"Türkiyede ve dünyadaki dönüşümü anlamalıyız,farklılıkları kabul etmeliyiz. Yani bunlar zor değil. Ya bu iş bitti artık yani. Türkiyedeki bu dönüşümü bir defa anlayıp bu küreselleşmede toplumsal ve işte idari anlamdaki dönüşümün hem global anlamda hemde ülke genelinde nasıl olduğunu bir görüp ona göre kendimizi nasıl adapte edeceğiz, kendimizi değerlerimizi koruyarak-buna adapte olacağız, bizim buna kafa yormamız lazım.
Yoksa ben bunu kabul etmiyorum, bunu etmiyorum noktasını aştık. Bu çok hassas bir konudan bahsettik, cok hassas. Bunu düşünmek lazım. Yani insan eğer farklılıkları kabul ederse kendi kafasında, o zaman dünyaya farklı bakar.
Şimdi siz Anadolunun bir kasabasından bir çocuğu alıp onu subay yaparsanız, işte o, devamlı ona da Atatürkçülük, Cumhuriyetin temel değerleri, devamlı o fikirleri aşılarsanız Cumhuriyetin muhafızı olarak-çok doğal olarak ta öyle olması lazım-(Bu fikirler arasında bu ara cümlenin ne anlamı var, işin doğrusu anlayamadım. En güzel şeyleri söylerken bile zihinler karışık C.T.) öyle yetiştirirseniz, Türkiyede yalnız Türklerin var olduğunu ona öğretirseniz, bunun dışında hiçbir etnik unsurdan bahsetmez iseniz, birden bire bir de bakar ki Yahu Türkiyede 27 etnik gurup varmış, hepsinin dili varmış, ulusal değerler varmış, bilmem ne böyle şaşkına döner.
Milliyetçilik duygularının kaba va katı bir şekilde oluşmaması lazım kafasında. Milliyetçilik , eğer sen Türkiye Türklerindir, vatandaş Türkçe konuş diye efendim bu ülkeye bayrağı alıp çıkarsan ortaya, o zaman diğer insanları ötekileştirmiş olursun. Diğer insan dediğin kim? Aleviler, Çerkezler, Lazlar geriye bir şey kalmaz. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, yani Arap kökenli çok var. Hatayın yüzde ellisi Araptır.Munis insanlardır yani kavga etmezler, sakindirler falan yani. Benim hayatım onlarla geçti. Bu coğrafyada insanların tamamını kucaklayan bir anlayışın hakim olması lazım. Başka türlü bu coğrafyada tutunamayız. Osmanlıda işte Osmanlının şeyi bu.(Özelliği demek istiyor C.T) Yani hiçbir etnik gurubu ön plana çıkartmadı. Yani işte son 19. Yüzyılın başlarına kadar hep öyle gitti. Ne zaman işte Namık Kemallerin, Ziya Gökalpların falan Türkçülük hareketi başladı.Jöntürkler gibi Avrupada onun da ötesinde Avrupa Osmanlı yerel değerleri ve etnik gurupları çok özgür bıraktı.Yani din, yaşam biçimi, kıyafeti, her şeyi serbestti.Ve o zaman taman oldu. Yoksa,biz tabi bütün bu etnik , Osmanlının bakiyesi 5 Milyon Km/karelik bir toprak kaybetti Osmanlı. İşte bu, buradaki bütün bu etnik gurup Anadolunun içerisine üşüştü. Öyle hepimiz buraya toplandık. Yani herkes bir yerlerden gelmiş, sonra bu ülke (kurulmuş CT) meseleye böyle bakmak lazım. İşte Osmanlının ötesinde Selçuklular var, Bizans var.Bir Bizans, biz doğu romanın mirası üzerindeyiz yani. Nereyi kazarsan İstanbulda bir Roma çıkıyor. Nereyi kazarsan bir Roma çıkar.
Subaylarınıza , generallerinize bunu öğretirseniz, o zaman dünyaya farklı bakarlar. Yani bu toprakları , zenginliği böyle görmek lazım. Hem insan yapısını, hem toprak yapısında bu coğrafyayı böyle görürseniz ve de böyle öğretirseniz subaylarınıza , generallerinize o zaman olaya, dünyaya farklı bakar.
Yani diyeceksin ki, komutanım peki sen niçin böyle bakıyorsun da, peki falanca şahıs böyle mi bakıyor? Ben adalarda büyüdüm, Büyükadada. Ecnebi denilen insanların içinde büyüdüm. Bende ŞİDDETTEN UZAK BİR HOŞGÖRÜ KÜLTÜRÜ ONLARLA BERABER büyüdüm, yani onun da vatanı olduğunu daha o zaman idrak ettim. Yahu biz burayı paylaşıyoruz Rumlarla, bilmem ne Ermenilerle.
(Ama CT)
Alevi aleviyim diyemiyor, Kürt Kürdüm diyemiyor. Ve böyle bir baskı, böyle bir yapı içerisinde huzur olmaz ki.
Bize hiç Kürtten bahsetmedi kimse. Yani Harp Okuluna geldik, ne Kürtü yahu Kürtçe yasak. Kürtçe konuşulur mu? Adam kensininin kürt olduğunu söyliyemiyor ki çocuk. Alevi Aleviyim diyemiyor, Kürt Kürdüm diyemiyor. Ve böyle bir baskı , böyle bir yapı içerisinde huzur olmaz ki. Huzur olmaz. Ben açıklama yaptım, işte Bilanın kitabında var. Yani bunları serbest bırakmak lazım dedim. Bakın ben bir yıl evvel söyledim. Bunu şimdi bütün televizyonu Kürt dili edebiyatını hepsini çıkartın dedim. Bu kadar 71 yılından beri ben Kürtlerin içinde yaşıyorum. Ben o zaman binbaşıydım. Diyarbakırda Sıkıyönetimde çalıştım 3 sene. Şimdi daha güzel bir ortam oluşacak. Bu coğrafyada bu insanlaır başka türlü tutamazsınız. Yoksa kaybederiz yani.Artık o dönemi aştık, inşallah arkadaşlar bunu anlarlar."
Aytaç Yalman İstanbul Üstükarda 1940 yılında doğdu. Harp Okulu mezuniyetinden sonra komutanlık basamaklarını birer birer geçerek, Orgeneral sıfatı ile en son 27 Ağustos 2002 de Kara Kuvvetleri Komutanlığına getirildi. 29 Ağustos 2004 tarihinde emekliye sevkedildi. Genelkurmay Başkanlığına ismi geçen insanlardan birisi idi, olmadı.
Onun İnternet sitelerine düşen bu konuşmasının çok iyi irdelenmesi lazım.
Zannımca O, ülkenin toprak bütünlüğünü koruyarak, bu ülkede yaşayan tüm etnik unsurların kimliklerinin, kültürlerinin tanınmasını, geliştirilmesini , bunun ülkeye zarar değil, fayda getireceğini söylüyor ve farklılıkları büyük zenginlik olarak gördüğünü ifade ediyor.
Bunları başkaları söylediğinde 20 sene 30 sene cezalar aldılar, hala alıyorlar.
Ama bir vicdan ehli olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığına kadar yükselmiş İstanbullu bir Orgeneral söylüyor bunları. Lütfen Ona da hain falan damgasını vurmadan söylediklerini bir düşünelim.
Genelkurmay, Hükümet , Sivil Toplum Kuruluşları Aytaç Yalmanı çağırsın , fikirlerine müracaat etsin, dinlesin, kimbilir daha hangi alanlarda farklı fikirlere sahip olduğunu öğrenme imkanı bulmuş olacağız.
Onun Rumlar,Ermeniler , Yahudiler ile ilgili söyledikleri var ise, İslam ile ilgili söyleyeceği şeyler yok mu? Bu alanda da bir yoklansa, nasıl olur?