ABDULMELİK FIRAT BEY İÇİN
Eklenme: 1.10.2009 00:00:00

Şeyh Said Efendinin kız torunu  Abdulmelik Fırat Bey hakkın rahmetine kavuştu. Vefat haberini alınca işin doğrusu çok üzüldüm. Çünkü ben onun duruşundaki asaleti, hangi sebep ve gerekçe ile olur ise olsun Allah yolundan ayrılmayan tavrını hep takdir ederdim. 75 yıl süren ömrünün nerede ise tamamı  sürgünler, acılar, üzüntüler, kederler, haksızlıklar, elemlere maruz kalmakla geçti. Aile iki defa sürgün yedi. Takriri Sükun kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi üzerine 3 gün süren yaya yolculuğundan  sonra Erzurum ili Hınıs ilçesi Kolhisar köyüne geri döndüler. Topraklarına geri döndüler ama atadan, dededen kalan mallarının ancak zilyedi olabildiler. Abdulmelik Fırat beyin Babası Şeyh Şahabeddin , Şeyh Said efendinin yeğeni , yani kardeşinin oğlu idi. Şeyh Şahabeddin efendi , Şeyh Said Efendinin kızı Ayşan hanım ile evlenmişti. Merhum Abdulmelik Fırat bey bu evlilikten doğmuştu. Abdulmelik Fırat bey 1957 yılı seçimlerinde yaşını 7 yaş büyüterek Demokrat Partiden Milletvekili seçilmişti. 1960 ihtilali patlak verince Yassıadaya sürüldü. Yassıadanın en genç tutuklusu idi. Yaşını büyüterek Milletvekili seçilmiş olduğundan  tutuklandığında henüz 26 yaşında idi. Yassıadada kurulan Mahkemede idamla yargılandı, 3 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi. 12 Mart 1971 muhtarırasnda , 12.Eylül.1980 harekatında da ailece göz altına alınmaları yaşadı. 19 yıl siyasi yasaklı kaldı. 1991 yılı seçimlerinde Demirelin ısrarlı talebi üzerine DYP den Milletvekili seçilmişti. DEP li Milletvekillerinin yaka paça polisler tarafından Meclisten alınmaları üzerine, Partisinin icraatlarına karşı çıktığını belirtti ve istifa etti. 1996 yılında bir itirafçının(Diyarbakırlılar genellikle bu insanlara iftiracı der) örgüte yardım ediyor beyanı üzerine tutuklanarak Bayrampaşa cezaevine konuldu. Bu cezaevinden tahliye edildikten sonra 2001 yılında HAK-PARI kurmuştu. Abdulmelik Fırat kurmuş olduğu bu partinin icraatları sebebiyle , daha çok konuşmalarından ötürü hakkında 200 e varan dava ile karşı karşıya kaldı. O, bir mülakatında "bana yıllarca hem gerici ve hem de bölücü dediler. Ben ne gerici ve ne de bölücüyüm. Ben bu topraklarda halkların kardeşçe yaşamasını istedim. Nerede bir kelime konuşsam hemen hakkımda takipler yapıldı, davalar açıldı. İnanın artık çok yoruldum. Devletim beni anlamadı. Ama ben bütün bunlara rağmen kimseye küs ve kırgın değilim" demişti. 29.09.2009 günü Ankarada hakkın rahmetine kavuştu. Ben vefat haberine alınca aile üyelerinden bildiğim Muhammed Akar beye ulaştım, programın ne olduğunu sordum. Çarşamba günü sabah saat 09.00 da Ankara Güven hastahanesinden alınarak karayolu ile Hınısa götürüleceğini öğrendim. Sabah erkenden Hastahaneye gittik. Saat 09.00 sularında tekbir sesleri ile Hastahane morgundan alınarak cenaze arabasına konuldu. Alkış yoktu, slogan yoktu, bağırma çağırma yoktu. Sadece ve sadece tekbirler ve tehliller vardı. Bir Hoca efendi Allahtan af ve mağfiret talebinde bulundu. Sonra hep birlikte Fatihai Şerifi okuduk. Ve Abdulmelik Fırat beyi hakkın huzuruna, ebedi mekanına uğurladık. Artık onu kimse sürgüne gönderemeyecek, eline kelepçe vuramayacak, hakkında dava açamayacak, cezaevine koyamayacak, malını mülkünü elinden alamayacak, izzeti nefsi ile uğraşmayacak/uğraşamayacak. İnna Lillahi ve inna ileyhi raciun. Biz Allah (c.c) tan geldik ve dönüşümüz de onadır. Yüce Rab onu ve hepimizi affından, mağfiretinden mahrum etmesin. Yeri Cennet Bahçelerineden bir bahçe olsun. Bir fatiha da siz okuyun. Amin.