Gıybetten korunmak için kişinin öncelikle kendi kusurlarıyla uğraşması gerekir. Allah Resulü arkadaşları ile oturur iken, karşılarından bir başka sahabe geçti. Oturanlardan birisi "şunun da eteğine bakın ne kadar uzun" deyince, Hz. Peygamber arkadaşın hakkında gıybet ettin dedi. Sahabe olanı söylemek gıybet olur mu diye sordu. Peygamber "olanı söylemen gıybettir, olmayanı söylese idin, iftira etmiş olurdun" diye mukabelede bulundu. Bir mütevatir hadiste Hz. Peygamber "Kim Allaha ve ahret gününe iman ediyor ise, hayrı(iyiliği, güzelliği) söylesin veya sussun. Kim Allaha ve ahret gününe iman ediyor ise komşusuna yardımda bulunsun, kim Allaha ve ahret gününe iman ediyor ise zayıflara ikram etsin" dedi. Erbakan Hoca Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan için "Onları dış güçler buraya getirdi. Şu andaki dünya düzeninin ve ırkçı, Siyonist emperyalizmin güçleri. Batılı, Siyonist dünya düzenine bilmeden destek oluyorlar. Yaptıklarının çoğu yanlış. Vergiler ve borçlarla Siyonistlere para kazandırıyorlar. Erdoğan Siyonizmin veznedarı oldu. O benim öğrencimdi, ama şimdi amacımız onu devirmek. Efsane Başbakan geri dönüyor" demiş. Erbakan, bu memleketin ve bu milletin Allahtan korkan/SEVEN/, büyük çoğunluğu yalan dolanla işi olmayan, haramdan hileden uzak, gönlü vatan millet aşkı ile dopdolu, sadece kendisini değil, dünyanın dört bir yanındaki dindaşlarının derdi ile dertlenen,hatta onun da ötesine geçerek tüm mazlumların hakkı, hukukunu gözeten , bu uğurda hayaller kuran İmam Hatip Okullarına, onlar bizim arka bahçemiz diyerek, inanılması güç bir darbe vurdu. O bir tarif yapıyordu, bu tarif bir yönü ile doğru idi. Gerçekten İmam Hatip Camiası samimane bir şekilde onun oluşturduğu siyasi parti imparatorluğuna destek oldular. Boşa mı gider, doluya mı gelir demeden oylarını götürüp Erbakana verdiler. Hukuk Fakültesi ve Yüksek İslam Enstitüsü mezunu bir arkadaşımız "Milletvekilliğine aday oldum, bizi mülakata çağırdılar. Oğuzhan Asiltürkün huzuruna çıktım. Kendini tanıt dedi. Arapça bilirim, Farsça bilirim, yerel lisanlardan Kürtçeyi bilirim, İmam Hatip okulunda yıllarca öğretmenlik yapıyorum, Avukatlığıma da devam ediyorum, şu hocanın da oğluyum" deyince, bana döndü "bunları geçelim, senin ne kadar oyun var, onları söyle" dedi. Şaşardım kaldım, ne diyeceğimi bilemedim. Müsaade istedim, ayrıldım. O arkadaşımız tabii ki aday yapılmadı. Ama yine de Erbakana oy vermekten geri durmadı. Hepimiz de öyle. İmam Hatip Camiası Erbakanın "onlar bizim arka bahçemiz, başları örtülü kız çocuklarımız Üniversiteye istedikleri kıyafet ile girebilecek ve Rektörler onlara selam duracak" gibi ipe sapa gelmez sözlerinden ötürü çok büyük acılar yaşadılar. Bu sözler üzerine ,İmam Hatip Liselerinin orta kısımları, Mesut Yılmazın Başbakanlığı zamanında kapatıldı. 8 yıllık mecburi eğitim ile bir çok İmam Hatip okulu öğrenci yokluğundan kendiliğinden kapanma noktasına geldi. Üniversiteye girişte kat sayı uygulaması sebebiyle de Lise kısımları geçek manada kan kaybetti. Bu milletin gücünü anlamayanlar, diğer bir deyimle Allah Resulünün "Ümmetim hata üzerinde ittifak etmez" hadisi şerifine uygun olarak hareket etmelerini kavramayanlar "HEP GÜÇ BENDE" zannediyorlar. Milletin acı çektiği bütün sorun alanlarının birer birer suhuletle temizlenmesine yönelik gelişmeleri görmeyenler, Sayın Başbakana "siyonizmin veznedarı oldu, onu devireceğim" gibi laflar ediyor. O veznedarlığın nasıl yapıldığını ortaya koymak ve delilleri ile ispat etmek gerekir. İMF olan borçların nerede ise tamamının ödenmesi mi veznedarlık, bu kuruluştan yeni bir borç almamak mı bu anlama geliyor. 1965-1969 yıllarında 1.Demirel Hükümeti hariç bırakılacak olur ise, bu ülkede nerede ise 35 seneden beri sürekli yükselen enflasyonu % 10 ların altına çekmek mi bu zihniyete hizmet? Sayın Cumhurbaşkanını, Sayın Başbakanı o makamlara getirenin bu MİLLET olduğunu kimse unutmasın. Tayyip beyleri, Abdullah Gül beyleri iktidara taşıyan bu milleti, Erbakan ırkçı, Siyonist emperyalistlerin uşakları olarak değerlendiriyor ise, artık bir diyeceğimiz yok. Ancak, Türkiyenin yanında diğer Müslüman ülke halklarının da şu andaki iktidar için dualar ettiğini hesaba kattığımızda, onun bu laflarını nereye koyacağız. Erbakan hoca, bu tür "sivri" lafları ile kimi zihinleri iğfal edeceğini zannediyor. Geçmiş olsun o günler çok gerilerde kaldı. Fakat Erbakan Hocanın, Saf zihinleri "az da olsa" idlal etmenin de bir sorumluluğu olduğunu unutmaması, bu sözleri Ne Baykalın, ne Kılıçdaroğlunun ve ne de Bahçelinin söylemediğini düşünmesi lazım. Ne yani üç çocuk bir yana, bütün bir ümmet/millet bir yana mı?