FRANSA SAVAŞ SUÇU İŞLEMEDİ Mİ?
Eklenme: 29.03.2011 00:00:00

Birleşmiş Milletlerin almış oldukları kararı bahane eden Fransa hiç beklemeden Libyaya saldırdı. Ardından ABD ve İngiliz uçakları Libyayı vurmaya başladılar.

Tunusta başlayan ve domino etkisi gösteren iç isyanların diğer Arap ülkelerine ulaşacağı sır değildi.

Yıllarca baskıcı rejimlerin yönetiminde idare edilmeye çalışılan bu ülkelerin insanları özellikle İnternet sayesinde dünya ülkelerindeki yaşam biçimlerini daha iyi görmeye başladılar.

Türkiyede bile dört yılda bir seçimin yapılması, onlardaki demokratik idare tarzını özlenilir hale getirdi.

Türkiyede bile dememin sebebi, ihtilaller, muhtıralar, light müdahaleler, sabah akşam askeri erkanın konuşmalarının yarattığı travmaya dikkat çekmek istememdir.

Türkiye demokrasisine bile insanların razı olması, Arap ülkelerinde yaşayan insanların despot yönetimlerden çektiklerinin katlanılamaz duruma gelmiş olmasının en güzel izahıdır.

Tunusta başlayan devrim hareketi sonucunda ülke idaresinde daha şeffaf olan ve kendi insanlarına daha fazla zarar vermek istemeyen Zeynelabidin bin Ali ülkesini terk etti.

Ardından Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek daha onurlu bir yöntemle kendi ülkesinde kalmayı başardı ve Şarm El Şeyhe sığındı. Bundan sonraki hayatını orada sürdürecek.

Fakat Libya lideri tam bir Aşiret düzeni ile ülkesini idare ettiğinden, çölün kurallarına teslim oldu.

Birleşmiş Milletler kararlarını kabulle ateş kes ilan ettiğini söylese de, artık atı alan Üsküdarı geçmiş ve silahlar ölüm kusmaya başlamıştı.

Fransanın hiç kimseye danışmadan BM ler kararını bahane edip, Libyaya saldırmakla tam bir savaş suçu işledi.

BM kararında Libyanın hava sahası hava trafiğine kapatılacaktı.

Bu karardan sonra Libya hava sahasını Libya askerlerinin ihlal ettiğine dair hiçbir haber gelmedi. Ama Fransa sanki ihlal varmış gibi Libyaya ilk saldıran taraf olmanın şerefini!!! Doya doya yaşamak istedi.

Şimdi komuta NATO ülkelerinde.

Nato ülkeleri içerisinde tabii ki Türkiye var.

Uluslar arası bir gücün Libyaya müdahalesi için çok önemli görüşmeler yapıldı.

Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, hükümetin direktifleri ile uzun soluklu görüşmeler yaptı ve Türkiyenin isteklerinin kabulü halinde NATOnun olaya müdahalesine izin verdi.

Türkiye, NATOnun komutayı ele almasına ve olaya müdahalesine, BM lerin almış olduğu kararlara riayet etmesi koşulu ile onay verdi. İşte o kararda sözü edilen ana konu, Libyanın iç işlerine asla müdahale edilmemesi, Libyalıların sorunlarını kendi aralarında çözmelerinin temini, bu arada Diplomasinin sonuna kadar işletilmesi ve ancak Libya hava sahasının hükümet güçleri tarafından ihlal edilmesi halinde müdahale seçeneğinin kullanılmasıydı.

Ama maalesef gördüğümüz şey şu. Uçuşa yasak bölge ilan edilen Libya hava sahası NATO güçleri tarafından sürekli olarak ihlal ediliyor ve Libya silahlı kuvvetlerine ait tanklar vuruluyor.

Öyle bir ikircikli hal ki, bizdeki deyimi ile yukarı tükürsen sakal, aşağı tükürsen bıyık. Ne yapacağımızı şaşırdık.

Ama madem işin içerisine Türkiye girdi, biz bundan sonrasını Diplomasinin tayin edeceğini düşünüyoruz.

Özellikle Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu beyin, çok yakın bir süreçte Libyalı yöneticiler ile bire bir, yani yüz yüze görüşme imkanı elde edeceğini ve onlara işin sonunun nereye vardığını anlatmasını bekliyoruz.

Muammer Kaddafi yüz binlerce kişinin ölümüne neden olacak, bir tercih yapma istidadında olan birisi.

Onu inşallah Sayın Başbakanın direktifleri ile Ahmet bey ikna edecek diye düşünüyoruz.

Onun ikna edilerek Libyadan çekilmesi hem kendisi ve ailesi, ve hem de  Libya halkı için bulunmaz bir sonuç olacak.

Fransa yangına körükle gitti ve bana göre savaş suçu işledi.

Ne dersiniz.