ANAR’IN ARAŞTIRMASI
Eklenme: 29.03.2013 00:00:00

Geçen hafta Habertürk Televizyonunda kamuoyu araştırmacılarının programı vardı. Bunların nerede ise tamamı, Ak Partinin BDP ile bir Anayasa yapmasına kamuoyunun sıcak bakmadığını söylüyorlardı.

Hatta bir kamuoyu şirketi yetkilisi biz bu soruyu elli çeşit sorduk, halkın bu konuda yaklaşımı olumsuz deyiverdi.

Aslında ben onun bu değerlendirmesine katılmamakla birlikte, bir mim konulmasının da ehemmiyeti olduğunu düşündüm.

Olay şu.

Şu anda TBMM sinde kurulmuş olan Anayasa yapma konusundaki komisyon stabil bir zeminde değil de, patika yolda adete haldur huldur yürüyor.

Sanki sivil irade yeni bir Anayasa nasıl yapılamaz yazılı senaryosunun oyuncuları olarak patinaj yapıp duruyorlar.

Seçimler sırasında nerede ise tüm siyasi partiler yeni bir Anayasa yapma konusunda halka söz vermişlerdi.

Ak Parti diğer partilerin bu tutumunu seçimlerden sonra gündeme taşıdı, halka söz verdiniz buyurun yeni bir Anayasa yapalım çağrısında bulundu ve siyasi özgeçmişimizde pek örneği olmayan bir tarzda, Parlamentolarda bir konu ile ilgili komisyon teşkil edilir iken, hele bu yeni bir Anayasa yapmak ile ilgili olunca, siyasi güçlerine göre temsil edilmeleri kuralını iyi niyetle göz ardı etti. 327 Milletvekiline sahip olmasına rağmen bu komisyona diğer partiler gibi sadece 3 Milletvekili vermeyi içine sindirdi.

Ak Parti sandı ki, gerçekten diğer partiler Parlamento üzerindeki vesayeti ortadan kaldıracak ve yeni bir Anayasa yapmakta üzerlerine düşen görevi yerine getirmede bir üşengeçlik içerisine girmeyecekler.

Aslında o zaman da yazdım. Seçimler öncesinde Ak Partinin 340 civarında Milletvekili çıkarmaya gayret etmesi gereği üzerinde durduğumu ilgililerine söyledim. Maalesef bu yönde bir sonuca ulaşmak mümkün olmadı.

Seçimler sonrasında yeni bir Anayasa yapma konusunda komisyon kurulsun fikrinin ortaya çıkması ve çalışmaya başlamasından sonra, bu gidişle yeni bir anayasa yapmanın imkansızlığını belirttim. çünkü CHP nin son 27 maddelik Anayasa değişikliğine bile nasıl muhalefet ettiğini, bu maddeler durdukça, CHP den hayır gelmesinin mümkün olmadığını ifade ettim.

MHP nin Türklükle ilgili hassasiyetlerinin değişmesinin imkansızlığını belirttim. Yani bu iki partiden de bu konuda bir hayır gelmeyeceğini anlatmaya çalıştım. Karanlık suda balık avlamanın bir yararı olmayacağı zaten belli olmuştu.

Ama Ak Parti masadan çekilen taraf olmayacağı konusundaki sözünü hep yineledi ve en son Mart ayının sonuna işaret edildi.

İşte Mart ayının sonu geldi ve maalesef hala görüşülmeyen veya görüşülüp ta mutabakat sağlanmayan yığınla madde var. Genel kabul gören madde sayısı 30 un biraz üzerinde. Bu yeni Anayasada olması muhtemel maddelerin üçte biri bile değil.

Geriye Ak Partinin BDP ile bir Anayasa yapması ihtimali kalıyor. O da tabii ki oy nispeti dikkate alındığında; referanduma gidecek.

Vehbinin kerrakesi burada kendisini gösteriyor. Padişah şaire bir şiir yazdırıyor, şair şiirinin ilk mısraında akıl almaz biçimde padişahı yerden yere vurur iken, son bir mısra ile boynunu ipten alıyor. Şairin adeta bin zemzem suyu ile yıkanmış olan son iki mısraı şu:

Sen her zaman gelesin, ben Vehbiye veresin

Esselamu Aleykum ve Aleykumüsselam.

Kamuoyu araştırmacılarına göre Milletin yüzde altmıştan fazlası BDP ile yapılacak Anayasaya hayır oyu vereceklermiş.

Allah korusun böyle bir şeyin altından kimse kalkamaz ve bu millet boynunu bir daha iflah olmaz biçimde bıçağa sürtmüş olur.

İşte yazıma başlık olarak koyduğum ANARIN ARAŞTIRMASINI Sayın Başbakan Milletvekillerine aktarmış ve BARIŞ SÜRECİNE DESTEĞİN YÜZDE 60 ın üzerine çıktığını ifade etmiş.

BDP ile yapılacak yeni Anayasaya hayır vereceğini söyleyen kamuoyu ile barış sürecine destek olduğunu söyleyen kamuoyu aynı. Burada bir tezadın olduğu pek tabii ortaya çıkıyor.

Burada üzerinde durulması gereken konu barış süreci ile yeni Anayasa yapmanın at başı götürülmesi konusundaki kararlılık.

Zira biri olmadan diğerinin olmasının imkanı yok.

Yani CHP ve MHP nin yeni Anayasa yapma sürecinde ayak sürümelerinin devam ettiği bir vakıa olarak karşımızda durduğuna göre, geriye Ak Partinin BDP ile yapacağı Anayasaya sıra geliyor. Zaten böyle bir şeyde mecburiyet te var. Zira BDP nin Kürtlerin olmaz ise olmaz hakları olarak gördükleri Anayasal vatandaşlık hakkı, Anadilde Eğitim gibi haklar yasal güvenceye kavuşmaz ise, sürecin ilerlemesinin imkanı kalmıyor.

Bu millet BDP ile yapılacak Anayasaya hayır, sürece Evet diyorsa, zihninde oluşan çelişkinin giderilmesi lazım.

Sayın Başbakan işte o sebeple vekillerine Anadoluyu karış karış dolaşın, süreci anlatın diyor.

Evet vekiller halka gitsinler ve kardeşim Anayasal süreç tamamlanmadan barış süreci devam ettirilemiyor, bu durumda da savaşın Allah korusun akıl almaz boyutlara ulaşması söz konusu olacak, 35 yıldan beri ilk defa bu kadar önemli bir çatışmasızlık ve barış imkanı doğdu, bunu heba etmeyelim demeleri lazım.