ALLAH RAHMET ETSİN
Eklenme: 1.03.2011 00:00:00

Vefat haberini alınca ağzımdan önce Allahuekber, Allahuekber sözleri döküldü, ardından hemen "İnna Lillah ve İnna İleyhi Raciuvn" Biz Allahtan geldik, dönüşümüz de onadır ayeti kerimesi oldu. Bingöl eski Milletvekili Abdurrahman Anık aradı, Cavit Bey Erbakan Hoca vefat etmiş, hastaneye gidelim mi dedi. Ben zaten hazırdım. Güven hastanesinin yakınına arabamızı park ettiğimizde, mesture bir bayan ağlayarak koşturuyordu. Kimi evlerin pencerelerinden insanlar perdelerini kaldırmışlar, ailece hastaneye doğru koşturanlara bakıyorlardı. Büyük bir tevekkülle hastaneye girerken, Yasin Hatipoğlu ağlayarak dışarı çıkıyordu. Çok bitkindi. Gazetecilere röportaj verecekmiş. Bir çok tanıdık sima ile karşılaştık. Prof Dr Sacit Günbey, Ömer Vehbi Hatipoğlu hemen gözüme çarpanlar oldu. Her ikisi de ağlıyordu. Hastanenin ikinci katında küçük bir oda da Şevket Kazan Bey taziyeleri kabul ediyordu. Şevket Kazan bey çok bitkin bir vaziyette ve ağlayarak, sürekli biçimde Allah rahmet etsin diyor, gelenlere bu şekilde mukabele ediyordu. Ak Parti Genel Başkan yardımcılarından Salih Kapusuz bey ilk koşup gelenlerden olmuş. O da her hali ile büyük üzüntü içerisinde olduğunu gösteriyordu. Merhumun 5-10 dakika içerisinde Hastahaneden alınarak evine götürüleceği haberi geldi. Ailenin talebi böyle dediler. Hep birlikte hastaneden dışarı çıktık ve merhumu morg kapısından almaya gittik. Vefatından sonra nerede ise 40-45 dakika içerisinde techiz ve tekfin edilmiş, evine götürülecek hale gelmişti. Ben Salı Günü defnedileceğine göre şimdiden eve götürmek sıkıntı yaratmaz mı diye endişemi bir yakın arkadaşıma ifade ettim. Gerekli tedbir alınmıştır herhalde dediler. Bir anda o muhteşem adam, öylesine boylu boyunca uzanmış vaziyette morgun kapısından tekerlekli sedyede göründü. Tekbir sadaları birden yükselmeye başladı. Allahu ekber, Allahu ekber, La ilahe illallahu(v) Allahu ekber Allahu ekber ve lillahilhamd. Birisi Hocaammm, Hocaaaammm diye bağırdı. Hoca ilk defa böyle bir sadaya cevap veremedi. Dünyanız size kalsın, artık bağırışlarınız beni ilgilendirmiyor Selameti içerisinde Ambülansa koyuldu. Hocanın ardından insanlar hep hüsnü şehadette bulundular. Hocanın vefatı üzerine insanların ana başlıklar halinde söylediklerini belirteyim, sizin hafızalarınızda kalan başka değerlendirmeler bir bir ortaya çıksın istedim. İşte insanların söyledikleri: "Hoca dindardı, İmanlı bir Müslüman idi, O bir Makine Profesörü idi, Bu ülkede ağır sanayi hamlesini başlatan ilk insandı, Ağır Sanayi hamlesi bu ülkeye dinginlik kazandıran ilk insan olan Hoca, aynı zamanda Alman Tank sanayininin gelişmesinde çalışmış önemli bir bilim adamı idi, O, milli bir muhafazakârdı(Bu tabir onun vefatı ile ortaya atıldı. Böylece yıllar yılı hocaya dışarının adamı, Arap Milliyetçisi diyenlerin görüşlerinin doğru olmadığı ifade edilmiş oldu. Bu değerlendirmeyi hem gazeteci Muharrem Sarıkaya ve hem de eski Başbakanlardan Tansu Çiller hanım yaptı. Hoca keşke bu vasıflandırmayı duysa idi, çok mutlu olurdu, kendisine iftira edenlerin gözünün içine bakarak gülerdi) Pancar Motor olarak bilinen su motorlarını Türkiyede üreten ilk insandı, Hiç kuşkusuz İslami bir dünya düzeni kurmak istiyordu, Ancak kimileri gibi onun tedhiş ile hiçbir ilgisi yoktu, Milli Görüş teşkilatlarını kurdu, Yurt içinde ve yurt dışında on binlerce gencin sıhhat ve akıl sağlığını korumada çok gayret gösterdi. Anadolu Gençlik Dernekleri ile gençlerin önemli bir kesimini sokaklardan kurtardı, Gençliği bu teşkilatlar sayesinde sokaktaki çatışmalardan uzak tuttu, Bu ülkede Müslümanlar yaşıyordu ve bunların siyasi görüşleri elbette olacaktı, Hoca büyük bir gayret ile Müslümanları Sivil Demokratik siyasete çekme gayretinde çok başarılı oldu, Müslümanların sivil siyaset yolu ile kendilerini ifade etmelerini sağladı, Onun girişimleri sonucu Türkiye Müslümanlarının büyük çoğunluğu, Parlamento yolu ile görüşlerini dile getirme imkanı buldular ve bunda başarılı oldular. Bu alanda hoca yılmayan bir savaşçıydı, Kurduğu siyasi partilerden 4 ü kapatıldı, ama o 5 ncisini kurmaktan çekinmedi, Bu hareketi ile Türk Demokrasisinin kökleşmesinde çok büyük emeği geçti. 5 nci partisi elinden alınmak istenince, ilerlemiş yaşına rağmen bir anda şahin kesildi. Ömrünün son anına kadar siyasetten kopmadı, O, kainatın bir düzeni var, dünyanın ve hayatın belirli koordinatları var, bunların hepsini yerli yerine oturtmak gerekir, aksi halde düzen bozulur derdi. Adem Aleyhisselamdan beri dünyada iki düzen var, birisi hak, diğeri batıl. Hak düzen Allahın yoludur ve onun Peygamberlerinin gösterdiği yoldur. Bu yoldan giden mutlu olur, bahtiyar olur. Diğer yol batıl yol ve şeytanın yoludur. Onun takipçileri de bugün olmasa yarın şeytanın kulu ve kölesi olurlar. İnsanlığa zarar verirler. Hak yolun yolcularının bu güne kadar söyledikleri güzel şeylerin tamamını biz Milli Görüş olarak kabul ediyoruz, batıl şeylerin tamamı ise siyonizmin yoludur. Bu böyledir ve böyle de devam edecektir, Hoca bir siyaset ekolü idi, çok insan yetiştirdi, talebeleri şimdi ülkeyi idare ediyor, Son nefesine kadar bu yoldan dönmedi, Siyaset bir cihattır , insan son anına kadar cihattan vazgeçebilir mi derdi" diye düşüncelerini aktardılar. Evet hoca son anda yine kendi bildiğini yaptı. Onun abartıyı sevdiğini zannedenler, yanıldılar. Önemli bir siyaset adamına ve daha da ötesi bir Başbakana uygulanacak protokolden elbette haberi olan hocayı, bulunduğu makamından tebessümle güleceğini zannedenleri yanılttı. Rabbine sade bir cenaze töreni, namaz, tekbir ve tehlillerle uğurlanmayı şanına daha uygun buldu. Allah rahmet eylesin.