KUVVETLER AYRILIĞI
Eklenme: 8.09.2010 00:00:00

Eylül ayında Adli Tatilin bitmesi ile birlikte Yeni yargı yılı başlar.

Öncelikle bu yeni yargı yılının tüm meslektaşlarımıza başarılar getirmesini dileyelim.

Yeni yargı yılının başlaması ile ülkenin her tarafında toplantılar yapılır ve Yargı Erkinin içerisinde bulunduğu sorunlar dile getirilir.

İnanılması güç ama, kendileri sorun çözmek üzere görevli bulunan Hakim ve Savcıların bitmek tükenmek bilmez DERTLERİ dile getirilir bu toplantılarda.

Bu insanlar her şeyden şikayet ederler. Ben şimdiye kadar, şu sorunumuz çözüldü, bu işimiz halledildi, yapanlara teşekkür ediyoruz,  inşallah önümüzdeki günlerde geriye kalan diğer problemlerin de hallini bekliyoruz sözünü hiç duymadım.

Yeni Adli yılın açılışında en çok Yargıtayda yapılan toplantılar dikkati çeker. Yargıtay Başkanlarının açıklamasına büyük ehemmiyet verilir.

Özellikle sağ tandanslı iktidarlar iş başında ise, Yargıtay Başkanları laf sokuşturmak için büyük fırsat ele geçirmiş olduklarını düşünürler ve konuşmalarında iktidarlara ver yansın ederler.

Türk Yargı kurumunun en başındaki insanın herkesten çok adil ve tarafsız olması gerekir. Konuşmalarının hakkaniyete uygun olması icap eder.Ama burası Türkiye, Erzurumlunun dediği gibi, bizde hiç böyle şeyler "olar"mı.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Ak Parti iktidarları döneminde açılış, maçılış ne varsa yaptığı bütün konuşmalarında iktidara yüklenmeyi büyük bir marifet bildi. Fakat muhalefetin yaptığı hiçbir şeyi eleştirmedi. Şimdi birileri çıkar da, efendim onlar zaten muhalefet ellerinde imkan olmadığından, yaptıkları bir şey de yok, onların nesini eleştirsin derse,biz de Meşhur Hocanın fıkrasının tam yeridir deriz.

Hoca bağırtılar, çağırtılar arasında gelen seslerden birisinin oğluna ait olduğunu anlayınca, ya oğlum ne yapıyorsun diye bağırmış. Oğlu "baba hırsızı yakaladım, hırsızı".

Hoca "eee o zaman al getir" demiş.

Oğul "baba gelmiyor" diye cevaplamış.

Hoca "peki oğlum bırak gitsin" demiş.

Oğul "gitmiyor baba" demiş.

Bunun üzerine "HIRSIZIN HİÇ Mİ SUÇU YOK" sözü darbı mesel olmuş.

Şu Anayasa değişikliği için TBMM sinde oluşturulmuş olan komisyona üye vermeyen kim?

CHP.

Peki CHP, bu Anayasayı değiştirelim diyen partilerden birisi değil mi? evet öyle. Zaten Türkiyede bu Anayasa değişmesin , olduğu gibi kalsın diyen parti de yok ya. Neyse.

Ana muhalefet partisi olarak CHP peki neden TBMM sindeki komisyona üye vermiyor? Onun gerçek sebebini bilmiyoruz. Ancak onlar eğer dokunulmazlıkların kaldırılması yönündeki ön şartımız görüşme konusu olmayacak ise, biz bu toplantılara iştirak etmeyiz diyorlar.

Onların bu söylemine karşılık olarak iktidar çevreleri "buyurun oturalım,her konuyu konuşalım, üzerinde mutabık kaldıklarımızı değiştirelim" dedikleri halde, CHP den bugüne kadar bir yanıt alamadılar.

İktidar da kendi gücünü kullanarak, yapabildiği kadarı ile Anayasada değişikliğe gitti ve yapılan değişiklikleri halk bu hafta sonu oylayacak.

Dönelim Hasan Gerçekere.  Beyefendi yeni Adli Yılın açılışında yaptığı konuşmada, yine iktidara ver yansın etti, yapılan Anayasa değişikliğini eleştirdi. Anayasaların toplumsal mutabakat ile çıkarılması gerektiğini, bunun yapılmadığını, yapılan değişiklikler ile de yargı bağımsızlığına büyük darbe vurulduğunu, HSYK daki değişikliğin yargıyı Hükümetin denetimine sokacağını, bunun da kuvvetler ayrılığı rejimine aykırı olacağını söyledi. Ama beyefendi TBMM sinde Anayasa değişikliği yapılır iken, koskoca!!! Ana muhalefet partisinin bir tek öneri getirmediğini, oylamalara katılmadığını, Meclisi bir nevi boykot ettiğini hiç dile getirmedi.

Neden acaba.

Meşhur hocanın oğlunun olayında olduğu gibi yakaladığı kişinin hiç kusuru yok mu?

Hasan bey konuşmasında her zaman ki flaş cümleyi söylemeden geri durmadı.

"Hükümet icraatları ile kuvvetler ayrılığı ilkesini zedeliyor, yargının bağımsızlığına gölge düşürüyor"

Ah güzelim ahh.

Kenan Evren hakkında iddianame hazırlayan Adana Savcısı Sacit Kayasu ile  yaşar büyükanıt hakkında işlediğine inanılan suçu sebebiyle gereğinin ifasını Genelkurmay Başkanlığından isteyen Savcı Ferhat Sarıkaya hangi suçları sebebiyle görevlerinden atıldılar?

Ve

YÜCE YARGI ORGANLARI BU SIRADA HANGİ KUVVETLERİN TESİRİ ALTINDA İDİ?