"Zaten kamuoyu yoklamalarında gerek BDP nin ve gerekse MHP seçmeninin 1/3 ü partilerinin kararının kendilerini ikna edemediğini, DEMOKRASİYE HANGİ GEREKÇE İLE HAYIR DİYECEKLERİNİ anlayamadıklarını ifade ediyorlar.
Hiç kimsenin seslendirmediği bir şey ama, CHP seçmenlerinden de çok sayıda insan referandumda evet oyu kullanacak.
TÜRKİYE İNSANI 12 EYLÜL REJİMİNİ KENDİLERİNE REVA GÖRENLERE, DEMOKRASİYE EVET OYLARININ SAYISINI YÜKSELTEREK CEVAP VERECEK.
BENİM YÜZDE 60 EVET OYU ÇIKACAK TAHMİNİN YABANA ATILMASIN.
AHMET TÜRK VE AYSEL TUĞLUK'A AF
Anayasa Referandum'unun olumlu neticelenmesi halinde bana göre Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un Milletvekillikleri iade edilecek.
Çünkü bu pakette , Siyasi Partilerin kapatılması halinde, Partinin kapatılmasına fiil ve eylemleri ile sebebiyet veren kişilerin Milletvekilliklerinin düşürülmesinin önüne geçiliyor. Yani Parti hangi gerekçe ile kapatılır ise kapatılsın, Milletvekilliği düşmüyor.
Ceza kanunlarında lehe olan değişiklikler, MAKABLE ŞAMİL olur. Yani geçmişi kapsar.
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un DTP nin kapatılmasından ötürü milletvekilliklerinin düşürülmesi bir nevi cezadır.
Değişiklik metninde kişilerin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı getirildiğine göre, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un başvurularını , Anayasa Mahkemesi ,Anayasadaki değişiklik sebebiyle olumlu neticelendirmek zorundadır"
03.09.2010 günlü yazımın bir bölümünde böyle söylemişim.
Çok şükür Allah yanıltmadı. Millet kendisine 50 seneden beri giydirilmiş olan deli gömleğinden kurtuldu.
KRALLAR YERİNİ KURALLARA BIRAKTI.
Sayın Başbakanın sonuçlar belli olduktan sonra yapacağı konuşmayı çok önemsiyordum. Eminim çıkacak her tarafa olumlu mesajlar verecek, demokrasinin kazandığından, halkın demokratik bilincinin gelmiş olduğu noktanın ehemmiyetinden söz edecek diyordum. Çok şükür öyle oldu. Aslında konuşmasının bütününü ifade eden Krallar Yerini Kurallara Bıraktı sözü bütün bu süreci ifade eden en güzel cümlelerden birisi oldu.
Sayın Başbakan Evet oyu verenler kadar, hayır oyu verenlerin de, oy sandığına gitmeyerek demokratik tepkilerini ortaya koyanların da muteber bir iş yaptıklarını, aslında onların bu demokratik tavrı ile referanduma evet oyu verenlerin görünür olduğunu , böylece halkın çoğunluğunun gerçek iradesinin ortaya çıktığını söylemesi gerçekten önemli idi.
Bu referandum ile gerçekten DEMOKRASİMİZ kazanmış, haklar ve özgürlüklerin önü açılmış, Askeri ve Yargısal vesayetin önüne geçilmiş, bu ülkede bir daha darbe yapmaya kalkışmanın çok büyük cezalar ile karşı karşıya olacağı artık anlaşılmıştır. Memurlara ve işçilere toplu sözleşme hakkının getirilmesi, çift sendikaya üyelik hakkı, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının getirilmesi ve Anayasa Mahkemesinin AİHM statüsüne kavuşturulması, Hakim kararı olmadan yurt dışına çıkışlara engel olunamaması,hele fişleme gibi çağdışı bir eyleme son verilmesi, YAŞ kararları ile HSYK nın meslekten ihraç kararlarına yargısal denetim getirilmesi ve Ombudsmanlık(Halkın Hakemliği) gibi yepyeni bir kurum ile tanışmamız, çok büyük yenilikler olarak hayatımıza girmiş oldu.
Devletin içine bir kurt gibi çöreklenen çeteler, organize suç örgütleri, terör gurupları, karanlık odaklar ve bunlardan medet umanlar gerçekten hayal kırıklığına uğradılar. Yargı kurumlarını ideolojik mezhebi bir girdap haline getirenler ve kendi emir ve isteklerine uymayanların başında boza pişirenler şimdi bu yaptıklarının hesabını vermek zorunda kalacaklardır. Örneğin 8.Ceza Dairesi Başkanı olan Hamdi Yaver Aktanın Ergenekon sanığı Erzincan Savcısı İlhan Cihaner için Yargıtay Ceza Dairesi Başkanına "şöyle şöyle yaparsın, davaları birleştirirsin, sonra hepsini tahliye edersin, davayı sürece yayarsın, Yargıtay Başkanısın" uyarısı aynen gerçekleşmiş, hukuka aykırı talepleri yerine getirilmiştir. Ardından aynı kişinin Referandum sürecinde bir başka Yargıtay Hakimi ile konuşmasında, oylamaların olumsuz neticelenmesi için, CİHANERİN avukatı aracılığı ile BDP ile münasebete geçilmesi, APO dan yardım alınması yönündeki konuşmaları,YARGI DENETİMİNDEN UZAK MI KALACAKTIR?
Anayasa referandumu hayır oyu ile neticelense idi, elbette böyle olacak ve adam hakkında hiçbir işlem yapılmayacaktı. Ancak bundan böyle bu kişi hakkında gerekenleri yapmayan Yargıtay Başkanı hukuken sorumlu olacak ve hakkında ister görevde iken, isterse görevden ayrıldıktan sonra yapılacak suç duyurusu eminim sonuç verecektir. ÇÜNKÜ KRALLAR GİTTİ, KURALLAR GELDİ.
ÇERMİK VE ÇÜNGÜŞE ÖZEL.
Çermik ilçemizde referanduma katılma oranı % 71, kullanılan 20.089 oydan 19.469 u evet, 620 si ise hayır çıkmış. Böylece referandumda bu ilçemiz % 95 ler seviyesinde evet oyu vermiş oldu.
Çüngüş ilçemizde ise referanduma katılma oranı % 97. Kullanılan 7785 oydan 7367 si evet, 418 i ise hayır ile neticelenmiş. Keza bu ilçemizde de % 96 lar seviyesinde insanlar referandum oylamasında evet oyu vermişler.
Görüldüğü üzere bu her iki ilçemiz tam bir demokratik tercih yapmış, BDP lilerin almış olduğu boykot KARARINA İTİBAR etmemiş, demokrasinin yerleşip kökleşmesi için tercihini EVET doğrultusunda kullanmıştır.
Referandum öncesinde İlimizin çeşitli yerlerinde çalışmalar yaptım. Ancak Çermik ve Çüngüş ilçelerimizde daha yoğunluklu gayretim oldu. Hani ilçemizin Gürbüz beldesinde de faaliyette bulundum.
Bu ilçelerimizdeki insanların gerek referanduma katılma , gerekse EVET oylarını taçlandıracak biçimde gösterdikleri gayret her türlü takdirin üstündedir. Kendilerini canı gönülden tebrik ediyorum. Bundan sonraki referandumda EVET ,HAYIR yerine KABUL ,RED oyu kullanılsın. Böylece dilimizden en güzel kelimelerden birisi olan , iyilik, güzellik, bereket anlamına gelen Hayır Kelimesini kullanmada güçlük çekmeyelim.