Diğer tarafın bağırtısına çağırtısına baktığınızda, Anayasada yapılan değişikliklerin ne kadar önemli olduğunu anlıyorsunuz. Demek ki adamların derdi çok büyük. İnşallah 12 Eylül günü bu dert onları verem eder.
Sayın Başbakan DEMOKRASİ PAKETİ/Anayasa değişikliği/ ile ilgili olarak değerlendirmeler yaparken, olayı çok yerinde olarak taa 1960 ihtilaline kadar götürüyor ve bu hesabın 12 Eylül günü tümü ile görülüp bitirileceğini ifade ediyor.
BU ÜLKEYE YAŞATILMIŞ OLAN BAŞBAKAN AYDIN MENDERES VE ARKADAŞLARI FATİN RÜŞTÜ ZORLU, HASAN POLATKAN GİBİ SİYASİLERİN ASILMASI AYIBINDAN 12 EYLÜL GÜNÜ KURTULMUŞ OLACAĞIZ.
12 Eylül günü yapılacak referanduma bu açıdan bakan Merhum Başbakan Ali Adnan MENDERES'in mağdur oğlu Aydın Menderes, verilecek her evet oyunun babasının ruhuna gönderilecek bir Fatiha olacağını ifade ediyor.
Ben kendimi Aydın Menderes beyin yerine koyduğumda inanın her defasında kahroluyorum.
Babasının boynunda idam ilmiği,üzerine idam yaftasını geçirmişler, o şöyle sağa dönmüş melul,mahzun bir biçimde dünyaya son kez bakıyor, evlatlarını mı arıyor, yoksa gelen meleklere mi bakıyor ve son nefesini vermek üzere saniyeleri sayıyor.
Öff beee,
ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM.
EVET
YARGISAL VESAYETLE TAKYİD EDİLMİŞ, ASKERİ VESAYET DÖNEMİ İNŞALLAH BİR DAHA GERİ GELMEMEK ÜZERE MEZARA GÖMÜLÜYOR.
Ergenekon düzeninin insi şeytanları açık ve net bir şekilde Abdullah Öcalan ile irtibata geçilmesini, ondan gerekli yardımın alınmasını istemeleri, bu milletin başına kimlerin, kimlerle saf tutarak, nasıl belalar açtığını açıkça gösteriyor.
Abdullah Öcalan'ın yardımının ne anlama geldiğini bilmeyen mi var. Bunlara bile tenezzül etmeleri, hilelerinin, dek dubaralarının ,hangi değerlerin ayaklar altına alınmasını istediklerini göstermesi bakımından çok önemlidir.
Allah fırsat vermedi. Abdullah Öcalan bile 20 Eylüle kadar eylemsizlik kararı alınmasını istemekle, bunlarla olan farkını ortaya koydu.
SİSTEMİN ABDULLAH ÖCALAN'LARI YARGININ BAŞINA KONMUŞ, BU MİLLETİN BAŞINDA BOZA PİŞİRİYOR. CANHIRAŞ BİR ŞEKİLDE VUVUZELA SESİ ÇIKARMALARININ SEBEBİ O.
LİDER SÖZÜNÜN ERİ OLUR
Kemal Kılıçdarıoğlu'nu çok az insan benim kadar tanır. Meclis Genel Kurulunu çok iyi takip ederdim.
Kemal bey gurubu adına yaptığı konuşmalarda sade,basit,yalın bir dil kullanır ve olabildiğince sakin davranırdı. O yumuşak uslübu ile herşeyin en doğrusunu söylüyorum zehabı uyandırmaya çalışırdı. Onu iyi kavramıştım.En önde oturur konuşmaya başlarken yaptığı yanlışlıkları yüzüne vururdum.
Bir defasında öylesine yanlış bir beyanda bulundu ki, laf atmayı bıraktım, ayağa kalktım, ellerimi arkama koyup olanca gücümle doğru olanı hatırlattım.
Kapana kısılmış kedi gibi ne yapacağını şaşırdı. Tavrımdan geri dönüş yoktu. Çünkü herkes bilgimin doğru olduğunu biliyor ve Kemal beyin sözlerinden dönmesini bekliyordu. Öyle de oldu , dediklerini geri aldı, bilgim yanlış olabilir, gelir burada konuşur düzeltirsiniz,neden müdahale ediyorsunuz dedi.
ŞİMDİ BAŞÖRTÜSÜ SORUNUNU BEN ÇÖZECEĞİM DEDİ.
SAYIN BAŞBAKAN DA ONA YÜKLENDİKÇE YÜKLENİYOR.
HADİ 13 EYLÜLDEN GECİ YOK, İŞBİRLİĞİ YAPALIM, BİRLİKTE ÇALIŞALIM, KANUNU GEÇİRELİM VE TOPLUM BU BÜYÜK SORUNDAN KURTULSUN DİYOR.
Kemal beye Sayın Başbakanın bu sözleri hatırlatıldığında cevabı, "ben ona 2006 yılında TBMM sine getirdikleri bir kanunla terör örgütü liderlerine af getirilmesini istedin mi istemedin mi diye sordum, o benim soruma cevap versin, ben ona başörtüsü konusunda samimi görüşümü izah ederim" diyor. Kel alaka Kemal bey. Küstüm oynamıyorum olur mu, Sapla saman biri birine karıştırılır mı?
BDP SEÇMENİNİ İKNA EDEMEDİ.
İçofiste dükkanları arkadaşla ile geiyoruz. Hem referandum da evet oyu kullanmalarını ve hemde insanların Sayın Başbakanın referandumda evet oyu verilmesinin sebeplerini anlatacağı İstasyon Caddesindeki mitinge davet ediyoruz. Bir dükkana girdik. 4 kişiler. Ben davetimi yapıyor ve niye evet oyu verilmesi gerektiğini anlatmaya çalışıyorum.
Bir arkadaş, Cavit bey biz üçümüz evetçiyiz, ama bu Boykotçu, sen ona anlat diyor. İçinizden bir tek o boykotçu ise, ona gücüm yeter diye espiri yapıyor ve bugüne kadar yapılanları bir çırpıda izah edeyim mi diyorum.
Et diyor.Başlıyorum anlatmaya.
Olağanüstü hal kalktı, DGM ler tarihe karıştı,yol kontrolleri sona erdi, Kürtçe konuşmanın önündeki engeller kalktı,kalkıyor. Cezaevlerinde insanların yakınları ile Kürtçe konuşmalarına imkan verildi,
Köy isimlerinin eski haline gelmesi sağlandı, TRT ŞEŞ kuruldu., 24 saat Kürtçe yayını bizzat Devlet yapıyor, Seçimlerde KÜRTÇE PROPOĞANDA yapmak serbest hale geldi,Üniversitelerde Kürdoloji Enstitüleri kuruldu, Özel Radyo ve Televizyonların Kürtçe yayın yapmalarına imkan verildi ve şu anda DÜNYA TV kuruldu, faaliyete geçti, son olarak taş atan çocuklar için AF getirildi.
Sizi samimiyetimle temin ederim, bundan 15 sene önce bu gibi gelişmelerin olacağını söyleseydiniz, herkes size güler, Türkiye asla böyle bir şeyi başaramaz ve arkasından bunları yapmayı hayal edenler, yazıp çizenler bile 15-20 sene ceza alır derdiniz. Ama bunlar oldu, daha iyisinin gerçekleşmesi ve bu ülkenin tam Demokrasiye ulaşmasını sağlamak için bu Anayasa değişikliğine herkesin destek olması lazım dedim.
Yanımızda şahitlerimiz var.
İnanın o insan döndü, tamam evet oyu vereceğim dedi.
Zaten kamuoyu yoklamalarında gerek BDP nin ve gerekse MHP seçmeninin 1/3 ü partilerinin kararının kendilerini ikna edemediğini, DEMOKRASİYE HANGİ GEREKÇE İLE HAYIR DİYECEKLERİNİ anlayamadıklarını ifade ediyorlar.
Hiç kimsenin seslendirmediği bir şey ama, CHP seçmenlerinden de çok sayıda insan referandumda evet oyu kullanacak.
TÜRKİYE İNSANI 12 EYLÜL REJİMİNİ KENDİLERİNE REVA GÖRENLERE, DEMOKRASİYE EVET OYLARININ SAYISINI YÜKSELTEREK CEVAP VERECEK.
BENİM YÜZDE 60 EVET OYU ÇIKACAK TAHMİNİN YABANA ATILMASIN.
AHMET TÜRK VE AYSEL TUĞLUK'A AF
Anayasa Referandum'unun olumlu neticelenmesi halinde bana göre Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un Milletvekillikleri iade edilecek.
Çünkü bu pakette , Siyasi Partilerin kapatılması halinde, Partinin kapatılmasına fiil ve eylemleri ile sebebiyet veren kişilerin Milletvekilliklerinin düşürülmesinin önüne geçiliyor. Yani Parti hangi gerekçe ile kapatılır ise kapatılsın, Milletvekilliği düşmüyor.
Ceza kanunlarında lehe olan değişiklikler, MAKABLE ŞAMİL olur. Yani geçmişi kapsar.
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un DTP nin kapatılmasından ötürü milletvekilliklerinin düşürülmesi bir nevi cezadır.
Değişiklik metninde kişilerin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı getirildiğine göre, Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un başvurularını , Anayasa Mahkemesi ,Anayasadaki değişiklik sebebiyle olumlu neticelendirmek zorundadır.