Ergenekon davasında son savunmalar yapılıyor. Daha doğrusu kimi sanıklar ve vekilleri savunma yapıyor, kimileri ise ne savunma yapıyor ve ne de avukatlarının savunma yapmasına imkan veriyor.
Bu dava sebebiyle çoğu tutuklu Silivrideki paşalar, özellikle çetin Doğannın İstanbul Birinci Ordu Komutanı olduğu dönemde Plan Semineri adı altında oynadıkları, diğer bir deyimle planladıkları İhtilal Hazırlığının bilgi ve belgelerinin ağırlığı altından kalkamıyorlar.
Plan semineri Darbe Hazırlıkları nın neleri ihtiva ettiğini ufak dokunumlarla hatırlamakta yarar var.
1-Fatih Camiine bomba atılacak, özellikle Cemaatin yoğun olduğu dönemde gerçekleştirilecek bu eylem ile cemaate önemli zayiat verdirilecek. Bu olay üzerine insanlar sokağa dökülecek, Devlete karşı bir kalkışma içerisine girecek. Kolluk kuvvetleri ile halk karşı karşıya gelecek. Bu arada halktan da yine birilerinin ölmesi temin edilecek, işler çığırından çıkacak, polisin işe vaziyet etmesinin imkansızlığı karşısında Askerden yardım talep edilecek.
2-Tuzla, Pendik,Fatih, Üsküdar Belediye Başkanlıklarına el konulacak, buralara kimler görevli olarak atanacaklar şimdiden belirlenecek,
3-Fatih Semtindeki Hırkai Şerif Camiine saldı düzenlenecek ve buradaki kutsal emanetlerin zarar gördüğü halka duyurulacak.
4-Eğe Denizi üzerinde bir Türk Uçağı düşürülecek ve bu olaya Yunanistanın adı karıştırılacak. Yunan Jetlerinin Türk hava sahasını ihlal ederek bir uçağımızı düşürdüğü ilan edilecek.
5-Ekonominin gidişatının iyi olmadığının propagandası yapılacak, halkın bankalara hücum ederek paralarını çekmeleri temin edilecek.
6-İşler iyice çığırından çıktıktan sonra Hükümetin Sıkıyönetim ilan etmesi temin edilecek.
7-İstanbul ilinin önemli semtlerinin cadde ve köşebaşlarına tanklar konularak halka gözdağı verilecek.
8-İlk aşamada 300-400 bin kişinin toplanması ve bunların stadyumlara konulması sağlanacak.
9-Askeri tesisler, spor salonları ve yurtlar yeni cezaevleri olarak hayata geçirilecek.
10-Bu eylemler Hükümetin devrilmesini temin edecek olan Oraj, Şuga, Yakomaz, Eldiven, Sarıkız, Ay Işığı planları ile ortaklaşa yürütülecek, yani İstanbul ilinde gerçekleştirilen plan dairesinde insanlar derdest edilir iken, ülkenin diğer taraflarında ihtilal planları eyleme dönüştürülecek.
Adamların plan ve projeleri bir de bakıyorsunuz bölgemizin diğer coğrafyalarında aynı ile yürürlüğe konuyor.
Mesela Suriye içerisine düşmüş olduğu açmazdan kurtulmak için,hak ve adalet ölçüleri içerisinde kendi işine bakacağına, bölgenin diğer ülkelerinin yakılıp yıkılmasını temin için harekete geçmiş. Suriye kendisine yakınlığı ile bilinen Lübnanlı bir bakana talimatlar verdirerek, orada burada bombalama hareketlerini planlamasını istemiş, böylece Lübnanda çeşitli etnik ve mezhebi farklılığı olan insanları yeniden biri birine düşürerek, dikkatlerin bir başka ülkeye yönelmesini temine çalışmış. Adam eylem planları yaparken yakalanmış ve verdiği ifadelerde olan biteni aynı ile anlatmış. Lübnanda fitili ateşlenen çatışma çok şükür bu itiraf ile insanların aklını başına getirmiş ve eylemler bıçakla kesilir gibi kesilmiş.
çetin Doğan bu ihtilal planlarını Plan Semineri diye geçiştirmeye çalışıyor. Emrindeki Paşaların ses kayıtlarındaki Paşam emrimdeki Askerleri Fatihe, Üsküdara yığarım, köşe başlarını tanklarımla tutarım, bir anda tepelerine binerim sözüne, paşasının cevabı bu defa pusmak yok, merhamet yok, göz yaşına bakmak yok, vurmak var, tepelemek var sözleri Plan Seminerinde!!! Ortaya çıkan cellatlığı çok güzel izah ediyor.
Bunun dışında ele geçen belgelerde Ergenekonun Örgütüne mensup olanları gösteren Şemada, çetin Doğanın örgütün başı olduğu zaten biliniyordu. Fakat Mahkeme her ne hikmet ise bu Şemayı kamuoyu ile paylaşmıyordu.
Benim bu işe hala aklım ermiş değil. Yarın bir gün Mahkeme karar verdiğinde, kararının gerekçesinde bu örgüt şemasından söz etmeyecek mi, sanıkları cezalandıracak ise, diğer deliller yanında bu şemanın çok önemli bir belge olduğunu kararına yazmayacak mı? Tahminin yazacak. Öyle ise neden Mahkeme dosyasında en önemli delil olarak alıkonulan belgenin içeriği açıklanmıyor ve örgüt üyelerinin deşifresi sağlanmıyor. Bu da Adalet sistemimizin bir başka açmazı olarak karşımızda duruyor.
Basına yansıyanlar ateş olmayan yerden duman çıkmaz sözünü bir kez daha doğruluyor.
Ergenekon sanıkları ile ilgili olarak ifade veren Genelkurmay Eski Başkanı Hilmi Özkök hem Mahkemede ve hem de özel açıklamalarındaki beyanlarında, böyle bir belgenin varlığından daha önce haberdar olduğunu, ama resmiyet kazanmayan bu belgeye itibar etmediğini ifade etmişti. Biliyorsunuz Hilmi Özkök konusunda benim rezervlerim var. Gülketin Avcı Ergenekon süreci ile ilgili olarak yazmış olduğu kitabında Onun sekiz on ismi doğrudan Sayın Başbakana götürerek(benim ismim de dahil) Ak Partiden atılmasını istediği belirtilmişti. Kitap iki üç seneden beri yayında, hala kimse bunun doğru olmadığını beyan etmedi, kimse yalanlamadı.
Bu hali itibariyle Hilmi Özkök sadece darbeye bulaşmamıştır. Fakat komutanlığı döneminde emrindeki sergerdelerin neler yaptığını icciğine bicciğine varıncaya kadar bilmektedir, bu bağlamda üzerine düşen görevi yapmakta terahiye düşmüştür. Hatta ihtilalci gurubun emir ve talimatları doğrultusunda hareket etmiş, çetin Doğan ve ekibinin emir eri gibi çalışmıştır.
Hilmi Özköke Mahkemede gösterildiği bilinen Ergenekon Örgütü ile ilgili Şema, Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesinde işlediği suçlar sebebiyle yargılanan Cemal Temizöze Silivrideki Mahkeme tarafından sorulmuş, o da böyle bir belgenin varlığını bilinçli bir biçimde olmasa da, tabiri caiz ise işin içine düşerek, kabul etmiş, bu esnada çetin Doğanın o belgede benim de ismim geçiyor biçimindeki çıkışına, hayır komutanım benim bu konuda bilgim yok dememiş, evet o belgede siz Ergenekon Örgütünün bir numarası olarak gösteriliyorsunuz diyerek, çetin Doğanın bir kez daha deşifre olmasını temin etmiştir.
Ceza davalarının işte böyle bir yönü var. El aleme talkın verir iken, bir anda salkımı yutarsınız, daha doğrusu salkım boğazınızda düğümlenir, öksür ki çıkarabilesin.
Evet Ergenekon davası sona doğru gidiyor.
33 yıllık Avukat olarak gördüğüm, sanıkların büyük çoğunluğuna cezalar geliyor. Hatta şimdiden Mahkemenin vereceği kararın başlıklarını atayım.
Sanıklara Ceza Yağdı.
Görülmemiş Ceza.
Bir Devrin Sonu.
çekirge Bir Sıçradı İki sıçradı 3.cüsünde Yakayı Ele verdi.
Bir Daha mı İhtilal, tövbe tövbe.
Şimdi Makalemizin başlığına dönme zamanı. Başlığı unutmadınız değil mi, Hoppala Paşam Malkara Keşandı. Hadi bir ilave ile yazımızı bitirelim.
Hoppala Paşam Silivri, Tekirdağ, Malkara, Keşan.