İYİ ŞEYLER OLACAK AMA NASIL(1)
Eklenme: 18.05.2011 00:00:00

Birinci dünya harbi sonrası Lozan Antlaşması yapılır iken İran topraklarında yaşayanlar hariç, Suriye, Irak ve Türkiye topraklarında yaşayan Kürtler kendi coğrafyalarında bir bütünlük içerisinde idiler.

Lozan antlaşmasının bu bütünlüğü bozduğu, Kürtlerin yoğun biçimde yaşadıkları coğrafyanı parçaladığı sır değil.

Kürtler o tarihlerde yoğunluklu olarak ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşıyorlardı.

Yoğunluklu olarak dememiz sebebi, bu topraklarda yaşayan Kürt nüfusu ile Türk nüfusu nerede ise eşit yoğunlukta idiler.

Yani Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri şimdi lanse edilmeye çalışıldığı gibi bütünü ile bir Kürt coğrafyası değildir.

Şimdi göçler vesaire ile bölgenin demografik yapısında değişiklikler meydana gelmiş olsa bile, bugün dahi,

Şanlıurfada Kürtler, Türkler ve Araplar eşit yoğunluktadır.

Gaziantepte, Kürtler,Türkler eşit yoğunluktadır.

Mardinde Araplar ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Bitliste Türker ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Siirtte Araplar ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Diyarbakırda Kürtler, Zazalar ve Türkler eşit yoğunluktadır.

Elazığda Türkler ve Zazalar eşit yoğunluktadır. Burada Kürtler yoktur.

Malatyada Türkler ve Zazalar ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Erzincanda Türkler, Zazalar ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Erzurumda Türkler ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Karsta Türkler ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Vanda Türkler ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Iğdırda Türkler ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Ardahanda Türkler ve Kürtler eşit yoğunluktadır.

Türkler dünden bugüne gelip de o bölgelere yerleşmiş değillerdir.

Miladi 639 tarihinde Diyarbakır Bizans İmparatoru Herakliyusun elinde idi. Hz.Ömerin İslam orduları şehri bu tarihte fethetti.

Daha sonra İslamı kabul eden kabileler gelip şehre yerleştiler.

Şehrin Merkezi bir kısım Araplar ile Türklerin, kırsal kesimleri ise Kürtlerin elinde kaldı. Yani Şehirde Kürtler yaşıyordu da, Türkler ve Araplar gelip bunları yerlerinden etmediler.

İslamı kabul eden Türkler Kafkaslardan, Kürtler İran içlerinden, Araplar da kendi yarımadalarından bölgeye gelerek yerleştiler.

Bölgede daha sonra birçok Türk İmparatorluğu kuruldu.

Artukoğulları, İnaloğulları, Eyyübiler, Akkoyunlular, Karakoyunlular Selçuklu ve Osmanlılar sayılması gerekenlerdir.

Artukoğullarının Hasankeyf, Mardin, Diyarbakırı da içerisine alacak şekilde Harput bölgesinde hüküm sürdüğü tarihi olarak sabit. 

Artukoğullarının en önemli eserinin bugün dahi bütün görkemi ile ayakta duran, dünyanın en büyük taş köprü olma özelliğini taşıyan Malabadi köprüsü olduğu biliniyor.

Diyarbakır Artukoğullarına başkentlik yaptı.

Artukoğulları Diyarbakır ilinde bir çok tarihi esere imza attı. Diyarbakırın merkezinde Nebi Camii, Silvanda Ulu Cami, Çermik Ulu Camii, Haburman Köprüsü, Şehir hamamı ve Medrese bütün zerafeti ile ayakta duruyor.

Tarih boyunca Kürtler bu bölgede olsun niye etkin olamadılar, niye kendilerine ait bir Devlet teşkil edemediler, Kültür ve Medeniyetlerinin gelişimi için neden ön plana çıkamadılar gibi konuların hesabını bugünün Kürtlerinden sormaya kimsenin hakkı yok.

Ama bugünün Kürtleri de bu yalın gerçeği görmek ve kabul etmek zorundadırlar.

Ataların ataletinin getirdiği ağır yükü, bugünün insanları kaldırmaya çalışıyor.