Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, olsun, köylerin sayısı dokuz ile sınırlı değil ya, Allah nasip eder onuncu köye gideriz, orada da derdimizi anlatırız.
Biliyorsunuz Diyarbakır/çermik- Adıyaman Gerger yolu ile ilgili ilk çalışmayı eski Bakan Zeki Ergezen bey zamanında başlatmıştım.
Siyasette ilk günlerimiz. Kendisine gittim. Sayın Bakanım Atatürk Barajı yapılmadan bizim Adıyaman tarafı ile ilkel nitelikte de olsa bir köprümüz ve yolumuz vardı. İrtibatımızı sağlıyorduk. Barajın yapılması ile yol da, köprüde suyun altında kaldı. İki il biri birinden koptu.
Genelde Adıyamanlıların, özelde Gergerlilerin akrabaları, kızları, arazileri bu tarafta, çermiklilerin kız kızanları, bağ bahçeleri o tarafta kaldı. Şimdi her iki taraftakilerin biri birleri ile illiyetlerinin, irtibatlarının sağlanması için araba ile en az 6-7 saat yol kat etmeleri gerekiyor. Biri birlerine bağırsalar seslerini duyuracak analar ile evlatlar, bir araya gelmek, el ele tutuşmak için, araba ile en az 6-7 saat seyahat etmeleri gerekiyor.
Zeki bey yüzüme baktı ula anlayamiyram, sen ne söylisen, hele gel haritada anlat dedi.
Bayındırlık Bakanlığının odasında bulunan haritanın başına geçtik. Ben anlattım, harita üzerinde işaretledim.
Ve Sayın Bakanım öyle alel usul bir yol falan yapılsın, baraj gölünün şişen kısmına derme çatma bir köprü inşa edilsin istemiyorum, doğru düzgün bir şeyler yapılsın, Diyarbakırın Batı illeri ile olan yol bağlantısı bu yol güzergahından geçsin istiyorum.
Dediğim anlamda bir yapılanmaya gidilecek olur ise, Diyarbakır-Ankara arası 100 kilometreye yakın bir kısalmayı beraberinde getirecek diye anlattım.
Zeki Bey derhal beni Karayolları Genel Müdürlüğüne havale etti. Orada günlerce konuyu tartıştık ve gerekli mutabakatı sağladık. Söz konusu yolun köy hizmetleri ağından alınarak Karayolları ağına bağlanmasına karar verildi.
Ardından güzergah üzerinde resmi çalışmalar başlatıldı.
Jeodezi ihalesi yapıldı.
400 günü geçen bir sürede yapılan çalışmalar sonucu HARİTA ALIMLARI gerçekleştirildi.
Sonra bizim mütekaitlik dönemimiz başladı.
Ama şurası gayet iyi bilinmeli ki, siyasi mütekaitlik, vatandaş emekliliğini de beraberinde getirmiyor.
Hatta eskisinden daha güçlü bir şekilde hakkettiklerimizi istemede canla başla gayret göstermeyi kendimize vazife biliyoruz.
2012 yılana girilmeden önce bürokrasi seviyesinde yaptığım görüşmeleri sizlere aktarmıştım.
Karayolları Diyarbakır Bölge Müdürümüz biz gerekli çalışmayı bu sene başlatıyoruz, Genel Müdürlüğümüz ile görüşmelerimiz devam ediyor, bu sene 53 Milyon(eski trilyon) parayı bu 28 kilometrelik yol için ayırıyoruz, Mart ayı içerisinde de ihalesini yapacağız demiş, ben de size durumu bildirmiştim.
O arada ben Sayın Müdüre, bu 53 Trilyon parayı Genel Müdürlük mü tahsis etti diye sorduğumda, Müdür bey, bize tahsis edilen bütçe var, biz yolu programımıza aldık ve kendi bütçemizden gerekli ihaleleri yapıp, bu yolu bu sene bitireceğiz, sorun yok demişti.
Pazar-Pazartesi günleri Diyarbakırda idim.
Yine bir çok yerde bir çok değerli insanımız ile bir araya geldik. çeşitli meselelerimizi değerlendirdik.
Ve tabii çermikli hemşehrilerimiz yine yol konusunu açtılar.
Ben problem yok sanıyorum, ama işin içerisine yine haramiler karışmasın, hemen Ankaraya döner dönmez mevzuyu araştıracağım ve size doğru bilgileri vereceğim demiştim.
Evet işte o doğru!!! bilgileri şimdi size aktarıyorum.
İşimize sadece haramiler değil, kırk haramiler karışmış gibi görünüyor.
Önce Karayolları Genel Müdürlüğü Yol Yapım Daire Başkanlığından bürokrat arkadaşlar ile konuştum. Onlar Cavit bey bu sene bu yolun yapımı ile ilgili olarak elimizde herhangi bir çalışma ve ayrılmış olan bir para yok demezler mi?
İşin kaynağı Ankara.
Kaynak kuru ise, derede tabii ki su aramanın bir anlamı yok ama, yine de ne olur ne olmaz diye Karayolları Diyarbakır Bölge Müdürümüzü aradım.
Müdür bey evet sizinle 3 ay önce yaptığımız konuşmada çermik-Gerger yolunun yapımına başlayacağız, biz 53 Milyon parayı kendi bütçemizden bu yola tahsis edeceğiz, elimizde her türlü plan, proje zaten hazır demiştiniz, İnşallah bir problem yoktur dedim.
O, hemen endişemi anladı, evet vekilim bu sene söz konusu yola giremiyoruz, biz bir çalışma başlattık, ancak Genel Müdürlüğümüze kabul ettiremedik, gerekli desteği görmedik dedi.
Anladınız mı?
HAYAT BÖYLE.
BİR İŞTE MUVAFFAK OLMAK İçİN, O İŞİN YA DERTLİSİ, YA DELİSİ, YA DA VELİSİ OLACAKSINIZ.
Şimdi tabii ki her alandaki bütün kuşkularımı buradan dile getirmeyi bir vazife biliyorum.
Önce siyasilere.
Basına beyanatlar verip, biz Sayın Bakanımızla konuştuk, görüştük, her şey tamam, bu sene bu yolun yapımına başlıyoruz diyenler, gerçekten bu görüşmeleri yaptılar mı?
Söz konusu görüşmeler yapıldı ise, Siyasi erk tamam bu yolun bu sene yapımına başlayacağız sözünü verdiler mi?
İkinci olarak Bürokratlara.
Diyarbakır Karayolları Bürokrasisi, bu yolun yapımına ilişkin olarak Genel Müdürlüğe gerekli başvuruda bulundu mu?
O başvurunun evrak numarası var mı?
Söz konusu yolun yapımı bu sene kalsın, gerekli ve yeterli ödeneğimiz yok şeklinde yazılan yazının tarih ve numarası nedir?
Meşhur tabirdir, ağlamayana mama yoktur.
çermik ve çüngüş ilçeleri Ak Partiye Diyarbakırda en büyük desteği verdi, veriyor, verecektir.
çermik ilçemizin yine de Siverek ile irtibatı var, ya çüngüş ilçesi? Hepten küçe çıkmaza dönmüş vaziyette. Giderek nüfusu azalmaya başladı. Elazığ istikametine giden yol yapılmadı. O yol üzerinde onlarca köy tepelerin yamacında ve giderek yola doğru kaymalar ile karşı karşıya, en küçük bir depremde yerle bir olacaklar, köylerin ovaya alınması ile ilgili girişimler 2007 öncesinde kaldı.
Adıyaman yolunun yapılması halinde bu her iki ilçemiz demir pencere, kör duvar olmaktan kurtulacaklar, Fırat kenarları ve Atatürk baraj gölünün çevresi Diyarbakır için yeni bir yazlık ve mesire yeri olacak, Ankara yolu buradan geçecek ve 100 kilometre civarında bir kısalma meydana gelecek.
İlçelerimizin 2007 den sonraki sahipsizliği malum.
Canla başla el atılmaz, gerekli takip yapılmaz ise, günler gelir geçer ve siz göz açıp kapanıncaya kadar yılların boşa aktığına şahit olursunuz.
Yazımın başlığını çermik Yolunu Unutun koymuştum. Sonra biraz insaf elimi vicdanıma koyayım, ümidimizi yitirmeyelim diye parantez içerisine(BU SENE) kelimelerini koydum.