Dindar Kürtlerin kime oy verdiği meselesi Diyarbakır Ak Parti il Başkanının başını yedi.
Halit Advan ve arkadaşları çoklukla yanımda stajlarını yaptılar.
2004 yılında Diyarbakır İl Başkanının görevden alınması yeniden yeniden gündeme geldiğinde, ya nedir bu iki de bir de görevden alma konusu, istikrar önemli, çalışma önemli, yoksa bugün benim dediğim olur ısrarı, yarın muhakkak bir başkasının dediğinin olması ile neticelenir, o yüzden çok sık yönetim değişiklikleri iyi sonuçlar vermez demiştim. Ama baktım ki, atı alan Üsküdarı geçmiş, bizden isim istiyorlar, ben de Halit Beyin ve birkaç arkadaşın daha ismini vermiştim.
Günler geldi, geçti, köprülerin altında çok sular aktı ve Halit Advan il başkanı oldu.
İktidar Partisinin Diyarbakır gibi bir ilde il başkanlığını yapmak elbette çok büyük sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Eğer siz Diyarbakır özelinde siyaset yapıyorsanız, Halit Beyin dindar Kürtler BDP ye oy veriyor söyleminde bir mahzur görmezsiniz. Bu değerlendirme sesi yüksek çıkanlar nazarında size aferin de getirebilir.
Peki bu değerlendirme doğru mudur? Halit bey yaptığı değerlendirmenin dayanakları olarak Şeyh Sait İsyanını, Roboskide Uçaklı saldırıda hayatlarını kaybedenleri ve bu eylemin sahiplerinin yargı önüne çıkarılmamasını gösteriyor.
Yani Şeyh Sait İsyanını kutsayan Kürtlerin artık saf değiştirdiğini, BDP ye yöneldiklerini söylemek, Şeyh Sait ile bugünün BDP si arasında irtibat kurmak bence bilgisizlikten kaynaklanıyor.
Şeyh Sait isyanının başladığı dönem Cumhuriyet ilklerinin hayata geçirildiği, dinden diyanetten kopuşların yaşandığı, şeri hukukun ortadan kaldırıldığı, Kuranın okunmasının bile yasaklandığı, Türk Cumhuriyetine Laiklik Dini altında yeni bir dinin bağışlandığı, din diyanet sahibi kişilerin ölüme götürüldüğü, Kuran Alfabesinin ortadan kaldırıldığı bir dönemdi. Bu dönemde akıllara ziyan kıyımlar yaşandı. Bu gelişmelerden en çok etkilenen dindar Kürt halkının görüşlerine tercüman olan Şeyh Sait isyanını başlattı. Şeyh Sait, Bediüzzaman Sait Nursiyi de harekatına destek vermeye çağırdı. Ancak o, dahilde hangi sebepten olursa olsun, Müslüman kardeşlerine silah çekmek kabul edilemez, yanlış yapıyorsun, sen de geriye çekil, medenilere karşı durmanın, onlara galebe çalmanın ikna ile olduğunu düşün diyerek, talebini reddetti.
Şeyh Saidi Kürdinin ve bugün onun düşüncelerini benimseyenlerin, Marksist Leninist bazda siyaset yapan ve Kürt sorununu bu merkezde çözmeye çalışan bir örgüt ve onun sempatizanlarını benimsemesi ve onlara oy vermesi asla düşünülemez.
Bu arada Cumhuriyetin başlangıcından yapılanlar ile Ak Partinin bugün yaptıklarını insan hiç mi mukayese etmez.
çok teferruata girmeyeceğim, ancak ülkenin bütün okullarına, askeri okullar dahil, seçmeli de olsa Kuranı Kerim dersini ve Siyeri Nebi dersini koyan Ak Parti ile Cumhuriyetin ilk yıllarında alınan karar sahipleri nasıl aynı kefeye konur, insan düşünmez mi? Dindan Kürtlerin bunu görmediği mi zannediliyor?
Peki dindar olduğunu düşünen kişilerin BDP ye oy vermesi hiç mi söz konusu değildir. Evet kimi dindar Kürtlerden BDP ye oy verenler vardır, ama bu zannedildiği gibi büyük bir yöneliş değildir. Eğer dindar Kürtlerin tamamı BDP ye oy veriyor ise, o yörede nerede ise birinci parti konumunda olan Ak Parti kimden oy alıyor.
Roboski olayının sonucunda meydana gelen acının dindar Kürtleri BDP ye yönelttiği yolundaki düşünce, sorunludur. Bu söylem Ak Partinin en çok oy aldığı dindar Kürtleri bilerek öldürttüğü gibi bir zehaba kapılmaya sebebiyet verir ki, sanıyorum, Halit bey asla böyle bir şey düşünmemiştir. Bu yönde ihmali bulunanların tamamı görevden alınmışlar ve Savcılıklar tarafından soruşturmalar devam etmektedir. Yargı organlarının yapmış olduğu soruşturmanın sonuçlarını almanın kolay olmadığı, zamana vabeste gelişmeleri gözlemek gerektiğini Halit Beyin iyi bilmesi lazım.
Uzun zamandan beri Ak Parti il başkanlığı üzerinde toplum mühendislerinin çalışması vardı. Oysa Halit bey il başkanlığı için Ankaraya çağrıldığında beni telefonla aramış ve düşüncelerimi sormuştu. Ben kendisine ayağını yere sağlam bas, onu yapamam, bunun altından kalkamam deme, istişare edelim, Ak Parti jargonuna uygun en iyi il başkanlığı yapabileceklerden birisi sensin demiştim.
İl Başkanlığı kendisine tevdi edilince daha bir biri birimizi sanki görmedik. Başka yazılacaklar var, onlar benim his dünyamın derununda kalsın.
Toplum mühendisleri Halit Beye sadece Diyarbakırda siyaset yapıyormuş havasını verdirdiler ve bir çok alanda sorunlu söylemleri ilk ağızdan ona söyleterek, İktidar Partisi İl Başkanlığının sınırlarını zorlayan ve partinin asla hak etmediği açıklamaları maalesef ona yaptırdılar.
Şeyh Saidi Kürdi olayında Ak Partinin sorumluluğu neydi?
Roboski hadisesinde hayatını kaybedenlerden Ak Parti neden birinci derecede sorumlu?
Alevilerin hak ve menfaatlerini korumada ilk defa Ak Partili Sayın Başbakan geçmişte yaşananları nazara vererek özür diledi.
Faruk çelik beyin diyanetten sorumlu Devlet Bakanlığı zamanında çok önemli Alevi çalıştayları yapıldı, önemli mesafeler kat edildi. Ancak Alevilerin kendi aralarında müttehid olmamaları sebebiyle, alının kararların uygulaması atiye bırakıldı.
Cem evlerine yer tahsisleri Ak Parti zamanında hayata geçti.
Ve pek tabii sonuç hakkındaki düşüncelerimi de söylemeden geçemeyeceğim.
Halit Beyin istifa ettiği söylendi ve bu haber yalanlanmadı.
O kendince bir gayret içerisine girdi ve 2 yıl il başkanlığı yaptı. Fırsat verilseydi mesafe alabilirdi.