EYLEMLERİN VARLIĞI BERAATI ZİMMETİ ZORA SOKUYOR Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner yanına Kara Kuvvetleri Komutanı orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri komutanı Oramiral E. Uğur Yiğit ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlunu da alarak Hasdal Askeri cezaevinde bulunan Balyoz davası sanıklarını ziyaret etmiş. Bu ziyaret 10 arlı guruplar halinde gerçekleşmiş. Söz konusu ziyarete Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Necdet Özelin katılmadıkları biliniyor. Bu komutanlar ziyarete niye katılmadılar, kendilerine davet mi yapılmadı, yoksa davet yapıldı da kabul mu etmediler sorularını akla getiriyor. Hemen fikrimi söyleyeyim, bu komutanlara da katılın talimatı gitmiştir ve onlar Hasdal ziyaretine katılmalarına gerek olmadığını beyan etmişlerdir. Aslında Ordunun bu tür konularda her zaman aynı görüşü paylaşmadığı birçok defa ortaya çıkmıştır. Mesela 1960 darbesi Ordunun birlik ve bütünlüğü içerisinde yapılmamıştır. Geçen gün de yazdım, o darbe sırasında Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral Rüştü Erdelhun ve bazı komutanlar, Yüzbaşı rütbesindeki kişiler tarafından derdest edilmiş ve yine bu rütbedeki Milli Birlik Komitesi üyelerine selam durmak zorunda bırakılmışlardır. 2003-2007 dönemi darbe girişimlerinin bir kısmının önlenmesinde, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkökün büyük rolü vardır. Keşke Sayın Hilmi Özkök zamanında işe müdahale edip, bu kişileri emekliye sevk ettirseydi ve haklarında dava açtırsaydı da, bir komutan da böylece tarihe geçseydi. Neyse güncel konuya dönelim. Genelkurmay Başkanının ziyaretini her çevreden hoş görenler de var, garip karşılayanlar da. Bendeniz bu olayı hoş görenler içerisinde değilim. Genel betimlemesi ile Ergenekon, özel alt dalları ile Poyrazköy, Balyoz gibi isimlerle nitelendirilen darbe hareketlenmelirinin öncesinde, bu ülkede, Rahip Santaro Cinayeti işlenmiş, Hırant Dink Katledilmiş, Malatya Zirve Yayınevinde katliam gerçekleştirilmiş, Atalaylar, Sauna Çeteleri oluşturulmuş, Danıştay saldırısı meydana gelmiş, Hâkimler katledilmiş, Lav silahları, el bombaları, plastik patlayıcılar memleket arazilerine gömülmüş, En mukaddes mekanların kundaklanması, çok sayıda insanın öldürülmesi planlanmış, Başbakanın, Bakanların, Genel Kurmay Başkanının ve çok sayıda önemli kişi, yazar, siyasetçinin hapsedilecekleri yerler belirlenmiş, Stadyumlarda toplanacak kişilerin daha sonra hangi cezaevlerine nakledilecekleri tespit edilmiş, milletin tepesine çökme karara bağlanmış, çuvallar dolusu bilgi, belge ele geçirilmiş ve adamlar suç delili olan ses kayıtları ile yakalanmışlar. Hâkimler tarafından sorgulanan bu kişilerin tutuklanmalarına karar verilmiş. Bu durumda olaya bakıldığında; Sanıklara isnat olunan eylemler, darbe alt yapısını oluşturmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Burada darbe teşebbüsünden ziyade darbenin zeminini tahkim eden eylemlerden söz etmek gerekir. BU DURUMDA DA HUKUKEN, DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN ZİYADE, SONUÇLANMAYAN DARBE EYLEMLERİNDEN SÖZ EDEBİLİRİZ. İKİSİ BİRİ BİRİNDEN FARKLIDIR VE HAKİMLERİN BU KONUYA ÖZEL BİR ÖNEM VERMESİ GEREKMEKTEDİR. Kişilerin ellerinde olmayan sebeplerle sonuçlanmayan darbe hareketlerinin faillerini, TÜM TÜRKİYE HALKINI TEMSİL ETME MAKAMINDA BULUNAN GENELKURMAY BAŞKANI HANGİ YETKİ İLE, HANGİ DAYANIŞMA ARZUSU İLE, ZİYARET EDEBİLİR? Biz ona böyle bir yetki vermiş değiliz. Zira Türkiye halkı olarak biz Ergenekon sürecindeki yargılamaları, hepimize karşı yapılmış kapkara eylemlerin hesabının görülmesi olarak telakki ediyoruz. Türkiye halkının % 80 inin böyle bir örgüt vardır ve alt birim eylemcilerinin eylemleri Start alan darbe hareketleri, faillerin ellerlinde olmayan sebeplerle sonuca gitmemiştir yolundaki inancını, Genelkurmay Başkanı ve bir kısım komutanlar nasıl yok sayabilirler. Olayı biraz örnekleyelim. Adam silahını çekiyor, hasmına hem de bir çok kez ateş ediyor, ancak HALK yetişip MAĞDURU hastaneye götürüyor, yapılan yoğun tıbbi tedavi sonrasında kişi zar zor ayağa kalkıyor. Bu arada şahsın ailesi de onulmaz biçimde zarara uğruyor, maddi ve manevi kayıplar ile karşı karşıya kalıyor. Başta Ergenekon olmak üzere Balyoz davası sanıklarının durumu bu örneğe aynı ile uymaktadır. Şimdi millet bu vartayı ucuz atlattı diye, eyleme kalkışan bu kişileri başımızın üstünde mi gezdireceğiz. O açıdan diyoruz ki, Genelkurmay Başkanı, kimi Kuvvet Komutanlarını da yanına alarak, resmi kıyafetleri ve makam arabaları ile kamunun zimamına kast eden kişileri ziyaret etmesi asla kabul edilemez Bu davada darbeye teşebbüs değil, sonuçlanmayan darbe eylemlerinden söz etmek gerekir, ikisi biri birinden çok farklıdır, komutanların ziyareti bu açıdan asla şık olmamıştır, olay oyun ve oyuncak değil. Evet beraatı zimmet asıldır ama, eylemlerin varlığı bunu zora sokuyor, efendim.