SAYIN BAŞBAKAN GLASNOST VE PERESETROİKAYI HATIRLATABİLİR
Eklenme: 12.07.2012 00:00:00

1985 yılında SBKP Genel Sekreteri ve doğal olarak Devlet Başkanı çernenkonun ölümü üzerine Sovyetler Birliği Polit Büro üyesi olan Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, Komünist Partisi Genel Sekreterliğine ve ardından Devlet Başkanlığına getirildi.

Gorboçov 2 Mart 1931 yılında Kuzey Kafkasyanın Stavropol bölgesinde Privolye köyünde dünyaya geldi. İlk tahsilini köyünde yaptı. Moskova Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Stavropol Genç Komünistler Birliğinde görev aldı. Daha sonraki yıllarda parti içerisinde hızla yükselerek SBKP Komünist Partisi Merkez Komite üyeliğine, 1979 da Politbüro yedek üyeliğine, 1980 de Sovyetler Politbüro asil üyeliğine seçildi. 1985 de çernonkonun ölümü üzerine de SBKP Genel Sekreterliğine seçildi.

Gorbaçov Kafkas kökenli alımlı Raiza(Raziye) ile evlendi ve hayatını Komünist partinin başarısı için harcadı.

Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreterliğine geldiğinde, ülkenin içerisine düştüğü büyük ekonomik ve sosyal sorunları keşfetmekte gecikmedi.

Komünist Partisinin esas yapısında gizlilik esastı ve ülke içerisindeki olaylardan kimsenin haberinin olması mümkün değildi.

Sovyetler Birliği Komünist Partisi aynı zamanda dünyanın en büyük propaganda örgütü olarak çalışıyordu.

Uzay çalışmalarında ABD den geri kalmamak için büyük paralar harcıyor, hatta ABD lilerin gerçekleştirmeye muvaffak olamadıkları insanlı kimi uzay araçlarının seyahatini gerçekleştirmiş olmakla, dünyaya bu alanda da fark attıklarını gösteriyorlardı.

Dünya spor organizasyonlarında Sovyetler denilince akan sular duruyor, yaşam kalitesini ifade ettiğine inanılan bu alandaki başarılar, tüm Sovyet dünyasının aynı şekilde hayat sürdüğünün bir işareti olarak dünyaya lanse ediliyordu.

Ama tabii ki kazın ayağı öyle değildi.

Bir ülkede eleştiri yok ve yöneticiler her şeyin en mükemmel şekilde yürütüldüğünün propagandasını yapıyor ise, yakın zamanda büyük patlamalar olacağını herkesin beklemesi lazım.

Bir salon darbesi ile Kuruşçevi iktidardan düşürerek yerine geçen Leonid Brenjnev 18 yıllık iktidarının devamı günlerinde, 1 Ağustos 1975 te Helsinki Nihai Senedini müttefiklerine kabul ettirdi. Bu senedin kabulünden sonra doğu bloku ülkelerinde büyük işçi hareketleri başladı.

Leonid Brejnev zamanındaki Sovyetler Birliğinin durumunu izah etmek bakımından şu olay anlatılır. Brejnev ülke topraklarının büyüklüğünün verdiği imkanla kış ülkesi olarak bilinen Rusyada annesine hiç soğuk yaşatmaz, her zaman ülkenin en sıcak bölgesinde hayatını geçirmesini sağlarmış. Kuzeyde soğuk günlerin başladığı sırada güneye KIRIM taraflarına annesini getirmiş ve anne hayatından memnun musun, mutlu musun diye sormuş Anne BREJNEV evet oğlum çok mutluyum, fakat bir gün ülkeye yeniden komünistlerin gelip hakim olmasından korkuyorum demiş.

Rusyada bu hal devam ederken,

Doğu Bloku ülkelerinde Kilisenin de işe karışması ile özellikle Polonya gibi ülkelerde büyük işçi hareketleri oldu. Polonyada Gdansk tersanesinde eylemleri örgütleyen işçi lideri Lech Valesa iktidarı ele geçirdi.

çözülme başlamıştı.

Bu ortamda iş başına gelen SBKP Genel Sekreteri Gorbaçov Glasnot(Açıklık) ve ardından Perestroyka(siyasi sistemin, devlet örgütlerinin ve devlet organlarının yeniden yapılandırılması) nı sağlayacak yeni adımlar atmaya başladı.

Bu Sovyetler için tam bir reform hareketi idi.

Gorbaçov zamanında müdahale edip Sovyetler Birliğinin yenilenmesine sebep olan adımları atmasa idi, yani rejim eskiden olduğu gibi kapalı sistem devam edip, LEONİD BREJNEVİN annesine bile, komünistlerin gelmesinden endişe ediyorum sözünü söyletmeye devam etse idi, değil Sovyetlerin, bugünkü Rusyanın da parçalanması gerçekleşmiş olacaktı.

1991 de YANEYEV ve arkadaşları bir Komünist İhtilal gerçekleştirmeye çalışsa da, muvaffak olamadı, bunlardan kimisi yakalandı, kimisi öldürüldü, kimileri de yurt dışına kaçarak hayatlarını kurtardı.

Dünyaya bir halk hareketi olarak lanse edilen ve gerçek anlamda bir despot idare biçimi olan Komünist Parti iktidarlarında Sovyetlerde, özellikle Stalinin iktidarı zamanında Milyonlarca insan hayatını kaybetti.

Rusya tam bir hercü merç yaşandı. Kafkasyada yaşayan milletler, özellikle Müslüman Kırımlılar, Tatarlar Sibirya Steplerine sürüldüler. Büyük kıyımdan geçtiler.

Rusyada Modern çar olarak adlandırılan Putinin iktidarında, yeniden dünya dengelerindeki yerini aldı.

PUTİN, halktan gelen isteklere kendi ölçüleri içerisinde bigane kalmadı. Halkın refah seviyesinin yükselmesi için büyük gayretler gösterdi. 2005 yılında bu ülkeyi ziyaretten dönüşte parti gurubunda yaptığım konuşmada, Rusyaya dikkat edilmesi gerektiğini, dev adımlarla yeniden dünya sahnesindeki yerlerini almaya çalıştıklarını ifade etmiştim.

Şimdi Rusya ABD kadar olmasa da özellikle çin ile birlikte hareket ettiğinde, dünya siyasi dengeleri üzerinde büyük rol oynuyor.

Suriyede Esed rejiminin ayakta durmasını sağlayan en büyük etken olduğunu her gün yeni destek açıklaması ile ortaya koyuyor.

Putinin yanında, dış siyaset alanında, Sergei LAVROV gibi büyük bir beyin durmaksızın yeni proje üretiyor.

Bütün bunları Sayın Başbakanın son siyasi gelişmeleri, özellikle Suriye ile ilgili konuları görüşmek üzere yakın zamanda bu ülkeye yapacağı ziyaret sebebiyle yazdım.

Sayın Başbakan orada Putine

Glasnost ve Perestroykayı hatırlatmasının faydalı olacağını,

Suriye örneğindeki rejimlerle dünyanın algılanmasının imkansız olduğunu,

Halkın demokratik taleplerine, Esedin amansız silahlarla yanıt verdiğini,

Kısa süre içerisinde on binlerce insanı Esedin adamlarının niçin öldürdüğünü ve bu yönetimi niçin desteklediklerini,

En azından bir Rusya Demokrasisini Suriye halkına niçin çok gördüklerini,

Dünya İnsanlığı, on binlerce insanın akan kanından, Esed ile birlikte Rusyayı sorumlu tutmaya başladığını herhalde ifade edecektir.