CHP si Tunceli/Dersim/ Milletvekili Hüseyin Aygün Zaman gazetesine vermiş olduğu röportajda Dersim Katliamının CHP sinin iktidarı zamanında meydana geldiğini dile getirmiş. Olaydan Atatürkün haberi olduğunu belirtmiş. CHP si Samsun Milletvekili Prof Dr Haluk Koç başkanlığında sayıları 12 olan Milletvekilleri de bir basın açıklaması yaparak Hüseyin Aygünü eleştirmişler, hakkında Parti Tüzüğü uyarınca işlem yapılmasını istemişler. Bu büyük vekillerimiz bakın ne demişler Şehitlerimizin ve deprem kurbanlarının acıları daha aklımızda iken, 10 Kasım günü, Atatürkün ölümünün 73. yılında ilginç bazı tartışmalara ve açıklamalara tanık olduk. Atatürkü ve Atatürkçülüğü 1920-1940 arasındaki dondurulmuş bir zaman dilimine hapsederek, o tarihteki dünya koşullarından soyutlayıp kimi kez hakarete vararak insafsızca eleştirenler kervanına CHPden, içimizden birilerinin de katıldığını gördük. Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygünün bir yayın organına yaptığı açıklamalar, bu çerçevede kabul edilebilecek değerlendirmeler değildir. CHPye oy veren, zor koşullarda mücadelesini yürüten ve umut olarak görmek isteyen milyonlarca yurttaşımız haklı olarak bu gelişmelere isyan etmektedir. En başta Genel Başkanımız olmak üzere CHP organlarını bu konuda tavır koymaya ve gereğini yapmaya davet ediyoruz CHP si İzmir Milletvekili ve Parti sözcüsü Birgül Ayman Güler konu üzerinde hassasiyetle durduklarını, bu konuşmanın yapıldığı gün Parti Meclisi Toplantısı yapıldığını, o nedenle içeriğinden haberdar olmalarının mümkün olmadığından, herhangi bir işlem yapamadıklarını, bu sözlerin Milletvekili Hüseyin Aygünün şahsi fikirleri olduğunu, partiyi bağlamadığını, yaptığı açıklama sebebiyle Milletvekilinden savunma istediklerini, Parti Meclisinin yapacağı yeni toplantıda konu ile ilgili olarak karar vereceklerini açıklamış. Yani Hüseyin Aygüne CHP sinden yol göründü, onun bu saatten sonra parti içerisinde görev yapmasına konjonktür artık asla müsaade etmeyecektir anlamına gelen değerlendirmelerde bulunmuş. Hüseyin Aygün partiden ihraç edilir veya edilmez, bu konu bizi ilgilendirmiyor diyemeyiz. Verilecek karar Türkiyenin demokratikleşmesinde CHP si bariyerinin aşılıp aşılmaması ile yakından ilgilidir. CHP sinin resmi anlamdaki açıklması olarak kabul edilmesi gereken Milletvekillerinin beyanlarında ileri sürdükleri böyle bir şey oldu ama, o günün dünyasının ve dönemin koşulları dikkate alınmalı yönlü fikirleri özürleri kabahatlerinden büyük özdeyişinin kasamı dahilindedir. Böyle bir şeye oldu ama, o günün koşullarını dikkate alın demek başka bir şeydir, Hüseyin Aygün hakkında parti tüzüğü uyarınca işlem yapılsın demek başka bir şeydir. Parti tüzüğünüz her türlü hatanın aklama, paklama Anayasası mıdır? Bu açıklamadan sonra CHP sini dikkatle izlemeliyiz. Zira ya sayıları giderek artan CHP li Milletvekilleri Partiden ayrılacak, veyahut ta Hüseyin Aygün partiden ihraç edilecektir. Hüseyin Aygün bu partiye fikirleri bilinerek alındı ve Milletvekili yapıldı. Zira daha önce aynı konu ile ilgili olarak kitaplar yazmış, Dersim katliamında hem CHP sinin ve hem de Akatürkün sorumlu olduğunu belirtmiş. Sayın Milletvekili bilinen görüşlerini açıkladı. Atalarının maruz kaldıkları katliamı iyice içselleştirmesi sebebiyle, CHP si Milletvekilliği için, hata yaptım özür dilerim diyecek hali yok. O bunları söylemeyeceği için de CHP sinde siyasete devam etme şansı yok. Yani Hüseyin Aygün partiden öyle geçici süreliğine falan değil, tümden ihraç edilecektir. CHP sinin alacağı kararın getireceği sonuç şu olacaktır: CHP si geçmişine sahip çıkacak, hiçbir zaman bir özeleştiri yapmayacak, Haluk Koç ve arkadaşlarının açıkladığı gibi CHP sinin 1923 lerde kalmadığını, bugüne kadar yaşanan sürecin sahibi olduğunu ve asla bundan vazgeçmeyeceğini ortaya koyacaktır. Peki Dersimde ne oldu? Akatürkün doğu ve güneydoğuya yapacağı ziyarette, bir suikaste kurban gitmesi ihtimali gerekçe gösterilerek on binlerce insan katledildi. Seyyid Rıza ve yakınları işin elebaşları olarak gösteriliyordu. Hep birlikte /yani evlatları, yakınları ve hemşehrileri ile/ toplanarak Elazığlıların MEYDAN dedikleri alana getirildiler. O alanda eskiden İl Jandarma Komutanlığı vardı. Daha sonra Jandarma Komutanlığı kaldırıldı ve yerine Meydan Camisi inşa edildi. İşte bu meydanda Seyyid Rıza ve oğulları asılarak idam edildiler. Tarihin en şeni cinayetlerinden birisine kurban verildiler. Rivayet o ki, Seyyid Rızanın oğulları babalarının gözleri önünde kendisinden önce asıldılar. Ona kendi canını vermeden önce bir de evlat acısı yaşattılar./Diyarbakırda eski Yenişehir Sinemasının olduğu yerde Hanili Hacı Salih Bey ve oğullarının asılması gibi. Yani Hacı Salih Beyde asılmadan önce evladının kendi gözleri önünde kıtaline şahit edildi. Ne acı ne ızdırap/ Seyyid Rıza idam sehpasına gönderilir iken Ne kano, Ayibomo, Günahımo, Ez Evladı Resulümo yapmayın etmeyin, ayıptır, günahtır, ben evladı Resulüm demişti. Kimsenin evladı Resul falan dinleyecek hali yoktu. Gözlerini kan bürümüştü. Seyyid Rızayı Elazığ meydanında astılar, Atatürkün böylece doğu ve güneydoğuya rahat bir seyahat etmesine imkan verdiler. Kadere bakın aradan yıllar geçti. Hani derler ya Yüce Rabbin küfre müsaadesi var, ama zulme müsaadesi yoktur diye. Hiç kimse değil, CHP sinden seçilen Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, kimseye hakaret etmeden, tarihi bir sorumluluğun yerine getirilmesini, konu ile ilgili Devlet Arşivlerinin açılmasını istedi. Ama CHP si bu. Hiçbir olumsuzluğu kabul eder mi? Peki ne olacak? Hüseyin beyi partiden ihraç ettiğinizde Dersim katliamının üzerine bir çizik çekmeniz veya Seyyid Rıza ile evlatlarının Elazığ meydanında ipe çektiğinizin doğru olmadığı mı ortaya çıkacak? Hüseyin Aygün ve arkadaşları şimdi Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül beye konu ile ilgili olarak bilgi verecekler ve Devlet Denetleme Kurulunu göreve davet edecekler. Ah keşke Sayın Cumhurbaşkanımız bu konu ile ilgili arşivleri açsa. Açabilir mi? Bilmiyorum ki. Bu arşivler açılabilir ise, hemen herkesin bildiği şeylerin kaydu kuydu ortaya çıkacak. Bu kayıtlar içerisinde yapılacak katliamdan belki de Atatürke haber verildiğine dair belgelere ulaşılacak. Veyahut Atatürkün bu işten bütünüyle masum olduğu anlaşılacak. Ama bu arşivler açılmadığı sürece, CHP li ilim adamları ve Milletvekillerinin isnatlara karşı urun peye saldırısı, bitip tükenmeyen linçleri beraberinde getirecek.