Niye Belediye Başkanları diye soracak olursanız, durum çok net ve açık. PKK nın KCK şehir yapılanması içerisinde yer aldığı iddia edilen kişilere Belediyelerde iş verilmiş. Kendilerine Belediyelerde iş verilen bu kişiler, işçi olarak çalışmanın ötesinde Belediyenin gizli idarecileri imiş. İşe alımları , işten çıkarılmaları, belediyenin yaptığı işleri dizayn ediyorlarmış. Özellikle İHALE İŞLERİ tamamen bu kişilerin kontrolünde imiş. İddialar bunlar.
Bu iddialar sebebiyle Belediye Başkanları için gözaltı kararları verilmiş.
Belediye Başkanlarının gözaltına alınmaları ikinci dalgayı oluşturuyor. Birinci dalgada KCK mensubu olduğu iddia edilen kişiler gözaltına alınmış, bir kısmının tutuklanmasına karar verilmişti.
Bu ikinci dalga acaba, ilk operasyonda yapılan soruşturmalar sebebiyle Savcıların elde ettiği delillere dayalı olarak mı gerçekleştirildi, yani ikinci dalgada gözaltına alınmalara Soruşturma Savcıları mı karar verdi, yoksa Polis kendi ulaştığı delillere göre, bu yeni göz altına alınmalara mı karar verdi, bilemiyoruz.
Bunun önemi şurada.
Yeni gözaltı kararlarını elindeki delillere göre Savcılar verdi ise, bugüne kadar neden gecikildi, ilk dalgada Belediye Başkanları neden gözaltına alınmadı, bunu pek ala sorgulamamız gerekiyor. Bendeki kanaat sanki bu yeni gözaltılar Polisin isteği sonucunda gerçekleşmiş gözüküyor.
İşte o zaman şu sorular ardı arkasına geliyor. Gözaltına alınacak kişiler öyle alel usul kişiler değil. Halkın yerelde en önemli seçilmiş temsilcileri. Bunların nerede ise tümünü gözaltına alırken, bir koyup bin düşünmek gerekiyor.
Bir taraftan Demokratikleşme sürecinin devamını sağlamak için,Kandilden gelenleri dahi tutuklamaya sevketmemekle tutumunuzu çok net bir şekilde ortaya koyarken, diğer taraftan seçilmiş ve her an gözünüzün önünde bulunan kişilerin evlerine gece baskınları yaparak, ardından Belediye Başkanlarını gözaltına almak, çok kaotik bir durum olarak karşımıza çıktı.
Belediye Başkanlarının gözaltına alınmalarının yaratacağı şoktan tabiiki herkesin haberinin olması lazım/dı.
Polisin en büyük amiri İç İşleri Bakanı.
Böyle bir eylemin yapılacağından Sayın Bakana haber verildi mi?
Sayın Bakan durumu Sayın Başbakana bildirdi mi?
Biz gözaltılara Savcının mı, yoksa polisin mi karar verdiği konusundaki ince ayırımı işte bu sebeplerle gündeme taşıdık.
Savcı gözaltına alınsınlar dedi ise, hükümetin yapacağı bir şey yok, durumun böyle olduğunun bir şekilde kamuoyuna duyurulması lazım.
Ama iş böyle değilse, kendi gündeminize hakim olma konusunda sıkıntılar var demektir. Hele İç İşleri Bakanı ve Sayın Başbakan haberdar edilmeden Polis böyle bir şey yaptı ise, Hükümetin başına neler getirilmek istenildiğinin ,yetkililerce çok iyi irdelenmesi lazım.
16 Yıllık Siyasi yaşamında Osman Beyin geldiği nokta bu ise, herkesin başını avuçları içerisine alıp düşünmesi gerekir. Çünkü en zor zamanlarda , ölümü üzerinden bugün 36 yıl geçmiş olan İnönü bile, sadece "hadi ordan sende" demişti.
BÜLENT BEYE YAPILAN HER ŞEY MİLLETE YAPILMIŞTIR
Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç beye ilk anda suikast girişimi olarak gözlemlenen olayda , yeni gelişmeler oldu.
Biliyorsunuz biri Albay, diğeri Binbaşı rütbesinde iki kişi bir İHBAR üzerine 15 günden beri,Bülent Beyin evi etrafındaki hareketlenmeleri sebebiyle tarassut /gözlem/altında tutuluyorlardı. Bu kişilerin yapılan İHBARA UYGUN DAVRANIŞLARININ gün yüzüne çıkması üzerine, polis Operasyon başlatıyor ve şahıslar, Bülent Beyin evinin adresinin yazılı olduğu kağıt parçasını, diğer önemli zevatın isimlerinin içeren ajandaları ile birlikte ele geçiriyor.
Bülent Beyin ev adresinin yazılı olduğu kağıt parçasını askeri şahıs,yutmak üzere iken, polislerce yakalandı.
Olayın üzerinden üç gün geçtikten sonra ,Genelkurmay bu kişilerin , Askerden bilgi sızdırmaya çalışan bir başka şahsın takibi için orada bulunduklarını kabul etti.
Bülent bey bu kabul için şöyle diyor. Ben Ceza Avukatıyım. Birisine bir isnatta bulunulduğu zaman üç yol vardır. Ya isnadı inkar eder, ya kabul eder veyahutta işin içerisinde idim ama sebebi,sizin isnadınız gibi değil der. Bu son durum bizde TEVİL YOLLU İKRAR ANLAMINA gelir dedi.
Yani Bülent Ağabey, Genelkurmayın açıklamasından tatmin olmuş değildir. O, bu eylemin şimdilik,suikast gibi çok ağır bir gayeye matuf olarak düzenlenmediğini kabul ediyor.Fakat evi etrafındaki Askeri hareketlenmenin kendisi ile ilgili olarak, bilgi toplama, gözlemleme, takip altında bulundurma amaçlarından birisine yönelik olduğunda hiç şüphesi yok.
Topluma gelince;
Genelkurmay Başkanlığının bu açıklamasından hiç kimse tatmin olmadı. Aynen Bülent Beyin dediği gibi eylemi tevil yollu ikrar olarak kabul etti.
Çünkü kendi en üst komutanlarına suikast yapmak üzere harekete geçmiş olan kişileri hala bağrında barındıran bir kuruluşun mensuplarının, kendilerine hasım bildikleri Bülent Bey gibi birisine suikasta varacak eylemlerde bulunmasından kuşku duyulmuyor.
Sırmalar üzerindeki sırlar çok fena biçimde dökülüyor.
Yakında Bülent Ağabeyin de katılacağı Milli Güvenlik Kurulu toplantısı var. bu toplantılarda genel olarak alınan kararların Hükümetlere tavsiye niteliği taşıdığı Anayasa tarafından hükme bağlandı.
Biz şimdiye kadar MGK nın sırf hükümetlere tavsiye niteliğinde kararlar aldığını biliyoruz.
Ama artık MGK nın sivil üyeleri Askerlerin de atmaları gereken adımlarla ilgili kararlar alınmasını gündeme taşımaları ve bunu tavsiye haline getirmeleri lazım.
Bu kurul üyelerine Suikast düzenlemekle suçlanan kişilerin derhal açığa alınmasının Genelkurmaya tavsiye edildiğinin hükme bağlanması ve bunun kamuoyuna deklare edilmesi gekekir.
Dün akşam Star Televizyonunun haberlerinde "Bülent beyin evi etrafında istihbari çalışma yapan Asker kişilerin bir MUHBİR den bilgi aldıkları, yutulmaya çalışılan o kağıdın da Muhbir kişi tarafından Askerlere verildiği , ardından bu Muhbirin ikili oynayarak Polise Askerleri ihbar ettiği" yolunda Askeri çevrelerin spekülasyonlarına ulaştıkları ifade edildi ki,
Zırvaların tevil götürmeyeceğini bir kez daha öğrenmiş olduk.
Bülent beye suikast düzenlemeya çalışılmış ise, bu millete karşı yapılmıştır.
Gözetlendi ise,gözetlenen millettir.
Takip edildi ise, millet takip altındadır.
Allah hayra tebdil etsin.