Ergenekon davası sanığı emekli Albay Arif Doğandan söz ediyorum. Çok zeki birisi olduğuna(bu akıllı olduğu anlamına gelmiyor, zira zeka başka akıl başka bir şey) görev yaptığı yerlerde operasyonlara katıldığına, öldürme emirleri verdiğine hiç şüphe yok. Bir insan kanun, kural tanımaz ve hele elinde büyük imkân (para ve silah) da varsa, bir anda frankeştayn kesilir, yapmayacağı kötülük kalmaz. 1990 ila 2000 yılları arasında cereyan eden Türkiye tarihinin en karanlık olaylarının bire bir içerisinde olan, hadiselere yön veren, taktik geliştiren, hatta kedinin fare ile oynadığı gibi herkesle oynamayı bir satranç oyunu gibi algılayan insanlardan birisidir Arif Doğan. Ergenekon davası sebebiyle verdiği ifadelerde, Terörist yetiştirmiş,On bin silahlı adamı varmış,bunlara kaleşnikov silahlar, tabancalar dağıtmış, bu on bin adam hala görevlerinin başındaymış, kendisinden emir ve talimat bekliyorlarmış, seferberlik esnasındaki rütbesi orgeneralmiş,Güneydoğuda yüzlerce cinayet işleyen ve faili meçhul cinayetlerin efsane ismi Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım ile iş birliği içerisinde imiş, Mahmut Yıldırımın yaşıyor ve kendisi ile görüşüyormuş,Türkiyede en kolay şey adam öldürmekmiş, kendisi ile aynı davadan sanık olarak yargılanan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hainin teki imiş, Jitem ve Ergenekon oluşumları ile ilgili bilgiler veren Abdulkadir Ayganı elleri ile öldürmüşmüş, gibi çıkışlarla tabir caiz ise, başta Mahkeme olmak üzere herkesle oynuyor. Abdulkâdirin ortaya çıkıp, ben yaşıyorum, her türlü tıbbı ve teknik araştırma ile bunu ispat edebilirim, isterse Arif Doğan gelsin, internet ortamında kendisi ile tavla oynayalım sözüne "bu adam beni çıldırtacak, onun yüzünden intihar edeceğim, o kim ki benden böyle talepte bulunuyor, demesi bile tezgahını nasıl açtığını ortaya koyuyor. Şunu gayet iyi bilelim ki, Arif Doğan bu pazarın işportacısıdır. Her türlü malı, istediği kişiye, istediği fiyata satar. Şimdi Mahkemede oynadığı oyunla, 1-Ben Devlete çalıştım, sizin hakkı hayatınızı sağlamaya gayret ettim, ben olmasa idim, siz bu koltuklarda oturamazdınız, 2-Bana bir şey yapmaya kalkışmayın, gücüm devam ediyor, 10 bin silahlı adamım herkesin ensesinde, 3-Pırasa gibi adam doğradım, şu anda Orgeneral rütbesindeyim, şu geçiş ortamını bir kurtuluş olarak görmeyin diye ahkam keserken, diğer taraftan Jitem oluşumu hakkında açıklamalarda bulunan ve yaşadığı hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık olan Abdulkadir Ayganı ellerimle öldürttüm, o konuşan Abdulkadir değil diyerek, biri çok gerçeğin gün yüzüne çıkmasına engel olmaya çalışıyor. Arif Doğan, Jitemi ben kurdum, silahları ben dağıttım, bu insanlar şu anda benden emir talimat bekliyor açıklamaları ile çok önemli bir şeyi gözlerden kaçırmaya gayret ediyor. "Ordunun bu işlerle bir ilgisi yok" Bu tam bir palavradır. Hiyerarşinin, emir komutanın olmaz ise olmaz biçimde işlediği tek yer Ordudur. Burada kimse kendi başına bir iş yapamaz. Kimse 10 bin kaleşnikov ve tabancayı bulup ta ona buna dağıtamaz. Bu on bin insanın işlemiş oldukları suçlardan ötürü, kimse onları sütre gerisine itemez. Bu 10 bin insanın donatımlarından, maaşlarının ödenmesine, yeri geldiğinde aylarca, yıllarca gizli kalmalarına kadar, her konu, Arif Doğanın üstesinden gelemeyeceği kadar büyüktür. Bu onbin insana ayda 1500 Tl maaş verseniz, ortaya çıkan rakam aylık 15 Milyar( eski para ile 15 trilyondur) Bu paraları Arif Doğan babasının kesesinden mi ödemiş? Genelkurmayın bütçesinden ödenen bu paralardan dönemin komutanlarının haberi yokmuymuş??? Buna benzer açıklamaları büyütebiliriz. Ama gerek yok. Olay şudur. Bu ordu Ergenekona da Jiteme de bulaşmıştır. İşler bire bir tüm komutanlık makamında bulunan insanlara ulaşmamış olsa bile, yapılan tüm kanunsuzluklarda emir komuta zincirinin oluştuğuna asla şüphe yoktur. Arif Doğan daha büyük halkanın deşifre olmaması için, bir yerde kendisini deliliğe vurarak, ayan beyan olan gerçekleri gizlemenin peşindedir. Bu adamın oynamasına daha fazla fırsat verilmemelidir.