KATİLLERİN MİRASINI PAYLAŞMAK MI, YOKSA DEDELERİNİN İZZETİ Mİ?
Eklenme: 26.11.2011 00:00:00

Olayın bir de sürgün tarafı var. O tarihlerde memleketlerinden sürgün edilmelerine karar verilenlere, gittikleri yerlerde geçimlerini temin etmek için araziler verildi. Bunlar defterlerde kayıtlı. Daha sonra o araziler sürgün edilen kişilerin ellerinden alındı. Ben o defter kayıtlarını istedim. Ama verilmedi. Bunların da gün yüzüne çıkarılması lazım. Sen o arazileri de sahiplerine iade edeceksin. Buna mecbursun. Eğer araziler devletin elinden çıkmış ise, hak sahiplerine tazminatlarını ödeyeceksin. Eğer sen bunları yaparsan, ben ciddi olarak senin bu işin arkasında olduğunu düşüneceğim diyor Kemal bey.

Yanlış okumadınız, vallahi de, billahi de böyle söylüyor. Ama bu düşüncelerini dile getirdiği Kadıköy Belediye Meclisi toplantısından önce, Sayın Başbakanın Dersim katliamı ile ilgili olarak yapmış olduğu açıklamalar için ise, Milletin biri birine düşürülmesinin bundan iyi örneği olmaz diyor. Yani Sayın Başbakanın yapmış olduğu açıklamaların yalan, dolan, hakikat dışı şeyler olduğunu söylemiyor da, hani bizim İslami kesimde çok sık tekrarlanan her doğruyu bilmen hakkındır, ama her doğruyu her yerde söylemen hakkın değildir kuralını o da işletiyor, evet bu söylediklerin doğru ama, şimdi zamanı değildi demeye getiriyor.

Aslında ben bu haftanın başında Pandoranın Kapağının Açılmasından Korkuluyor başlığını taşıyan yazımda, CHP si bu milletin başına daha ne tür belalar sardığının ortaya çıkmasından korkuyor,

Ve

Sayın Başbakanın atmış olduğu bu adımın, beraberinde İstiklal Mahkemelerinin tutanaklarının açıklanması, İskilipli Atıf Hocanın katline ferman edenlerin tuttukları tutanakların ortaya çıkması,  ve dönemin bir nevi silahlı eli olarak görev yapan Ali Çetinkaya(Kel Ali kalap) nın yaptığı katliamların alenileşmesini de gündeme getirecektir demiştim.

İnsanların zulmüne karşılık kader adalet etti ve Dersim katliamından bir şekilde mutazarrır bulunan Kemal Kılıçdaroğlunu getirdi CHP sinin başına oturttu.

Kemal bey Dersim katliamında ne yapalım Kıbrıs olayında analar ağlamadı mı, Tunceli/Dersim/ de analar ağlamadı mı diye konuşan CHP li Onur Öymenin bu çıkışına çok bozulmuş, gereğinin yapılacağını söylemişti. Onur Öymen, Devletin bekası için, Analar ağlasa da yapılması gerekenler vardır ve bunlar yerine getirilir diyordu. Dersimliler devlete baş kaldırmışlar, devlet gereğini yapmış evlatları öldürmüş, analarını ağlatmıştı ve bu çok normaldi.

Onur Öymene çok bozulan Kemal Kılılçdaroğlu 12 Haziran seçimlerinde onu Milletvekili listelerine koymamakla bir nevi intikamını aldı.

Peki Kemal Bey, Sayın Başbakandan ne istiyor, ona niye kızıyor.

Yapılan katliamı delilleri, belgeleri ile ortaya koyan ve Başbakan  sıfatı ile Dersimlilerden özür dileyen Sayın Erdoğana, Kemal beyin kızması mı, yoksa teşekkür mü etmesi lazım.

Sayın Başbakanın açıklamaları yalansa, iftira ise, gerçekleri yansıtmıyor ise kızabilirsin, ama doğru ise koşa koşa gider elini öpersin.

Kemal bey bir taraftan kızıyor, ama diğer taraftan,DERSİMDEN SÜRGÜN EDİLENLER DE VAR, ONLARA VERİLEN ARAZİLERİN SONRADAN ELLERİNDEN ALINMASI DA SÖZ KONUSU, BUNLARI DA AÇIKLA, ARŞİVLERİ AÇ, DEFTERLERİ BİZE VER, ARAZİLER DURUYOR İSE, İADE ET, ELDEN ÇIKMIŞ İSE, TAZMİNAT ÖDE diyor. Kemal beyin bu açıklamalarını neden büyük harfle yazdım. Şunun için, Kemal Bey şu anda başında bulunduğu Partinin bir anlamda daha ne melanetleri var diyor.

Peki senin için mühim olan babanın, dedenin katillerinin ortaya çıkarılması mı, yoksa onları katledenlerin bıraktığı mirası paylaşmak mı?

Kemal bey şu anda o mirası paylaşıyor ve CHP si genel başkanlığının kendisi için, İZZET VE ŞEREFİN İADE EDİLMESİNDEN DAHA EHEMMİYETLİ OLDUĞUNU, CHP si genel başkanlığını sürdürmekle kabul etmiş oluyor.