CUMHURBAŞKANIMIZ BAŞKOMUTAN SIFATI İLE O MUHTIRANIN KALDIRILMASINI EMREDEBİLİR/EMREDER. Ve o muhtarı bulunduğu yerden kaldırılır.
27 Nisan 2007 bildirisi hala tartışma konusu.
Önce kısa bir hatırlatma yapalım.
26 Nisan 2007 günü TBMM sinde 11. Cumhurbaşkanının seçimi için ilk tur oylama yapıldı.
İki gün sonra ikinci oylamaya geçilecekti. Ancak ikinci tur oylamaya geçileceği günün öncesinde, dönemin Genelkurmay Başkanı yaşar büyükanıtın bizzat kaleme aldığını söylediği 27 Nisan E muhtırası yayınlandı. Her karanlık iş gibi bu muhtıra da gece yarısı sitelere düştü.
İnsanlar ya Laikliğe taraf olurlar, yanında olurlar veya karşısında dururlar. Laikliğin karşısında duranlar düşmandırlar, haindirler gibi biri sürü laf salatası içeren muhtıra doğrudan doğruya TBMM sinin, daha doğrusu Ak Partinin Abdullah Gül beyi Cumhurbaşkanı seçmesinin önüne geçmek için ordunun bir numarası tarafından hazırlanmış bir uyarı idi.
O muhtıraya Hükümet sözcüsü, şimdiki Meclis Başkanı Cemil çiçek bey hemen bir gün sonra cevap verdi. Muhtıradaki isnatların hükümeti bağlamadığını, isnatlarla hükümetin bir ilgisinin olmadığını ve bu hali ile muhtıranın muhatabı olmadıklarını açıkladı.
Söz konusu muhtıraya bir cevap verilmese, içeriğindeki isnatların ve dolayısı ile muhatabının hükümet olduğu kabul edilecekti.
Zaten Genelkurmay Başkanlığı seviyesine gelmiş olan birisinin bizzat kaleme aldığı muhtıranın muhatabı kim olabilirdi ki?
Sokaktaki vatandaşın hal ve tavrına yönelik suçlamalar yapılsa bile, onları kontrol etmemek ve gerekli tedbiri almamakla sorumlu olanın yine hükümet olduğu bir şekilde kamuoyu tarafından kabullenilmiş olacaktı. Cumhurbaşkanlığı makamına gelecek olan kişinin sözde değil, özde laik olması gerektiği yolundaki değerlendirme ile Sayın Gülün ilzam edildiği açıktı.
Ama içeriği ne olursa olsun, kime karşı yapılmış olursa yapılsın, hükümet elinin tersi ile bu muhtırayı bir kenara itti.
Sayın Cumhurbaşkanımızın seçilmesinin önüne konulan büyük bariyer, milletin sağduyusu ile aşıldı ve Ak Parti tek başına yeniden iktidara geldi.
Görevi sırasında Ak Partiye/daha doğru değerlendirmesi ile bu partinin temsil etmiş olduğu zihniyete/ düşman olan yaşar büyükanıt, ne hikmet ise hasarsız, yarasız, beresiz altına bir milyon dolarlık arabayı alarak, emekliye ayrıldı. Şimdi bu zırhlı araba ile gününü gün ediyor. Ama iyi çocuklarından her birisi 40 yıllık cezalardan nafile bir şekilde kurtulmaya çalışıyorlar.
Onun yayınlamış olduğu E muhtarının hala Genelkurmayın İnternet sitesinde durması, bir çok yazar, çizer tarafından eleştiri konusu oluyor.
yaşar büyükanıtın görevi bırakmasından sonra, iki Genelkurmay Başkanı daha görev yaptı. Onca eleştiriye rağmen onlar da bu muhtırayı siteden indirmediler.
Bu konu zaman zaman Hükümet mensuplarına sorulup duruyor.
Daha çok da Bülent Ağabey, sitede hala asılı duran muhtarının neden indirilmediği sorusuna muhatap oluyor.
O da verdiği cevaplarda, bu muhtırayı kim, hangi düşünce ile yayınlamış olursa olsun kendileri için bir kıymeti harbiyesinin olmadığını, zamanında hükümetten gerekli cevabı aldığını söylüyor.
Aslında söz konusu muhtıraya hükümet cevap verse de, isnatları üzerine alınması için bir sebep olmadığını söylese de, asker kesimi bakımından muhatabının kesin olarak hükümet olduğu bilinen muhtarının hala yerinde olması bir diklenme, bir karşı tavır sergileme olarak algılanıyor.
Evet Genelkurmay Başkanı ile birlikte Kuvvet Komutanlarının, bir ilk olarak, hükümet politikalarını ve askerlerin muhatap kaldığı uygulamaları kabul etmeyerek, birlikte istifa etmeleri,(bu konudaki ilk gün değerlendirmem gibi ihtilal yapamayınca istifa yolunun seçilmesi)
ve
YAŞ kararlarının alınmasında Hükümetin inisiyatif elde ettiğinin, Genelkurmay Başkanının YAŞ taki koltuğunu kaybetmesi ile sabit olduğunun söylenmesi, otokrasiden demokrasiye geçişte önemli kilometre taşlarıdır.
Fakat Türkiye hala, sünnet olan çocuklar için söylenen, oldu da bitti Maşallah noktasına gelmiş değildir.
Aslında burada Sayın Cumhurbaşkanımıza önemli bir görev düşmektedir.
Bizzat kendisinin Cumhurbaşkanı seçilmesinin önüne çıkarılan en büyük engellerden birisi olan 27 Nisan E Muhtırasının, Genelkurmayın sitesinde durmasını kabul etmemesi ve başkomutan sıfatı ile şahsını yakından ilzam eden o muhtıranın derhal kaldırılması emrini vermesi gerekmez mi?
Bu yazıyı 03.08.2011 günü yazmışım.
Yazı gazetenizde 04.08.2011 günü yayınlanmış.
Star gazetesinden Elif çakır bugünkü yazısında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özelin göreve gelişinden sonra, Sayın Cumhurbaşkanımızın kendisini çağırarak, 27 Nisan 2007 tarihli e muhtıranın Genelkurmayın internet sitesinde hala niçin durduğunu sormuş ve bu bildirinin kaldırılmasını emretmiş.
E muhtıra 29. Ağustos.2011 tarihinde Genelkurmayın internet sitesinden kaldırılmış.
Biz tabii ki iç gelişmeleri bilmediğimizden e muhtıranın genelkurmayın sitesinden hangi saik ile kaldırılmış olduğunu bilmiyorduk.
Stardan Elif çakır zahir içeriden almış olduğu bir haberle, Sayın Cumhurbaşkanımız zatını bire bir ilgilendiren ve ilzam eden o muhtıranın kaldırılmasını, Genelkurmay Başkanından istemiş.
Biz 04.08.2011 günü Gazetenizde yayınlanan yazımızın daha ilk paragrafında, hem de büyük harflerle/artık punto munto yok, dilimizi elimizden geldiğince arındıracağız/ CUMHURBAŞKANIMIZ E MUHTIRANIN KALDIRILMASINI EMREDEBİLİR/EMREDER VE O MUHTIRA GENELKURMAYIN SİTESİNDEN KALDIRILIR, demişiz.
Siz Diyarbakırda yazıyoruz diye yazılarımızın okunmadığını zannetmeyin. Yazımızın üzerinden 55 gün geçmeden yıllarca o sitede kuran e muhtıra kaldırılmış. Fakat adam hala elini kollunu sallaya sallaya geziyor.
İyi idi ise niye kaldırıldı, kötü ise niye yargılanmıyor? Anlayamadım gitti.