BİR DAHA DÜŞÜNELİM DİYORUM
Eklenme: 12.12.2009 00:00:00

PKK nin HPG Ana karargah komutanlığı,Tokat Reşadiye kırsalında 7 Askerin şehid edilmesi eylemi ile ilgili "söz konusu olan şehitlerimiz ve önderimiz ise her birimiz kendi inisiyatifini kullanma hakkına sahiptir" açıklaması yapmış, eylemi üstlenmiş.

Eylemsizlik sürecinin devam ettiği bir sırada Tokat ili Reşadiye kırsalında 7 Askerin şehit edilmesi eylemini PKK nın üstlenmesinin pek garip bir tarafı yok. Çünkü onlar bu ülkede kim tarafından ve ne şekilde kan akıtılır ise akıtılsın, buna taraftırlar ve Türkiyenin sürekli biçimde kendisi ile didişir bir durumda olmasından yanadırlar.

Tokat ili Reşadiye ilçesi kırsalında sebebiyet verilen bu eylem o bölgede barınan bir PKK gurubu tarafından mı gerçekleştirildi, yoksa bir başka bölgede örgütsel faaliyetlerini sürdüren gurup buraya gelerek mi eylem koydular? Bunlar eni konu ilgililer tarafından araştırılacaktır.

Eylem o bölgede barınan örgüt mensupları tarafından konuldu ise, elbette yerel halk ile olan iltisakları, irtibatları da gündeme gelecek ve bunlara kimlerin nasıl destek verdiği, hangi lojistik imkanı sağladığı herhalde bir bir araştırılarak ortaya konulacaktır.

Militanların bir başka yerden gelerek eylemi gerçekleştirdikleri varsayılsa bile, keşif ve istihbarat çalışması yaparken kimlerden hangi desteği gördükleri yapılacak bir araştırmada sır olmaktan çıkacaktır.

PKK nın HPG ana karargah komutanlığının eylem ile ilgili olarak "söz konusu olan şehitlerimiz ve önderimiz ise, her birimiz kendi inisiyatifini kullanma hakkına sahiptir" açıklamasına balıklama atlamamak gerektiğini düşünüyorum.

Bu durum örgütün tamamen zıvaneden çıktığı, denetimsiz kaldığı ve kimin ne yapacağı belli olmayan bir konuma geldiğini ortaya koyar ki, eylemi üstlenmekle şecaat arzedeyim derken, kendi sirkatlerini ortaya koymuş olurlar.

Doğu ve güneydoğunun dağlarındaki militanlar kendi başlarına orada bulunmadıklarına göre, bu eylemi de inisiyatif alarak gerçekleştiremezler.

Çünkü eylemsizlik sürecini başlatan , bunu daha sonra 1 Eylül Dünya Barış gününe kadar uzatan, ardından Ramazan ve Kurban Bayramlarını da içine alacak biçimde sürecin devam ettiğine karar veren örgüt, aksine bir karar açıklaması yapmamış iken , yerelde inisiyatif kullanan örgüt elemanlarının böylesine büyük eylem koymasını düşünmek biraz sizin de aklınıza ziyan gibi gelmiyor mu?

Olayı Abdullah Öcalana götürüp yamamak ta yanlıştır. Zira onun hücresinin 12 metrekareden 6 metrekareye düşmediği sabit olduktan sonra eylem konulmuştur. Yani konu Abdullah Öcalan olunca herkes istediğini yapabilir argümanı da ,bu olayda devre dışıdır.

Süreci kesintiye uğratacak çok ciddi bir gelişme yok,

Örgütün eylemsizlik dönemi sona erdi açıklaması yok,

Abdullah Öcalanın sıhhati ve konumu ile ilgili bir olumsuzluk yok, Ama, Eylem var ve 7 şehit cenazesinde yakılın Türkçe, Kürtçe ağıtlar var.

Düz bir mantık ile olaya bakıldığında, madem PKK eylemi kabul etti, o halde yapmıştır demek çok kolay.

Koca bir ülkeyi ve bu ülkede yaşayan herkesi çok yakından ilgilendiren böylesine hayati bir konuda,fol yok, yumurta yok iken yerel birimdeki militanlar bütün olan biteni nasıl sabote ederler? Bir daha düşünelim diyorum.

Tunceli Gurubu örgütten koptu,barış istemiyor, ateşkes istemiyor, örgüt namus belası eylemi kabullendi diyorsanız, ona da bir diyeceğim yok.