Bir kilo domates alırken pazarlık yapan insanlar, ekmeğe 5 kuruş zam geldiğinde burnundan soluyanlar, maaşlara gelecek zammı dört gözle bekleyen fakir fukara halk kesimleri, niçin binlerce liralarını,götürüp özel dershanelere versinler, zaten yetersiz olan paralarını onun bunun boğazına akıtsınlar?
Bu imkansız bir şeydir.
Fakat hemen her aile çocuğunun iyi biri yere gelmesi için eğitim almasının, okumasının şart olduğunu görüyor ve okuldan eksik kalan yanları gidip dershanelerde telafi ettiriyor.
Şimdi bırakın Şırnak, Ağrı,Iğdır, Kars, Hakkari, Mardin, Batman, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, hatta Adanayı, Mersini, İstanbulun en güzide okullarında okuyan çocuklar bile dershanelere gitmeden bu düzende başarılı olamayacaklarını, istedikleri fakültelere giremeyeceklerini biliyorlar.
Eğer İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerdeki anlı şanlı liselerde okuyan çocuklar da dershanelere gidiyor ise, bu işte, bu sistemde bir gariplik var. İşte yöneticilere düşen bu garipliği ortadan kaldırmaktır.
Hemen her öğrenciye kendi özel hayatımdan verdiğim örnekte olduğu gibi, başını derslere göm, uyku dışında zinhar bir dakikan boşa geçmesin, çalış demek mümkün değildir.
Okullarda yeterli gayreti göstermeyen öğretmenlere, anne babalar gidip de, neden bizim çocukların Üniversiteye girişlerini temin edecek eğitimi veremedin diyemez. Hele bir aile öğretmenin karşısına çıkıp da en küçük bir eleştiride bulunsun, zinhar o çocuğun okul hayatı biter.
Yine ilkokul hayatımdan verdiğim örnekte olduğu gibi her anne baba çocuğunu Üniversite kazandıracak bilgi ile donanımlı değil, çocuklarına yardımcı olamıyor. Bu durumda da ek bir ders verene ihtiyaç var. Üniversite kursları dahil olmak üzere bir çok kurs işte bu ihtiyaçtan doğmuş bulunuyor.
İşin bu yönüne bakmak tabii ki hepimizin görevi.
Biz Sayın Başbakanın milletin evlatlarına zarar vermek amacıyla ortaya çıktığını asla söyleyemeyiz.
Hele Fethullah Gülen hocaya mal edilen ve tabii ki onunla hissi/manevi bağlantısından başka bir özelliği olmayan Üniversite hazırlık kurslarının, kazandırdığı manevi formasyon da dikkate alındığında, Tayyip Bey konumunda olan birisinin bunlara zarar vermeyi hedeflediğini kimse iddia edemez. Bütün bu gelişmeler eğitim sistemimizin ne kadar da kırılgan olduğunu göstermesi bakımından çok öğretici oldu.
Kimi basın kuruluşları 16 milyar liralık bir paranın dershane sahiplerinin cebine girdiğini söylüyor. Fethullah Hocayla manevi bağlantısı olan Üniversite Dershanelerinin hiçbir sahibi yoktur. Bu dershanelerin sahibi başta Allah, sonra millettir. Millet de fisebilillah manevi sahiplik yapmaktadır.
Bu dershanelerden elde edilen gelirler, elbette dışarıda çalışsalar her birisi aylık 10 bin liraya para demeyecek olan öğretmenler, kuvtu la yemuvt bir ücret alırlar ve ancak ailelerinin geçimini temin ederler. Dahası bu aldıkları ücretten hizmet için bağışta bulunurlar.
Tanımayan bilmez, açtırlar, aç.
O bakımdan bu anlı şanlı gazeteler biraz işin içerisine girseler, ne olup bittiğini gayet iyi anlarlar.
Diğer yandan kendisine bugüne kadar toz kondurmadığım Akit Gazetesi, Darbeciye Okul hibesi, Ak Partiye Öfke diye manşet atmış.
Güya Fethullah Gülen Hoca 28 şubat sürecinde okulları devlete gelin parasız vereyim demiş. Doğru böyle şeyler konuşuldu, ama öyle bektaşinin Abdestsiz iseniz namaza yaklaşmayın ayeti kerimesinin, Abdestsiz kısmını atlayıp, Allah bize namaza yaklaşmayın diyor gibi olayı aktarmak, Akite yakıştı mı?
Hoca o zaman şöyle söylüyordu. Bakın bu eğitim kurumlarını araştırın, ülkeye, millete, hatta dünya insanlığına zararlı ise, gelin, okulları benim bir etkim varsa bedava alın.
Ben tabii buralara para aktarmak için şirket kuran vatandaşlarımıza bir şey söyleyemem. Onlar haklarını hibe ederlerse kendilerinin bileceği iştir, ama paralarını yasal çerçevede talep lederlerse, ben bir şey söyleyemem.
Ama yapmayın bu okulların bir daha araştırın varsa zararı kapatın demişti. Onlar da araştırmalar yaptılar ve okullara el koymaktan vazgeçtiler.
Ey Akitteki Müslüman kardaşlar siz, hocanın okulları darbecilere peşkeş çektiğine gerçekten inanıyor musunuz ki, böyle başlıklar atıyorsunuz?
Atılan başlıklarla cemaatin, hizmetin, her neyse Karun kadar zengin olduğunu ihsas ettirmeye çalışıyorsunuz.
Ben bildiğim kadarı ile söylüyorum, dışarıdan ticaret yaparak para kazanlara bir şey söylemem, ama dershanelere, okullara giden öğrencilerin vermiş oldukları paraların bir kuruşu milletin cebine girmez, giremez. Buralardan elde edilen paralar dünyanın dört bir yanındaki okullara aktarılır. Mozambikin, Tanzanyanın, Kenyanın, Bogotonun, Rusyanın, çinin, Irakın okullarına donanım gideri, öğretmenlerin maaşı olarak gider.
Yoksa siz bu hizmetlere mi karşısınız? Başka türlü nasıl izah edilebilir? El İnsafu Nisfuddin-İnsaf dinin yarısıdır, bir gidin, görün oralarda neler yaşanıyor, her türlü
duygudan arınarak, hatta Müslümanlığı da bir tarafa bırakarak, sade bir insan olarak hareket edin, eğer vicdan denilen nesneniz, bu yapılanlar yanlıştır diyorsa, tamam fikrinizde sabit kadem olmaya devam edin. Ama değilse, hep birlikte Rabbimizin bizi affetmesi için karşılıklı gelin niyazlaşalım deyin.
Biz ne olduk ki, neyimizi tümü ile hallettik ki, böyle biri birimizin kuyusunu kazmaya başladık.
Hİç KİMSE, AMA Hİç KİMSE RABBİ KENDİSİNE TAHSİS ETME HAMAKATİ İçERİSİNE GİRMEMELİDİR. O SINIRLANDIRILMASI MÜMKÜN OLMAYAN ALLAHTIR.
Yeni Sıffinler, yeni Cemeller, günümüzün dezenformasyona imkan vermeyecek biçimde gelişen iletişim araçları sayesinde, artık imkansızdır. Bize düşen Allah Resulünün Hacerül Esved taşını yerine koyarken yaptığı gibi, taşın üzerine konduğu İzarının bir tarafından tutmaktır.