Herkesin çıkmasını istediği bir kanun, TBMM sinde 3,5 hafta süre ile görüşüldü. Toplam 6-7 maddelik bir kanunun görüşülmesinin bu kadar zaman almasının tek sebebi vardı. O da kanunun 2.maddesinde, en geç 5 yıl içerisinde temizlenmesi istenen mayınlı arazinin, 44 yıllığına temizleyen firmaya verilmesi hususundaki hükümdü.
Bu hükmü muhalefet partileri 510 kilometre uzunluğunda ve 220 bin dönüm tutarındaki arazinin temizleyen firmalara, özellikle İsrail, peşkeş çekileceğini ileri sürdüler.
Sayın Başbakan bu betimlemeye kesinlikle karşı çıktı ve mayınları temizleyenin İsrail Devleti ve şirketleri olacağı nereden belli, kanunun içerisinde böyle bir hüküm mü var diyerek muhalefeti pişmiş aşa su katmakla eleştirdi.
Tam o anlama gelmemekle birlikte , muhalefet partileri de "mayınları temizleyecek ve 44 yıllığına kullanma hakkı elde edecek Devlet veya Şirketlerin İsrailli olmayacağına , bu konuda kanunun içerisinde bir engel bulunduğuna dair bir hüküm mü var" diye eleştirilerini sürdürdüler.
Sonuçta mayın kanunu yasa yapma tekniğinden uzak, Anayasa Mahkemesinin iptaline açık bir şekilde ve TERDİTLİ olarak çıktı.
Aslında bu kanun ölü doğdu.
TBMM sinde 3,5 hafta süre ile gösterilen çaba, ölü doğan kanunu diriltmeye yönelikti. Olmadı.
Çünkü: 1-Arazilere döşenen mayın bir bela idi , temizlenmesini herkes istiyordu. Ama insanlar mayıdnan temizlenecek arazinin 44 yıllığına doğrudan yabancılara verileceğini görünce, bunu araziye döşenecek olan yeni bir/hem de tank/ mayınına benzettiler. Algılama böyle oldu.
2-İnsanlar,Yasa içerisinde mayından temizlenecek arazinin kesin biçimde yabanıcılara verileceği konusunda bir hüküm bulunmamasını önemsemediler. Çünkü Türk ordusunun temizleyemediğini, milleti temizleyemezdi ve bu işin artık yabancılara verileceği hususunda toplumda kanaat oluştu.
3-Burada hemen akıllara İsrail devleti geldi.Bunun çeşitli sebepleri vardı.
a-İsrail toprak bakımından fakir bir ülke konumunda,
b-Mayın temizleme işinde mahir,
c-Tarım teknolojilerinde dünyanın en ileri ülkesi,
d-Yakın gelecekte Gıda üretimi ve dünya ülkelerine pazarlanması en hayati konulardan birisi olduğundan , bu alanda İsrail çok hareketli. Dünya ülkelerine sertifikalı tohumlar ihraç eden ender ülkelerden birisi.
e- İsrailin Türkiye ile İsrail arasına yerleşme isteği. Türkiyeyi güneyinden, Suriyeyi Kuzeyinden kuşatma arzusu.
4-Türk insanı toprak/arazi/ konusunda çok hassas. Türkiyenin komşu iki ülke ile olan sınırını teşkil eden 600 kilometre uzunluğundaki arazilerin, hem de 44 yıllığına yabancılara verilmesini Parlamentodaki 251 Milletvekilinden başkası kabul etmedi. 251 e karşı 70 Milyon insan.
Neyse kanun çıktı ama terditli bir biçimde. Yani Ordu,Nato imkanlarından yararlanarak mayınlı araziyi temizlemeyi deneyecek, bu yapılamaz ise hizmet alımı suretiyle arazi mayından temizlenecek ve bu da olmaz ise 3. seçenek olarak firmalar nezdinde ihaleye çıkılacak, arazi 44 yıllığına temizleyene bırakılacak.
Kanun bu hali ile çözüm üretmek yerine konuyu mayından beter çapraşık bir hale getirdi. Bilindiği üzere kanunların uygulanması için ilgili bakanlıklar yönetmelik çıkaracaklar. Bu hali ile kanun hem Tarım Bakanlığını, hem Maliye Bakanlığını ve hem de Milli Savunma Bakanlığını ilgilendirdiğinden ayrı ayrı yönetmeliklerin çıkması zorunlu. Kanunda öngörülen üç ayrı ihale işlemi var. Önce birisinin, sonra ikincisinin, sonra üçüncüsünün uygulamaya konulması, birincisinin mümkün olmadığının anlaşılmasından sonra ikinci förmülün, onunda mümkün olmaması sebebiyle üçüncü formülün gündeme gelmesi için geçecek olan süreler, YILLARI alacaktır.
Dün kanun çıktı,bu gün televizyon kanalının birisinde vatandaşlarla röportajlar yapılıyordu. İnanın bir tek insan , bu kanun iyi oldu demedi. Halkın bu direncini değerlendiren muhalefet partileri , Mecliste İktidara yüklendikçe yüklendiler.Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri de durumu bildikleri halde, niçin olay üzerine bu kadar gittiler, gerçekten kimse anlamadı.
Bu işin en büyük sorumlusu, ne Ak Parti, ne Hükümet ve ne de Sayın Başbakan. Tek bir sorumlu var, o da mayın temizleme karşılığında arazinin 44 yıllığına yabancılar dahil temizleyenlere bırakılmasını öngören kanun metnini hazırlayan kişi veya kurum.
İşi Sayın Başbakanın kafasına kim soktu, biz bilmiyoruz.
Ama Sayın Başbakan biliyor.
251 e karşı 70 Milyonun hesabını şimdi ondan sorabilir.
Son not:Sayın Cumhurbaşkanı bu kanunu hemen imzalamakta tereddüt geçirecektir. Meclisin 3,5 haftalık mesaisine bakarak belki yasayı Meclise tekrar görüşülmek üzere iade etmiyebilir.Ya Anayasa Mahkemesinin kararı ne olur? Onu sormaya bile gerek yok.