Daha çok şeyler yazarım da, biraz zamana ihtiyacım var.

1 Mart Tezkeresinin reddi ile ABD iç işlerimize müdahale bakımından saf dışına itilince, aklımız başımıza geldi.

Bölge ülkeleri başta olmak üzere benim sözlerine ABD den daha fazla güvendiğim Rusya Federasyonu ile ilişkilerimiz tahminleri aşan mesafeler kaydetti.

En büyük ekonomik açmazımızı bölge ülkeleri ile bu aşamadan sonra kurulan iyi ilişkilerimiz sayesinde giderdik.

Bu gelişmeleri hazmedemeyen ABD nin yeniden oyunları başladı.

Ama allem kallem yine tuzaklarına düştük.

Suriye olayı ile ilgili olarak açın bakın yazdıklarıma. Aman bu oyuna gelmeyelim dedim.

ABD nin esas amacı Türkiyenin Ortadoğuda almış olduğu mesafeyi yerle bir etmektir. Onun için bu olaya destek veriyor görünümündeler.

ABD nin ipi ile Suriye kuyusuna inmemize gerek yok.

Onun amacı Suriyeye demokrasinin gelmesi değil. ABD nin başka işi gücü yokta, Suriye halkının demokrasiye ulaşması için mücadele versin.

Suriye halkı demokrasinin kuralları içerisinde yaşama hakkı elde etsin de ABD liler rahat bir nefes alsınlar, öylemi?

Buna kargalar bile güler.

İşte Suriyeyi karman çorman duruma soktular ve Türkiyeyi bu ülke ile düşman hale getirdikten sonra yalnız başına bıraktılar.

Sayın Başbakan, ABD de ki seçimler midir nedir engel olan, Suriye konusunda gerekli adımları atmıyorlar dediği ABD lilerden tıs çıkmıyor

Güya ABD lilerin Suriye konusunda gerekli adımları atmamalarının sebebi, Esed sonrasında El Kaide veya İhvanı Müslüminin buraya hakim olmaması için Türkiyenin aktif müdahalede bulunmasını istiyorlarmış.

Peki kurulacak olan Demokraside, halk İhvanı işbaşına getirirse nasıl olacak? Türkiye buna nasıl karşı koyacak?

Ey halkım şunu iyi görün, ABD yetkilileri Esed sonrasında Baas rejiminin ve Hırıstiyan azınlığın yönetimde nasıl yer alacağının hesaplarını yapıyormuş ve Türkiyenin bu konuda ne tür tedbirler alacağını hesaplıyormuş.

Türk Askerinin Irakta başına çuval geçiren CİA başkanı David Petreaustan sonra ABD genelkurmay Başkanı Dempsey Türkiyeye geldi.

Her ikisinin de getirdiği teklifler şunlar.

Türkiyeye satışına söz verilen ancak bu sözün gereği yerine getirilmeyen Predatörler ve anlık istihbarat paylaşımı için, birinci teklifleri, Afganistanda Türkiye savaşçı ülke olsun, ikinci teklifleri ise, Esed sonrasında İhvanı Müslüminin Suriye yönetimine hakim olmaması için Türkiye girişimlerini sürdürsün.

Hiç kimse bizim aklımızı peynir ekmekle yediğimizi düşünmesin.

Predatörlerin Türkiyeye satılması ve 24 süreli istihbarat paylaşımı için Türkiyeden Füze Kalkanı projesinin kabul ve uygulanması istendi. O nedenle Malatya Kürecike bu kalkan kuruldu.

Bu kalkan yüzünden Rusya ile münasebetler gerildi.

İran ile Malatya Kürecike kurulan bu füze kalkanı sebebiyle nerede ise kanlı bıçaklı olduk.

İran şöyle düşündü: Bana ABD veya İsrail tarafından bir saldırı gerçekleştiğinde, ben de batının menfaatlerine çomak sokarım ve elimdeki füzeleri batıya doğru ateşlerim, beni vuranı ben de vururum dedi. Ancak Türkiyeye kurulan bu kalkan ile İranın eli kolu bağlandı. Ve İran bu sebepleTürkiyeye karşı cephe aldı.

Suriye meselesinde bu ülke ile nerede ise biri birimizi yiyecek hale geldik.

Terör hiç kuşkusuz bu gelişmeler sebebiyle komşu ülkelerden yeniden destek görmeye başladı.

Adamlara bakar mısınız, bölge ülkeleri ile sıfır problem noktasından, onlar yüzünden, yüzde yüz sorunlu hale geldik. Şimdi gelmişler, size 24 saatlik istihbarat bilgisi vermek için, gidin Afganistanda siz savaşın diyorlar.

Amerika nerede ise bize PARALI ASKERLİK görevi teklif edecek.

Ya arkadaş El Kaideden şikayet ediyor, menfaatlerimize çomak sokuyor, insanlarımızı katlediyor diyorsun, onun kadar büyük bir terör örgütü olduğunu deklare ettiğin PKK ya niye yandan çakma destek oluyorsun.

El Kaide ikiz kulelere saldırı düzenleyerek 4 bin insanının canını yaktı iddiasındasın. PKK nın öldürdükleri 50 binlere ulaştı. Trilyon dolarlara ulaşan zararlarımız oldu. Ve örgüt 2012 yılında Türkiye demokrasisini tehdit eder hale geldi. Yeniden işlerin başa dönme tehlikesi var.

Madem o kadar demokrasi aşığısın, neden senin işgalin altında bulunan bir ülkeden beslenip serpilen örgütün hal ve durumunu bildirmek için, bizi Afganistan steplerinde savaşa sürüklemek istiyorsun.

Bölgemizde ve tabir caiz ise evimizde sulh ve sükunu bulmuş iken birden ABD operasyonu ile çıkan yangına körükle gittik.

Türkiye evindeki yangını ABD den getireceği su ile söndüremez.

Şu işe bakın bölgemizde ve evimizde işler birden bire karıştı. Irak,

Suriye, İran ve Rusya ile tabir caiz ise papaz olduk.

Ve ülkem yeniden büyük terör belası ile hiç olmadığı kadar karşı karşıya kaldı.

Birisi bana 2011 Mart ayına kadar olan Türkiyesi mi, yoksa 2011 Martından sonra bu güne kadar devam edip gelen Türkiyesi mi diye soracak olsa, ben ne derim, siz ne dersiniz.