RAİF GEÇMİŞ OLSUN
Eklenme: 20.09.2010 00:00:00

Biraz nostalji yapalım.

Yıl 1963 Çermikteyiz.

"Dikkat dikkat, burası Çermik Belediyesi yayını. İmam Hatip Okulunun imtihanına gireceklerin müracaatları başlamıştır. Cumartesi  son gündür. Pazartesi imtihan vardır. İlgililere önemle duyurulur"

İlkokulun ilk dört sınıfını sanki kerhen okumuşum. Öğretmenlerin dayağından öylesine bizarım ki, okulun yüzünü görmek istemiyorum. Ancak 4.sınıftan itibaren Camiye gidiş gelişim, bende çok şeyi değiştiriyor. Hocalar başımızı okşuyor, yaşlılar güler yüzle bize bakıyor, maşallah, Allah korusun diyorlar. Abdulkadir Hoca Risalei Nurdan dersler yapıyor. Cami köşelerine çekilerek can kulağı ile dinliyorum. Allah Resulünün çocuklara karşı sevgisini anlatıyor. Torunları Hasan ile Hüseyin efendilerimizin namazda Peygamberimizin omuzlarına çıkışından, onlar kalkmadan Resulullahın başını secdeden kaldırmayışından söz ediyor. Sonra dizlerine oturtup onları öpmesinden bahsediyor.

Ben de çocuğum, camideki büyüklerim bana da öyle davranıyor. Demek ki önemliyim. İlkokul 5 nci sınıfa geçmem biraz daha kendime gelmeme sebep oluyor. Çünkü altımda benden aşağı 4 sınıf var. Ama öylesine küçüğüm ki, birinci sınıfa başlayan kimi çocuklar benden daha iri.

Biraz gayretim sınıfın en iyilerinden birisi olmamı sağlıyor. Çalışkanlar arasındayım, fakat herkesi de hayretler içerisinde bırakmaktayım. Okulun hemen bitiminde nereye girsem kazanacağım havası var. Cami ile irtibatım, İmam Hatip Okulunu gözümde çok büyütüyor. Nede olsa SEFERBERLİKTE HASANKALEDE ŞEHİT DÜŞEN MOLLA AHMEDİN TORUNUYUM.

Dedem Molla Ahmed Çermik çarşı camisinin imam hatibi. 1914 yılında babam daha 3 yaşında iken Seferberliğin ilanı ile HASANKALEYE gidiyor. Enver Paşa komutasındaki birliklerde görev yapan dedem, Ermeni ve Rus çeteleri ile önce Hasankalede çatışıyorlar. Dedem orada şehit düşüyor. Sarıkamış faciası, daha sonra meydana geliyor. On binlerce vatan evladı SARIKAMIŞ sırtlarında donarak hayatını kaybediyor.

İmam Hatip anonsunu duyar duymaz, müracaat parası olan 2,5 lirayı almak için babamı arıyorum. O zamanlar biz babalarımıza yaklaşıp,baba bana bunu al, baba bana şunu al, şunu da isterim, bunu da isterim asla diyemezdik. Ama bu iş başka.  Bir dükkanda babamı buluyrum. "baba İmam Hatip Okulunun imtihanına gireceğim, 2,5 lira para lazımmış" diyorum. Büyüklerimiz eşref saatlerinde bize  5 kuruş, 10 kuruş harçlık verirlerdi. 2,5 lira ise büyük para. Babam yeleğinin ceplerini karıştırıyor. 2,5 lirayı denkleştirip bana veriyor. Ben ucu ucuna imtihan için müracaatı gerçekleştiriyorum. Çermik te yazılı, Diyarbakırda sözlü sınavları kazanıp, okula başlıyoruz.

Her ilçeden çocuklar var okulumuzda. Ancak en çok Çermik, Kulp ve Siirt(Eruh ve Kozluk) ten öğrenci sınavı kazanmış.  Belki bu uzak ilçelerden gelen çocuklar bilerek kazandırılmış. Okul parasız yatılı. Bizim gibilerin kendi parası ile Diyarbakırda okuması imkansız.

Okulla birlikte mücadele de başlıyor.

Çermikten 7 kişiyiz, Çete başımız Hüseyin Akdemir(Polis, trafik kazasında vefat etti) Ali Özturan( Kazakistanda iş adamı) Celal Moray(Şair,esnaf),Zülküf Kaya(Maliyede memur, belki emekli olmuştur),Veysi Yaman(İş adamı, müftülük memuru, vefat etti) Sıddık Çelenk(İzmirde iş adamı). Bizim gurubun işi gücü gündüz diğer ilçelerden gelen çocuklarla kavga etmek, akşamları da niye çok ders çalışıyorum diye, İstasyon yoluna beni götürüp bir güzel pataklamaktı. Onların bu hareketi beni guruptan tamamen kopardı. Zaten onlardan bir kısmı   okulu 2. Ve 3. Sınıfta terk ettiler. ÇETE BAŞIMIZ AYRILINCA ÖRGÜTÜMÜZ DE ÇÖKTÜ.(Burada biraz gülmek hakkımız)

Kulptan gelenler daha derli toplu ve çalışkan çocuklardı.

Mehdi Güler, Abdullah Özgen, Nuri Yıldız, Hüsamettin Kaya. Onlarla arkadaşlığımız daha bir kavi oldu.

Raif Türk okulumuz öğrencisi değildi, ama Kulplu Nuri YILDIZ ile çok samimi idi. Diyarbakır da yıllarımız geçmiş, ele avuca gelmeye başlamıştık. Nurinin çok güzel saçları vardı. Saçını arkaya ıslatarak tarar, siyah İspanyol paça pantolon giyer ve Raif ile buluşup Kız Sanat Okulu yolunda turlarlardı. Ben de güzel bir çocuktum, RAİFLERİN gurubu ile samimi idim. Ancak samimiyetimiz Kız Sanat okulunun yoluna kadardı. Ben dindardım ve kız sanat okulu yolunda Raif Türk , Nuri Yıldız ile dolaşmak bana yakışmazdı Ayrıca ufak tefektim, yakışsa bile o yolun "yolcuları" bana pirim vermezdi.

Üniversiteye başlamakla yollarımız iyice ayrıldı. Nuri memur oldu. Raif Gazeteci. Ben Üniversite öğrencisi oldum. Raif şimdi iş adamı. Ama mütevazi, ama sakin, ama duyarlı.

VE RAİF ŞIMARIK DEĞİL.

Referandum öncesinde Demokrasi adına atılan adımları önemsediğini ifade eden açıklamaları oldu. Ve Raif o konuşmasında savaşın bitmesini istiyor, kan dursun, konuşarak sorunlar halledilsin , o açıdan oyumun rengi beyaz diyordu.

O konuşma sonrasında başına bir iş geleceğinden çok korktum. Çünkü biz zaman zaman bir araya geldiğimizde, kırk beş yıl öncesinin çocuksu duygularını yaşarız. Biri birimize bakacak yüzümüz var. Yani ki biri birimizi çok severiz.

Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz bizim buralarda!...

Raifin ki de kalmadı.

Bingöl de onlarca kişiye iş imkanı verdiği maden ocağını, iş makinelerini Örgüt ateşe verdi. Ocak kapatıldı, işçilerin işine son verildi.

Şimdi Raif bundan sonra ne yapacak?

Onu çok iyi tanıyorum. Olan biteni sineye çekecek. Biraz soluklanacak. Bölgede kalarak işine gücüne devam edecek.

KESSENİZ DİYARBAKIRIN DIŞINA BİR ADIM ATMAZ.

Onu benim kadar tanıyanlardan birisi olan Sayın Osman Baydemir, ben şimdi insanlara ne diyeceğim. Diyarbakıra gelin iş kurun, burası Türkiyenin her yeri kadar güvenli bir ildir diyordum. Şimdi ne yapacağım, diyor.

Çocuk katliamını göze alanlar, Raifin/veya onun gibilerinin/ alet, edavatını mı önemseyecek?

Söyleyeceğimiz şey şudur.

İNSAN KATLİ ÜZERİNE KURULAN HİÇBİR DÜZEN!!! ABAD OLAMAZ.

Bakınız Kemalizm öyle bir düzendir.İSKİLİPLİ ATIF HOCANIN, SEYYİD RIZANIN , ADNAN MENDERESİN, FATİN RÜŞTÜ ZORLUNUN, HASAT POLATKANIN, DENİZ GEZMİŞ, YUSUF ASLAN, HÜSEYİN İNANIN KEMİKLERİ, ETE KEMİĞE BÜRÜNDÜ , DÜZENİ ÇATLATIYOR.

Kan üzerinden düzen tutturmaya çalışan PKK , redde, inkara mahkumdur.

Herkes çok iyi bilir ki, 15 aylık Zeyneplerin kopan bacaklarından ötürü, acı ile gök kubbeyi inleten sesi, bütün kuru gürültüleri bastıracaktır.

Raif,iş makinelerinin susan sesi ile 15 aylık Zeynepin kopan bacağından ötürü, acı ile inleyen sesi arasında denge kuracak, yorum yapacak ve yoluna devam edecektir.

Geçmiş olsun.