çarşamba akşamları eski, yeni siyasiler, milletvekilleri, sivil bürokratlar; iş adamları ile bir araya geliriz, Yüce Rabbimizin ilahi kelamının tefsirini okuruz, günümüzün her bir sorununa temas eden yanlarını münazara, münakaşa tarzında değil de, fikir teatisi şeklinde söz alarak değerlendiririz. Bu esnada arkadaşlarımız beyanda bulunur iken hırs yapmayı, yol almayı, öne çıkmayı hiç düşünmezler. Behimi arzulardan sıyrılır, biri birimizi bilgilendirmeye çalışırız.
çay molasında bölgenin hemen her tarafında görev yapan eski Valilerimizden, benim de hac arkadaşım olur, birisi bölgenin durumu nasıl diye sordu.
çok iyi dedim. Şimdiye kadar hiçbirimiz böyle bir ortamın oluşacağına ihtimal vermiyorduk. Allaha şükürler olsun tahmin etmeyeceğimiz kadar ilerleme var, büyük çoğunluk süreçten çok memnun. Demokrasi paketi açıklandıktan sonra her şey daha iyi olacak diyenler de var, başını iki eli arasına alarak, sürecin sonlanacağı korkusuna kapılarak Aman Allahım diyenler de var.
Benim köktenci bir yapım vardır. Şimdiye kadar işi zamana yayarak çözmeyi doğru dürüst beceremedim. İyi bir iş, iyi bir eylem, iyi bir hareket söz konusu ise hep acele etmişimdir. Hayırlı işlerde acele edin, umuru hayriyyenin çok muzır manileri vardır düşüncesini ve emri ilahisini rehber edinmişimdir.
Demokrasi paketleri açıklanıyor ve arkası gelecek deniliyor. Yani bu açıkladığımız hakların yeterli olmadığını biliyoruz, yenilerini yapmaya çalışıyoruz, ama şimdi zamanı değil deniliyor.
Bu yapılmayanlardan ötürü başımıza onca iş gelmiş, anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan seylaplar gibi akmış, yara kanıyor, durdurmak için şöyle bir neşter atıp işin içinden çıkmak var iken, kimilerinin Pansuman çözüm dedikleri adımlarla, Paketlere Hapsedilen demokrasi anlayışları ile mesafe almak gerçekten zordur.
Örnekleyim dedim. Biz çok uzak bir geçmişte değil, 2013 yılı içerisinde bir çok kez, Kürtçe eğitim ülkeyi böler, bu mümkün değil, kimse kusura bakmasın dedik.
İş çok ama çok sıkıntılı bir noktaya gelmişti.
Bunun üzerine,
Tabii ki etraftan bir sürü insan son paket açıklanmadan önce Sayın Başbakanı ikna ettiler ve korkuya gerek yok, Kürtçe eğitimin yolunun açılması belki de bu ülkenin birliğinin, bütünlüğünün çimentosu olur dediler ve özel okullarda Kürtçe eğitimin yolu böylece açıldı.
Tabii itirazlar hemen arkadan sökün etti.
Ülke bölünüyor diyenler de oldu,
Ne yani parası olan mı böyle bir haktan yararlanacak, yeni bir bezirganlar sınıfı mı yaratılmak isteniyor diyenler de.
Oysa siz bunu Devlet okullarında serbest bırakacak olsanız, Türkiye Cumhuriyeti Devletine kendi vatandaşlarının bize haksızlık yapılıyor itirazlarının büyük bir bölümünü tümden ortadan kaldırmış olursunuz, halk devletine daha bir bağlanmış olur.
Bu işin uygulamaya konulması zaten yılları bulur.
Ama öyle yapmayarak, güya Türk halkının tepkisini asgari seviyede tutmaya çalışmak, belki de benim anlamadığım doğru bir şeydir. Türk kamuoyunun duygularına tercüman olunur.
Fakat iş tek taraflı değil ki.
Olayın bir diğer tarafında olanlar,
Bu işi savaşa vardıracak kadar hırslananlar ve söz konusu hırslarını her şeye rağmen yenemeyenler kendilerince temelli olmayan adımları kabağa benzetirler ve ardından zor süreçler yeniden gündeme oturma tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu açıkladılar.
Ahmet Türk gibi acılardan süzülerek adeta DAMITILMIŞ ADAMA dönen insanlar da, Selahattin Demirtaş gibi kahırların OLGUNLAŞTIRDIĞI genç dimağlar da süreci tehlikede gördüler ise, durup düşünmemiz lazım.
Yeni bir çatışmalı sürece girmek kimsenin hayrına değildir. Eninde sonunda bu iki halkın, Müslüman Türkiye Milletinin barıştan başka çaresi yoktur,
Hani saatlerce güreşip biri birlerini yenemeyen pehlivanların yorulan kollarını biri birlerinin omzunda dinlendirmeleri var ya, aynen öyle oluyor ve biz bir puan almak için biri birimizin arkasına dolanıp duruyoruz.
Sonra,
çaresizlik bizi başa çeviriyor, bu aşamadan sonra bir takım MAHPUS HAKLAR daha serbest bırakılıyor, ama iş o zamanda birilerinin dimağında kabak tadı veriyor.
Veya verilen haklar, söke söke aldıma dönüşüyor, dedim.
Valim döndü siyasetten kopmanız doğru değil dedi.