İSRAİL'E HELAL OLSUN
Eklenme: 3.01.2009 00:00:00

En azından 600 milyon Müslüman'ın yaşadığı Ortaodoğu coğrafyasında 6 Milyonluk İsrail ciddi hiçbir silah gücüne sahip olmayan Filistin topraklarına bomba yağdırıyor.

Bu bombalar içerisinde insan beynini yerinden söken ve vücut ile tüm irtibatı koparan "yenileri de" var.

Filistinli doktorların beyanına göre hastahanelere getirilen hastaların bir kısmında dış yüzey olarak herhangi bir yara bere olmamasına rağmen beyin ölümleri gerçekleşmiş durumda.

Hani topuk koparan mayınlardan sonra, beyin söken bombalar.

Ben "İsrail'e helal olsun" demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum. 600 milyon Müslümanın yaşadığı bir coğrafyanın ortasında 6 milyonluk İsrail tüm dünyanın gözünün içine baka baka kadın, kız, çocuk ,genç, okul öğrencisi dinlemeden katlediyor. Güya Gazze topraklarından İsrail'e KASSAM füzeleri fırlatılıyormuş, onlar da buna cevap veriyorlarmış.

İsrail ve onun gibiler ne söylerse söylesin, dünya insanlığının gözü açılmış durumda. 20 yıllık süre içerisinde fırlatılan Kassam füzelerinden ölenlerin sayısı 20 yi geçmemiş. Oysa İsrail,dünya insanlığı yeni yıla girerken bütün dikkatlerin üzerine çekilmesini sağlayacak katliamı gerçekleştirdi ve 400 yüzden fazla insanın ölümüne ve bine yakın kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdi.

İsrail'in bu girişiminin anlık bir öfke olmadığı, çok bilinçli, kararlı, hesaplanmış bir insanlık trajedisi yaşatma adımı olduğu ortada. İsrail bunu tabii ki "beni öldürmelerine imkan vermemek için" yapıyorum diyor.

Bu olayı 400 Gazzeli Müslüman'ın öldürülmesi, bine yakınının yaralanması gibi görmek çok yanıltıcı olacaktır. İsrail daha büyüğüne hazırlanıyor ve Gazze girişimi ile bundan sonra yapmayı planladığı eylemini dünya insanlığının gözünde "test" ediyor. O bakımdan ben bu olayı insanlığımızın maruz kalacağı çok büyük bir felaketin "ilk habercisi" gibi görüyorum.

Şu anda Müslüman ülkeler , başta Türkiye, İsrail'i durdurmak üzere bir takım hareketlenmeler içerisindeler. Sayın Başbakan Suriye ve Ürdün'den sonra Mısır ve Suudi Arabistan'ı ziyaret etti/ediyor. Bu ziyaretlerde iki amaç güdülüyormuş. Birincisi İsrail'in ateş kes yapmasını sağlamak, ikincisi de Filistinli güçler arasında birlik ve beraberliği temin etmek.

İsrail ateş kes konusunda Fransa Cumhurbaşkanının talebini geri çevirdi ve bunu dünyaya deklare etti. Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ının ateşkes çağrılarına ise resmi cevap verilmedi ve ateşkes de yapılmadı. Yani İsrail, Filistinlileri vurmaya devam ediyor. Türkiye'nin bu çağrıları İsrail tarafından dikkate alınmadı.

Türkiye'nin girişimi ile Filistinli guruplar arasında birlik sağlanır mı, bunu bilmiyoruz, kısa süre içerisinde bu çağrıya nasıl bakıldığına şahit olacağız. Filistinli guruplar arasında birliğin sağlanması kuşkusuz çok önemli. Ben bunu daha önce yazdığım yazılarda ortaya koymuş , neyi paylaşamadıklarını çok ciddi biçimde gündeme getirmiştim. Sanıyorum El Fetih ile Hamas arasındaki anlaşmazlığın en önemli konusu,İsrail'i bir Devlet olarak tanıyıp tanımama ve Doğu Kudüs'ün statüsü oluşturuyor. Atı alan Üsküdar'ı geçmiş. Bölgenin en önemli ülkeleri olan Suudi Arabistan, Mısır,Ürdün ile barış anlaşması yapmış, Türkiye'yi en önemli ticari ve siyasi partneri haline getirmiş bir İsrail'i , ciddi bir barış anlaşması yapılacak ise ,Filistinlilerin tanımama gibi bir lüksü bulunmuyor.

Yaptığı her eylemde ABD yi arkasına alan, Almanya,Fransa gibi büyük ekonomik ve askeri güce sahip ülkeleri dahi yok sayabilen, Rusya'nın tümü ile suskun bırakan İsrail'in şu anda tek hedefi var.

İran'ı kışkırtmak ve onu savaşa çekmek.

Eğer İran bu olaylar karşısında İsrail ile bir savaşa girecek olur ise, İsrail Atom bombası dahil her türlü silahı bu defa İran üzerinde denemekten çekinmeyecektir. İsrail böyle bir ders vermeyi çok istiyor ve kışkırtmaları ile İran'ı savaşa çekmeye çalışıyor. Bu konuda İran'ın çok basiretli davranması, nükleer gücünü başkalarının test etmesine imkan vermeyecek kapasiteye ulaşıncaya kadar, sükunetini muhafaza etmesi lazım. Aksi takdirde Japonya'nın başına gelen bu defa bizim başımıza gelmiş olur. Olay sadece İran'nın nükleer gücünün yok edilmesi ile kalmaz, başta Filistinliler olmak üzere ,İslam coğrafyasında bir çok ülkenin on milyonlarca insanının hayatını kaybetmesine de sebep olur. Filistin biter.

Ben bunları yazarken , aman İsrail'in elinin eteğinin okşanmasını salık vermiyorum. Onun orta doğunun efendiliğine soyunmuş olarak haksız biçimde binlerce Müslüman'ı katlederken, Müslümanların "aman ne olursun, ateşkes" biçimindeki yalvarmalarından ne kadar GOCUNDĞUMU ortaya koymaya çalışıyorum.Ben Müslümanların "evet sen elindeki silah gücü ile gerçekten büyük alçaklık yaptın, istersen daha fazlasını yap, ama bunu senin yanına kar olarak bırakmayacağız" SÖZÜNÜ TEENNİ İLE İFADE ETMELERİNİ ve güçlerini birleştirmelerini bekliyorum.

İsrail'e karşı böylesine suskun, böylesine çaresiz kalmamıza sebep olan onun silah gücü değil mi?

Peki nasıl oluyor da 6 milyonluk İsrail'in sahip olduğu silah imkanını biz elde edemiyoruz? İsrail Bütün İslam aleminden daha mı zengin?

Şu Müslüman ülkeler "gizli, açık, kapalı" her ne ise bir araya gelerek güçlerini birleştiremezler mi? Halklara şöyle bir hesap açıldı, oraya para yatırılacak ve İsrail'in hepimizi korkutan silahlarına biz de sahip olacağız, bunun için gerekli yardımları yapın" denilemez mi?

Size şunu söyleyeyim, yapılacak işlerin başında şu ABD köleliğinden kurtulmak geliyor. Sonrası çok kolay.

Onun şu anda Irak'taki durumuna bakın.

1 Mart tezkeresini reddettiğimizde düştüğü durumu düşünün.(Bu Türkiye'nin ABD ye karşı verdiği en büyük DEMOKRASİ mücadelesidir, kaybeden ABD , kazanan Türkiye olmuştur)

Şah zamanında ABD nin kulu, kölesi durumunda olan İran ile şimdiki IRAN'I bir kıyaslayın.

Gücümüzün farkında olursak, kurtuluruz., yoksa İsrail'e sabah akşam ateş kes diye yalvarırız.

Hani bir de "ey Siyonist bozuntular derhal askerini çek, yoksa ananı bellerim" demek vardı ya.