İranın nükleer bomba üretmek gibi bir niyetinin olmadığını Ayetullah Ali Hameney bundan birkaç gün önce açıklarken, nükleer bomba üretmenin bir ahlaksızlık olduğunu ve insanlık alemi için bundan daha büyük bir günah olmayacağını söyledi.
Farkında iseniz Ayetullah Ali Hamaney için herkesin kullandığı dini lider tabirini kullanmadım.
Benim için bundan saçma bir niteleme olamaz.
Zira dinin lideri olmaz, din zaten kendisi liderdir. Geriye onun yolundan gidenler ile gitmeyenler kalır. Hepsi bu. Ali Hamaney dini lider, eee başkaları ne? onlar da dinsiz lider, öyle mi?
Kuranı Kerim İslam düşmanlarına, Müslüman oldular diye kendilerini yerlerinden yurtlarından çıkaranlara, durduk yere düşmanlık besleyenlere, aynı türden davranılmasını emreder. Hatta onlar için silahlar ve besili atlar yetiştirilmesini kesin olarak öğütler.
Şimdi dünyanın çeşitli ülkelerinde nükleer silahlar var. ABD, Rusya, çin, Fransa, Almanya, Pakistan, Hindistan ve tabii ki İsrail.
Bunların hepsi İslama ve Müslümanlara dost olsa idi, elbette onların sahip oldukları silahları yapmak için, bir cehde, bir gayrete gerek kalmazdı.
Fransa, İngiltere ve Almanyayı bir çırpıda dışarıda bırakalım, bir anlamda bunların İrana dost!!! Olduklarını kabul edelim. Ya ABD, ya İsrail, bu her iki ülke İranın can düşmanları değil mi?
Peki bunlar niye İrana düşman?
İran onlara en küçük bir fiske mi vurmuş?
Tabii ki hayır.
Devrim sırasında İran Şahı Rıza Pehlevi, ABD ile iyi dosttu. Devrim olunca da bu ülkeye kaçtı ve orada hayatını kaybetti. ABD kendisine yakın bu insanın tahtından edilmesini, sanki doğrudan kendisine yapılmış bir eylem olarak gördü ve İrana açtı ağzını, yumdu gözünü, Allah ne verdi ise söylenmeye başladı.
Devrimin üzerinden daha bir yıl geçmeden, sen rejim ihraç ediyorsun diye, dünya üzerinde eşi menendi görülmemiş İrana karşı menfi propagandaya girişti.
İran devrimini önemseyen Müslümanlar bile bu propagandadan olumsuz etkilendiler. O günleri bire bir yaşayan insanlardan birisi olarak bizim de zihinlerimizde acaba lar oluştu. Güya İran bizim bildiğimiz İslam anlayışı yerine, şii anlayışını dünyaya ihraç etme peşinde imiş, böyle olunca da bizim gibi Ehli Sünnet vel Cemaat anlayışında olanların sonu gelecekmişAkla hayale gelmedik daha ne saldırılar, ne saldırılar.
İran devriminin üzerinden iki sene geçmeden, Saddamın Irakı Hürmüz boğazındaki küçük adacıkları bahane ederek, İrana saldırdı. Saddam bu savaşta en az elli defa yenilgiye mahkum olduğu halde, ABD Jetleri ve Pilotları İran askerlerini bombaladı. Bunu bilmeyen yok.
Ebul Kasım Tanburinin ayakkabısı gibi pençe üzerine pençe vuruldu.
Tam 9 sene süren, ama tarafların biri birlerini alt etmesine imkan verilmeyen bir savaş. İkisi de gebersin, ne halleri varsa görsünler taktiği.
Neticede Irak tarafı nasıl bir belaya sürüklendiğinin farkına vardı da, İranlıların taleplerini kabul ederek savaşı sona erdirdi.
İran bir Milyona yakın Iraklı esiri bila bedel Iraka teslim etti. çünkü İran onlara sizin bu savaşta bir suçunuz yok, siz masum insanlarsınız ve bizim kardeşlerimizsiniz, hadi evlerinize diyerek serbest bıraktı.
Taraflardan özellikle İranın alması gereken savaş tazminatı İran tarafından şimdiye kadar alınmadı.
İranın gerçekleştirmiş olduğu İslam Devrimini içlerine sindiremeyen batılılar, özellikle ABD ve İsrail şimdi her fırsatta, İrana başkaca nasıl zarar vereceklerinin hesabını yapıyorlar.
İran Uranyumu % 20 ler seviyesinde zenginleştirmiş, bu oran Uranyum için altın orandır, yani artık İranlılar atom bombası yapacak duruma gelmişler, o halde bizim onların tesislerini imha etme hakkımız var diye bugün olmasa yarın yola çıkacaklarını ifade ediyorlar.
Bu hafta sonunda Barack Obama, İranın nükleer silah yapması halinde hiç şakalarının olmadığını ve İrana saldırmakta tereddüt göstermeyeceklerini söyledi. Diğer yandan zaten bizim matbuat sabah akşam, İsrailin İrana yapacağı saldırının çetelesini tutuyorlar. Yani ahlaksızca bekledim de gelmedin, hiç mi beni sevmedin türküsünü söylüyorlar.
Samimi söylüyorum, insanda biraz utanma, biraz arlanma, biraz haya, biraz insaf, biraz şeref, biraz haysiyet, biraz insanlık olur. Siz nasıl Müslümanlarsınız ki, düşmanın ekmeğine yağ sürecek şekilde, İsrailin cesaretlenmesine sebep olacak yayınlar yapıyorsunuz?
İran nükleer silah üretmek üzereymiş, bu İsrailin işine gelmiyormuş, İsrail de İranı en geç bu yaz aylarında vuracakmış. Diyelim ki öyle, yayınlar öyle mi yapılır. Böyle bir saldırının muhtemel tehlikeleri nazara verilmez mi? Bir İslam ülkesine durduk yere saldırı yapılır ise, bir başka İslam Ülkesi olan ve nükleer güce sahip olan Pakistan öyle durur mu? Nükleer bombalar ordan oraya, buradan oraya atıldığında, dünyanın hali nice olur, böyle bir şeye kalkışmak aptallığın ta kendisidir denilmez mi?
Ne olacak, İsrail ABD yardımı ile İranı vuracak, Milyonlarca insan hayatını kaybedecek ve dünya insanlığı susacak
Bakın İranda son yapılan parlamento seçimlerinde Mahmud Ehmedi Nejadın kız kardeşi bile kendi illerinden Parlamentoya giremedi. Bizim matbuatın değerlendirmesine göre, Dini Lider Ali Hamaneye yakın olan isimler önde gidiyorlar. Yani Radikaller daha çok Milletvekili çıkardılar.
Görüyorsunuz işte, İrana karşı bir taraftan ABD nin ve diğer taraftan İsrailin yaptığı açıklamalar, İranda nasıl karşılık buluyor?
Batılılar tarafından oldukça radikal kabul edilen Mahmud Ehmedi Nejad bile oy kaybına uğruyor ve Ali Hamaneye yakın olanlar seçimleri kazanıyor ise, batılılar şapkalarını önlerine alıp, bir koyup, bin düşünmeliler.
İran nükleer silah üretmediğini söylüyor ve bunu bir ahlaksızlık olarak kabul ediyor. Ama ben olsam, batının bu tehditleri karşısında ne gerekiyor ise onu yaparım, silahsa silah üretirim.
Fakat ben yine nefsime soruyorum, onların sözünü ettiği silahı üretsem bile, başkaları bana saldırmadan, ben durduk yere bu silahı kullanır mıyım?
Cevabım Asla, asla, asla.
çünkü ben Müslümanım, durduk yere bir insanı öldürür isem, bütün insanlığı katletmiş olurum. Ve ben bunu asla yapamam.
Diğer yandan bana batılılar ve İsrail aynı kabiliyette mi diye sorulduğunda vereceğim cevap bellidir.
Hayır hayır hayır.
Şimdi siz söyleyin,
İran ne yapmalı?