ALLAH BU AKLI BAŞIMIZDAN ALMASIN
Eklenme: 20.05.2013 00:00:00

Hucurat Ayet 9. Eğer İnanlardan iki gurup biri birleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allahın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer Allahın emrine dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve onlara adaletli davranın.çünkü Allah adaletli davrananları sever.

Hucurat 10. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allaha karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, "Sırf inandığımız bir şey için sırf bu ülkede silahlar sussun, bir gencimiz daha hayatını kaybetmesin diye bir sürü protesto, hakaret, şuna buna rağmen yaklaşık 2 aydır debeleniyoruz,

Türkiyede barış projesini, bir demokratikleşme projesine dönüştürmek için toplumdan ciddi veriler topluyoruz. Özellikle medyanın barışa vereceği destek çok büyük. 30 yıldır süren bir çatışma ortamında çok ciddi ölçüde toplum travmatize edilmiş, bu çatışma, şiddet dili hayatımızın her aşamasına nüfuz etmiş durumda.

Şiddet kanıksanmış, çok sıradan hale gelmiş. Aslına bakarsanız, silahların susması üzerinden başlatılan bu süreç çok büyük bir demokratikleşme dalgasına doğru gitme fırsatını sunuyor hepimize ve her gittiğimiz yerde görüyoruz ki toplumda kendini mağdur hisseden çok farklı kesimler var.

Akiller heyeti, devlet ya da siyasetle toplum arasında bir modernleştirme görevi görmeye başladı. İlk edindiğimiz verileri Sayın Başbakana sunduk. Biz aslında kendi yolumuzu birazcık el yordamıyla bulmuş olan bir ekibiz, işin başında bize verilen verilen bir strateji yoktu, yapılan görüşmeler ve gelişmelerle iş rayına girdi. Teşekkül ettirilen bu heyet, Türkiyenin bugüne kadar yaptığı en demokratik hamlelerden birisidir,

Gerçekten bundan sonra da demokrasimizin gelişmesi için Yeni bir Anayasa yapmaya ihtiyacımız var. Yeni Anayasa bütün siyasi partilerin katılımıyla oluşturulabilirse ne ala ama en doğrusu sivil toplum desteğiyle, sivil toplumun kendi bünyesinden oluşturduğu heyetler vasıtasıyla siyaseti yönlendirebilmesini sağlamak. Bu çok önemli bir şey.

"İnsanın yüreğinde ağırlık yaratan bir süreç"

"Dünyada böyle bir örnek yok. Böyle bir heyet nasıl çalışır, toplumla siyaset arasında böyle bir moderasyon nasıl yapılır, bilmiyorduk doğrusunu isterseniz. Zaman zaman sorulara cevap veriyoruz ama gerçekten oradan gelen geri dönüşleri de alıyoruz. Bizler için de yani insanın yüreğinde ağırlık yaratan bir süreç. Bizim de görmediğimiz bilmediğimiz şeyleri duyuyoruz, insanların ne kadar mağdur edildiklerini biliyoruz ve bu sadece bu siyasete ait bir şey değil, Cumhuriyetin kuruluşundan beri birçok hükümet, mağduriyetleri görmezden gelmiş. İnsanlardaki barışa hasreti gördüğünüz zaman, üç tane evladını kurban vermiş bir anne çıkıp size Ben her ölümün arkasından ağlıyorum, her genç evlat toprağa düştüğünde aynı acıyı çekiyorum dediğinde, Barış istiyorum dediğinde orada hissedilen yürek derinliğinden eziliyorsunuz doğrusu.""Kimi ne kadar incittiğimizin farkına varamayacak kadar hoyratlaşmış dilimiz. Bu topluma nezaket gerekiyor", Bizi AK Partinin projesine hizmet etmekle eleştiriyorlar. Bu doğru değil, insanım diyen herkesin bu barışa katkı sunması lazım. Siyaset arkamıza düştüyse ne mutlu bize diye düşünüyorum. Düşmüş gibi görünüyor, inşallah böyle devam eder ve Türkiyede artık geleceği bu kadar karamsarlıkla görmeyen bir jenerasyon yetiştirme fırsatını bulabiliriz. Yani bunu ya bu jenerasyonda çözeceğiz ya da bundan sonrası çok daha zor gelecek gibi görünüyor.

"Yaklaşık 2 aydır debeleniyoruz"

Başkanlık sistemine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Arıboğan, şunları kaydetti: "Böylesine radikal bir anayasa değişikliğine gidilecek mi gidilmeyecek mi? O kolay da görünmüyor doğrusunu isterseniz, ama bu tartışılacak olan bir konu. Bence buradaki esas incitici olan şey bu toplumun maalesef artık bir rüşvet karşılığı olmadan gerçekten iyi niyetle, halisane duygularla bir şey yapılacağına olan inancını kaybetmiş olması. Bu bana çok acı veriyor. Mesela bize bakıyorlar, bu adamlar para alıyordur, filan diyorlar. Almıyoruz. Hükümete hizmet ediyordur, makam arıyorlardır. Etmiyoruz, siyasete de girmeyeceğiz, ne yapacağız bakalım. İki aydır, sırf inandığımız bir şey için sırf bu ülkede silahlar sussun, bir gencimiz daha hayatını kaybetmesin diye bir sürü protesto, hakaret, şuna buna rağmen yaklaşık 2 aydır debeleniyoruz. Görevimiz bitene kadar da uğraşacağız. Hiçbir şey de bulamazsınız arkada, kendimiz için düşündüğümüz hiçbir konu yok. Bir ülke barış projesini sadece rüşvet karşılığında mı başlatır ya? İnsanlar sadece kendileri için bir çıkarı olmadan sırf ülkesi için vatandaşı için insanı için hiçbir şey yapmaz mı?

Evet Deniz hanım, bu ülkede insanlar ömürlerini çok garip bir şekilde, bizim ve bizim anlamamız asla mümkün olmayan tarzda, bir kısmı FESAD KAZANININ altına odun taşımak, bir kısmı da yakılan ateşi sönmemesi için körüklemekle geçirdiler.

Kene gibi onun bunun kanını emmeden hayatlarını idame ettiremeyeceklerini anlayan sergerdeler, vatan, millet, namus düşmanları, ha bire insanları biri birine düşürerek keyif çattılar.

Hak nedir, hukuk nedir, insanlık nedir, merhamet nedir, bunlardan zerre kadar nasipleri olmayanların başka bir şey yapmaları zaten beklenemezdi.

Hak, Hukuk, Adalet peşinde olanları Mürteci ve Bölücü olarak nitelendirdiler. Aslında bu kesimlerin insanı gibi gösterip karikatürize ettikleri tipleri, besleyip büyüttükleri Fadime Şahinleri inançlı kesimlerin gerçek yüzü gibi göstererek İslamdan, 17 bin Faili Meçhulu PKK ile allayarak, Kürtlerden soğuttular.

İşte şimdi o mürteci ve bölücüler, gerçek bir demokrasiyi ülkeye hakim kılma mücadelesi veriyorlar.

Deniz hanım gibi Aqiller de Allahın (c .c) ayetine uygun ARABULUCUK görevi ifa ediyorlar.

Vesselam.