O SÖZ
Eklenme: 16.04.2013 00:00:00

Abdullah Öcalanın o sözü bundan sonraki süreci belirlemede çok önemli bir rol oynayacaktır. Abdullah Öcalan partinin başında kaldığı sürece ne Murat Karayılanın, ne Cemil Bayıkın, ne Mustafa Karasunun, ne Bahoz Erdal Kod Fehman Hüseyinin bundan sonraki süreçte söyleyecekleri ve barışın tıkanmasına sebep olacak sözlerinin bir kıymeti olmayacaktır.

Öcalanın çok kan döküldü, biz biri birimizi çok kırdık, başkaları kazandı, biz kaybettik sözü sürece damga vuran en önemli cümledir.

Öcalan iddialarından vazgeçmiş değildir. Yeni bir mücadele süreci ve kopseptine girilmiş olduğunu ifade etmektedir. Bu sürece ilişkin olarak Öcalan yaptığı açıklamalarda sürekli biçimde Demokrasiye, insan haklarına, Cumhuriyetin Demokratik niteliğine vurgu yapmaktadır.

Saygıdeğer Türkiye halkı diye başlayan son açıklamasında bu değerlere yeniden vurgu yaptıktan sonra, çok kısa sürede Türkiye dağlarında bulunan militanların geri çekilmesi ile ilgili olarak geniş açıklamalarda bulunacağını ifade etmiştir.

Heyetten Sırrı Süreyya Öndere bu açıklamada Türkiye dağlarındaki militanların nasıl ve hangi koşullarda geri çekileceği konusunda mı teferruatlı izahlar olacak diye sorulduğunda; Önder evet o konuda diye cevaplamış ve böylece, dağdaki militanların büyük ihtimalle silahsız olarak geri çekilmelerinin isteneceği algısı ortaya çıkmıştır.

Kandildekilerden özellikle Alevi kökenli olanların süreçte ayak direyecekleri yolundaki açıklamaları, eğer Öcalanın elini kuvvetlendirmeye yönelik bir manevra ise, bu belki anlaşılabilir bir şeydir, ancak onların beyanlarının süreci engellemek amacını taşıyacağına kimsenin ihtimal vermemesi gerekir.

Türkiye çok sağlam bir kulpa tutunmuştur.

2007 seçimleri öncesinde bir Ak Parti Genel Başkan yardımcısına ve bir Gurup Başkan vekiline/şimdi isim vermeyeyim/ siz her bakımdan Öcalanı ikna etmeye bakın demiştim.

Evet 7 yıl geriden de olsa şimdi bu yapılıyor ve Öcalan ile yapılan görüşmeler, ne bileyim belki o zaman da başlamış olabilir, çatışmasızlık ortamının sağlam temellere oturtulmasını sağlamaya başladı.

Ve Öcalan bana göre sürecin can damarını oluşturan o cümleyi söyledi.

çok kan döküldü, biz biri birimizi kırdık, başkaları kazandı, biz kaybettik.

Abdullah Öcalan şu son 30 yıllık sürecin ilk 20 yılında kendince haklı sebeplerle, savaşı sürdürmüş olabilir. Ama ya son 10 yıl. Bence bu son 10 yıl Öcalan bakımından tam anlamı ile kayıp yıllardır. Müslüman basireti ile olaya yaklaşan insanlar akla hayale gelmeyen düzenlemelere imza atmış, daha ileri adımların seviye kazanması, hiç kuşku yok ki, içten, dıştan birileri tarafından engellenmişti.

Uyuşturucu baronlarının, silah tüccarlarının, bölgeyi hakimiyeti altına almaya çalışan uluslar arası emperyalist çetelerin oyununu Abdullah Öcalan çok iyi görmüş ve o son cümleyi söylemiştir. Türkiyede artık bir tek kişinin bile bu olaydan ötürü kanı akmayacaktır.

Geçmiş zaman bir tarih şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiyor.

2004 yılında TBMM sine Türkiyenin çeşitli illerinden gelen 70 Avukattan 10 kabulümde, Türkiye Mahkemelerinde yargılanıp mahkum olan kişilerin aldıkları cezaların cins ve nevine göre, hangi sürelerle, nerelerde kalacakları Ceza Kanununda derpiş edilmiştir, onun dışına kimse çıkamaz. Peki şimdi çıkılıyor ise, bunun sonucu Türkiyenin özellikle dışta itibarının sarsılmasına yol açar, zararımız katlanır demiştim. Konu basına yansımış, Günaydın Gazetesi Sayın Torun Al Apoyu evine götür demiş, Diyarbakırdan çok yakınlar, basın dünyasından birileri beni aramış, ne halde olduğunun farkında mısın, gel Diyarbakırda hele bir durumuna bak, sıfırlanmışsın demişlerdi.

2007 yılında Ak Partinin yukarıda kimliklerinden kısmen bahsettiğim ileri gelenlerine siz Abdullah Öcalanı ikna etmeye bakın sözümü, bir arkadaş kaşla göz arasında başının arkasına atmış, bir başkası ise, dur Ağabey ben bunları not edeyim, büyüğümüze aktarayım demişti.

Evet ben biraz belki erken konuşurum, ama lafı eğip bükmesini bilmem. Abdullah Öcalannın o lafı eğer doğru ise, bu iş bitmiştir ve değil Türkiye dağlarındakiler, Kandildekiler de kısa sürede silaha veda edeceklerdir.