Bu ülkede vatanını, milletini seven, hırsızlıktan, arsızlıktan, yoksuzluktan, yoksulluktan, yasaklardan nefret eden, çalmayan, çaldırmayan, yemeyen, yedirmeyen, yürütmeyen Hakim, Savcı, Polis, Jandarma, Devletin herhangi bir kademesinde görevli insanların ortaya çıkması gerçekten garip bir şey mi?
Bu tür insanların varlığından söz edebilmek için, ille de Cemaate, Camiaya veya herhangi bir partiye mensup olmak mı lazım.
Ben hayatta çok şeyler gördüm.
Nice sağcı, dinci, imancı, kitapçı geçinip de deveyi hamudu ile götürenlere şahit oldum.
Ve nice solcu olup da, yaptığı tüm işleri vicdan muhasebesine tabi tutan, kalbinin derinliklerinden gelen doğru ol, dürüst ol, şaibeye bulaşma, yalan söyleme, haksızlık yapma, haksızlığa uğrama, paranın cazibesine kapılma, çoluk çocuğuna haram para yedirme, ar ve hayadan fedakarlık yapma gibi aşkın/müteal/ duygu ve düşünce sahibi insanlarla da tanışmışlığım oldu.
Ben zaten Müslümanlığından taviz vermeyen, öyle görünen, ama realitede yapmadığı hileyi ardına koymayan, rüşvet almada vermede üstüne adam bulunmayan, hele karı kız meselesinde kırdığı ip kırkı geçen, insanlardan nefret ederim.
O anlarda Rabbimizin Vela teşteruv biayatiy semenin kaliyla- Ayetlerimizi ucuz bir pahaya satmayın.
Yani size yol ve yöntem göstermek üzere öğretmiş olduğumuz, bunun için gönderdiğimiz hak ve hakikat kurallarını, öyle orta malı bir meta gibi rastgele harcamayın, ayeti aklıma gelir.
Bu ayetin doğrudan doğruya kendisini Müslüman gösteren insanlara yönelik olarak gönderildiğine hiçbir zaman şüphe duymadım.
Yani yaptığınız veya yapacağınız haksızlıklar için dininizi bir kalkan gibi kullanmayın.
Üstelik dininiz sizin yaptığınız veya yapmayı planladığınız kötülükler için bir kılıç olsun, sizi kötülüklerden alıkoysun anlamına geldiğini düşünürüm bu ayetlerin.
Hucurat Suresi 14.ayeti kerimede Cenabı Allah(azze ve celle) Bedeviler İman ettik dediler. De ki İman etmediniz. Sadece Müslüman olduk deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allaha ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah çok bağışlayan, çok merhamet sahibidir
Yaptıkları hal ve hareketleri ile imanın henüz kalplerine yerleşmediği İslamın gelişinin ilk günlerindeki Bedeviler ile, aradan 15 asır geçmiş olmasına rağmen bugünün medenileri arasında nasıl bir fark var.
O günün bedevileri, bugünün medenilerini görselerdi, haklarında inecek ayetlerden hazer ederlerdi. Bu insanlardan fersah fersah uzaklaşır, kaçacak delik ararlardı.
Şu aşağıdaki konuşma metninin özetini anlayışınıza sunuyorum.
Bu ve buna benzer olaylara, kendilerine ulaşan bilgiler ve yaptıkları yasal incelemeler sonucunda tanık olan, tanık olmakla kalmayıp, görevleri gereği soruşturma başlatan Savcılar, Hakimler, ille de bir camiaya mensup oldukları için mi görevlerini yerine getirirler.
Zaten kanunlarla kendilerine verilen görev bu değil midir?
Hali ahvali yerinde, makam mevki sahibi diye suç işleyenler ile ilgili takibatı kesseler mi idi?
Böyle şeyler Peygamber zamanında da olmuştu.
Eşraftan kadının biri hırsızlık yapmış ve had uygulanmak üzere Peygambere getirilmişti. Aracılar devreye girdi ve kadının elinin kesilmemesi için mücadele verdiler.
Peygamber (s.a.s) Allaha yemin ederim ki, kızım Fatıma da olsa, böyle bir şey yapsaydı, hakkında haddi tatbik ederdim. Sizden evvelkilerin mahvolmasının sebebi, Eşraf kesiminden birileri suç işlese üstü örtülür, ahaliden birisi suç işlese hemen ceza verilirdi. Benden aynı şeyleri yapmamı beklemeyin, istediğinizi yapamam demişti.
Hz.Ebubekir(R.A)in halifeliği zamanında badiyeden gelen bedeviler, biz namaz kılarız, oruç tutarız, amma zekatı veremeyiz demişlerdi. çok Halim ve Selim bir yapıya sahip olan Hz.Ebubekir ayağa kalkmış Vallahi Allaha vermek zorunda olduğunuz bir keçiyi dahi vermekten imtina ederseniz, sizinle harp ederim demiş ve gelenlere dinin bir oyun ve oyuncak olmadığını açıklamıştı.
Şimdi Ak Partinin daha ilk gününde söylediği ve kesin karşı olduğu 3 Y ile ilgili bazı sıkıntılar baş göstermeye başladı.
Yolsuzluk, Yasaklar ve Yoksullukla mücadele de zülfi yare dokunuluyor.
İzmir Liman işletmeleri ile ilgili yolsuzluk soruşturmasını durdurmayan Başsavcı Samsuna savcı yardımcısı olarak atanıyor.
Zaten bugünlerin yolsuzluk soruşturmasını yapan Polis, Savcı, Hakim, Memur her kim varsa hiçbirisi eski yerinde değil. Herkes bir yerlere gönderildi.
Bunlar bir an için CHP iktidarında gerçekleşse idi, ne derdik. Nasıl yorumlardık.
Şimdi gerçekten Empati yapmanın zamanı.
İşte son örneği. İstanbul İtfaiyesinde bir memur.
Özet olarak verelim. Vatandaşın dükkanı yanıyor. İstanbul İtfaiyesindeki görevli yana yakıla vatandaşı arıyor. Niye gelmedin, niye sormadın. Raporumu yazıyorum, bana göre sanki normal bir yangın değilmiş gibi geliyor.
Vatandaş; aman yapma ağabey. Allahına kurban olayım, nasıl normal değilmiş, anormal olan ne, hemen atlayıp geleyim mi diyor.
Görüşme faslı uzun.
İtfaiyeci vatandaşı ayağına gitmeye mecbur ediyor.
Anlaşma sağlanıyor. Paralar veriliyor. Vatandaşın hakkı olan rapor, gerçeği yansıtacak biçimde tanzim ediliyor.
Yoksa itfaiyeci, adam yangını kendisi çıkardı, bir şey hakketmiyor diye rapor tutacak, ondan sonra git uğraş.
Verilecek rapora itirazlar yap, konuyu Mahkemeye taşı,yıllarca uğraş. İşin Yargıtay aşamasına kadar sabret, taki hakketmiş olduğun parayı sigortadan alabilesin.
Ya böyle bir şey olabilir mi?
Bunlar tuhaf şeyler, iktidarımıza karşı bir darbe diyorsak, yapılması gereken hırsızı adeta kutsanacak bir meta haline getirmemektir. Hırsızı yakalayanı cezalandırmamaktır.
Peki bütün bu olan biteni Savcılar soruşturmasın mı?
Kapattık gitsin mi desinler.
Soruştururlarsa işlerinden mi olsunlar.
Bu normal mi?