BİR OYUNA GELİNMEZ İNŞALLAH
Eklenme: 28.08.2013 00:00:00

Dün akşam Başbakan Yardımcımız Bülent Arnç beyi Habertürk Kanalında dinledim. çeşitli konulara ilişkin açıklamaları oldu. Özellikle Eylül ayı ile birlikte Türkiyede başlatılmak istenen anarşik hareketlere dikkat çekti

Cemil Bayıkın 1 Eylüle kadar Türkiye gerekli adımları atmaz ise ülkenin dört bir yanında her gün yüzden fazla eylem koyacakları yönündeki açıklamalarına, Bülent bey bu karanlık suda balık avlamaya çıkmaktır, ortamı bulandırmaya kimsenin hakkı yoktur.

Kürt meselesinde Ak Parti iktidarlarının yaptığını bugüne kadar kimse gerçekleştiremedi, yaptım diyen varsa ortaya çıksın.

Biz Eylül ayı ile birlikte ülkemizin daha da demokratikleşmesi için yepyeni adımlar atmayı planlıyoruz. Bir paket halinde Parlamentoya sunmayı kararlaştırdığımız yasa tasarılarını kanunlaştırmayı planlıyoruz, ona rağmen şu eylemi yapacağız, bu eylemi ortaya koyacağız diyenlerin ne kadar iyi niyetli olduklarının sorgulanması lazım.

Abdullah Öcalan bu konuda çok önemli bir gayret içerisinde, onun bu gayretini örgütün akamete uğratma niyeti olabilir, ellerinden gelse onu bütünü ile saf dışına itmeyi planlıyorlar, biz bunu görüyoruz.

Eylül ayına kadar Türkiye dağlarındaki örgüt mensuplarının yurt dışına çıkması sağlanacaktı, Abdullah Öcalanın bu konudaki isteğine örgüt önceleri olumlu cevap vermişti.

Ancak şimdi görüyoruz ki, çekilme Sayın Başbakanımızın dediği gibi yüzde yirmiler civarında gerçekleşti, hatta yüzde yirmiler civarında çekilme oldu diyorsa Sayın Başbakan öpsün başlarına koysunlar, örgüt samimi davranmıyor dedi.

Örgütün dağ kadrosunun Avrupadaki kuruluşu Kongra Gel ileri gelenleri ile birlikte bu meselede çok profesyonel biçimde hareket ettiği, onlardan stratejik konularda destek aldığı açıkça görülüyor.

Ama verdikleri söze rağmen, ki bunu başta Selahattin Demirtaş olmak üzere BDP li yöneticilerin hemen tamamı bir çok kez çıkışlar Eylül ayı başına kadar tamamlanır yönündeki seslendirmelerine karşın bu gerçekleşmedi. Söz konusu çıkış hiç olmaz ise yüzde elli civarında gerçekleşmiş olsa idi, hiç kuşkusuz Hükümetin tavrı bugün daha farklı olurdu. Ama yüzde 20 civarında bile olmayan bir çıkışı, biz verdiğimiz sözü yerine getirdik diye ortaya çıkmaları, işi amatörce (samimi) götürmediklerinin en bariz delilidir.

Bu samimiyetsizlik Türkiye halkında hayal kırıklığına, hükümette tedirginliğe yol açıyor. Ve insanlar bunların gayeleri belli, kim ne derse desin, ülkeyi bölmek istiyorlar, attıkları adımların tamamı bu amaçlarını gerçekleştirmeye yöneliktir, ne verseniz, dahası istenecektir ve bunun sonu yoktur, o açıdan hükümetin daha fazlasını vermekten vazgeçmesi ve terör ile anladığı dilden mücadele edilmesi lazım şeklinde düşünceler, bu yaz Anadolunun gezdiğim bir çok şehrinde insanlar tarafından ifade edildi. Evet Kütahyadan, Afyondan, Malatyadan insanlar aynen böyle söylediler.

Ben hiç kuşkusuz bunlara gerekli cevapları verdim. Uçlarda dolaşan bir insan değilim. Heyrul Umuvru Evsatuha-Her şeyin hayırlısı ortası olanıdır düşüncesinden hareketle, örgütün herkesi tatmin edecek şekilde dağdan çekilme yönünde verdiği sözün gereklerini yerine getirmemiş olmasına rağmen, hükümetin bu tavırlara aldırış etmemesi, kendi vatandaşlarının DEMOKRATİK hakları olarak gördüğü konularda adımlarını atması, örgütün dağdan çekilmeyerek oturduğu yerde durmasını dert edinmemesi gerektiğini söyledim. Sorun ancak böyle çözülür dedim. Örgütün Türkiye dağlarında kalması bir tehdittir, ancak eylem koymayarak bulundukları yerde durmalarını da ÖNEMLİ bir duruş olarak görmek mümkündür diye değerlendirdim.

Ramazanın son günlerini, bayramı ve takip eden birkaç günü Diyarbakır ve çevresinde geçirdim. Halkın büyük çoğunluğu geçim derdinde. Yaz gelince ilçelerimizin, köylerimizin nerede ise tamamı boşalıyor. İnsanlarımız iş için Türkiyenin dört bir yanına dağılmak zorunda kalıyorlar. Dere kenarlarında çadırlarda, her türlü haşarat ile boğuşarak günlük 30 lira civarında bir para için ömür tüketiyorlar. Daha bir yaşına gelmemiş çocuklar bez çadırlarda 45 dereceye varan sıcak altında, akşama kadar çapa sallayan, fındık toplayan annelerini bekliyorlar. Konuştuğum insanlar, Hükümet, örgüt dağdan çekilmiş, çekilmemiş bakmasın, demokratik adımlarını atsın, bundan hiç kimse zarar görmez. Karadenize fındığa, çukurovaya çapaya, Eğeye Pamuğa gideceğiz, Türkiye mozaiğinin bir parçası olmuşuz, Kürtçeden daha çok Türkçeyi bilmek zorundayız, Kürtçe eğitim sanki fındığı daha iyi toplamama mı sebep olacak, niye korkuluyor ki dediler.

Eğitimli ama sağduyulu insanlarla da konuştum, ortada örgütün bir eylemi olmamasına rağmen sırf dağdan yeterince çekilmeler olmadı diye

demokrasi paketini parlamentoya taşımaz ise, tam da uluslar arası çetelerin ekmeğine yağ sürmüş olur, aman bu oyuna gelmesin dediler.

Gelmezler inşallah.