SİZİN SÖZÜNÜZ DÜNYAYA ŞER SATMAKTIR.
Eklenme: 25.07.2013 00:00:00

Müslümanların bugüne kadar dünyada söyleyecek çok sözleri oldu, bundan sonra da olmaya devam edecektir. Dünyanın gördüğü ve tanıdığı en büyük imparatorluklardan birisini Müslümanlar kurdular. Osmanlı imparatorluğu 6 yüz yıl, bilgisi, görgüsü, adil yönetim biçimi ile dünyaya nizamat verdi.

Onun öncesinde Endülüs Emevi Devletinin yetiştirdiği ilim adamlarının bugünün fen ve tekniğinin gelmiş olduğu alanda ne büyük katkılarının bulunduğunu batılı müsteşrikler de kabul ediyor.

Farabi, İbni Sina, Elbiruni, Cabir(ki matematiğin babası kabul edilir) İbni Batuta, Piri Reis, hepsi Müslümandı.

İslam bilginlerinin hazırlayıp altın tepsi içerisinde sunduğu fen ve teknik bilgilerinin kristalize hale gelmesini batılılar sağladılar. Bu, onların her şeyin sahibi olduğu anlamına gelir mi? Temel olmadan hangi bina yükselir, eğer biraz izanı olan varsa, gelip izah etsin.

Şimdi Müslümanlar biraz geriden gelecek olsalar da, batının ulaştığı fen ve tekniğin geldiği seviyeye yaklaşmanın, bilimsel bilgiye ulaşmanın, tıpta, hendesede insanlığın hizmetine yeni veriler sunmanın gayretleri içerisindeler.

Gün gelecek bu seviye yakalanacak ve belki de geçilecektir. çünkü onların kitabında öyle tabiat üstü hadiselerden bahsedilmektedir ki, batılılar bunun hayalini bile kuramazlar. İşte Hz.Süleyman ile Saba Melikesi Belkisin hikayesi. Hz.Süleyman bir peygamberdi. Onun en önemli mucizelerinden birisi de tabiata, havyalara, cinlere hükmedebilme gücü idi. Bir seferden dönerken, Hüdhüd isimli kuşu göremedi. Nerede olduğunu sordu, geride kalmış diye cevap alınca, o geldiğinde ben yaptığının hesabını soracağım dedi.

Hüdhüd geldiğinde Hz.Süleyman neden kervandan geri kaldığını sordu. Hüdhüd de, ben bir medeniyet gördüm, liderleri kadın ve her alanda çok mesafe katetmişler, ancak putlara tapıyorlar dedi. Hz. Süleyman Hüdhüd vasıtası ile Saba Melikesi Belkise bir mektup göndererek puta tapmaktan vazgeçmelerini ve bir olan Allaha ibadet etmelerini istedi.

Saba Melikesi Belkisin eline mektup ulaşınca, danışmanlarını çağırdı ve hele gelin kendisinin Peygamber olduğunu, Allahtan vahiy aldığını söyleyen ve her türlü tabiat varlığına karşı hükmedebilme gücü olan Süleyman isimli birisi mektup göndermiş ve bizi kendi dinine davet ediyor.

Danışmanlarla yapılan istişare sonucu kendilerine böyle üst perdeden davet yapan kişinin kim olduğunu görmek üzere bulunduğu yere gitmeye karar verdiler. Hz.Süleymanın bulunduğu yere geldiklerinde, saba Melikesi Belkis eteklerini topladı. Niye eteklerini topluyorsun dediklerinde de, ben ihtişam içerisindeki sarayın etrafındaki sulardan eteğim ıslanmasın istedim dedi.

Soncunda etrafta su olmadığı, ancak Allahın Peygamberinin inşa etmiş olduğu sarayda kullandığı bilim ve tekniğin, Saba Melikesi Belkiste böyle bir su algısı meydana getirdiğini ifade ettiler de o da eteklerini salıvardi. Uzatmayalım,

Hz.Süleyman Saba Melikesi Belkise gücünü göstermek için onun altınlarla süslü tahtını göz açıp kapayıncaya kadar bulundukları mekana getirdi. Gösterilen bu mucize karşısında Saba Melikesi Belkis ahfadı ile birlikte bir Allaha iman ettiler.

Kuranın haber verdiği bu ve buna benzer mucizelerin bugün geçekleştirilmesi ile ilgili çalışmalar var mı, var, ancak hala zerresine ulaşılabilmiş değil.

İslamın bilgi çağına söyleyecek sözü olmadığını söyleyen İsrail Başbakanı Netanyahuya Kuran ile verilecek çok cevaplar var.

Mesela Kainatın ilk yaratıldığında, önce tek bir parça halinde iken, fefetaknahuma biz onları ayırdık ayeti, biri birlerine kavuştukları halde karışmayan deniz misalleri, insanın yaratılışına ilişkin tıbbın bugün ancak ulaştığı bilgiler, 7 kat sema meselesi ve yıldızlarla donatılmış olan semanın, yani bugünün ilminin milyonlarca ışık yılı uzakta olduğunu belirlediği yıldızların, dünya seması ve bunun sadece kainatın birinci katı olduğu yönündeki haberler, İslamın bilgi çağına söyleyecek çok sözü olduğunu ortaya koyuyor.

Sadece bunlar mı, onca zulme baskıya, ambargoya rağmen İranın, Pakistanın, içerisinde 200 Milyon Müslümanı barındıran Hindistanın, Türkiyenin ilim alanında kaydettikleri mesafeler, tıpta olsun, savunma sanayinde, ucuz enerjiye ulaşabilmede ve insanlığa barış götürmede olsun, şu son 15-20 yılda Müslümanların kat ettikleri aşamayı kim göz ardı edebilir.

Fen ve teknik alanda ilerlemenin en önemli ayağı enerjiye hükmetmektir. Bu açıdan nükleer enerjiye ulaşma yolunda emin adımlarla ilerleyen İrana gerek İsrailin ve gerekse batının duyduğu husumetin sebebi nedir. Neden İsrail ikide bir de artık son aşamaya gelindi, İran atom bombası yaptı, elimizi çabuk tutmaz isek, iş işten geçer biçimindeki bombalarını patlatıp duruyor.

İslamın ve Müslümanların dünyaya söyleyecek sözü var mı yok mu, cebir ve şiddet kullanmadan, bırakın yolumuza devam edelim, o zaman Hanya Konya anlaşılsın değil mi?

Mısırdaki gelişmeler üzerine bir açıklama yapan İsrail Başbakanı Netanyahu, İslamın bilgi çağına söyleyecek sözü yoktur, siyasal İslamcıların düşmesi kaçınılmazdır, İslam politik, kültürel, ekonomik ve siyasi alanlarda yeterli donanıma sahip değildir ve bu verilerle yola çıkanların mağlubiyeti muhakkaktır demiştir. Ve tabii ki ağzındaki baklayı da çıkarmış, Mursi döneminde Sina meselesinde çok tedirgindik yollu ilave yapmayı da ihmal etmemiş.

Aslında mesele gayet iyi anlaşılıyor. Türkiyenin güçlenmesi, batılıların Şengenine karşılık, Şamgenin kurulması,Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnanın bu birliğe dahil olarak aralarında gümrük birliği oluşturma çabalarının ardından

Mısırdaki diktatörlüğün yıkılması ve serbest seçimlerle Muhammed El Mursinin iktidara gelmesi başta İsrail olmak üzere batılıları gerçekten çok ürküttü.

Önce Türkiye/Suriye birlikteliğini parçaladılar, ardından daha bir yılını doldurmayan Mısır Demokrasisine en büyük askeri darbeyi vurdular.

Ey İsrail ve Batılılar, İslamın ve Müslümanların artık önlenemez yükselişleri, dünya insanlığına her sahada söz söyleme, icraat yapma ve insan hayatını güzelleştirip kolaylaştırmada ortaya konulan gayretlere verdiğiniz ve bizim söyleyecek sözümüz var dediğiniz cevap bu mudur?

Mısır rejimini niye yıktınız? ABD nin Iraktaki saldırısında en önemli görevi üstlenen eski Atom Enerjisi kurumu başkanı El baradey isimli uşağı Cumhurbaşkanı yardımcısı, Mısırın ABD eski Büyükelçisi Dış İşleri Bakanı, ABD den yıllık 1,5 Milyar dolar yardım alan Mısır Askerinin başındaki adam Başbakan yardımcısı ve siz bu darbeyi destekliyorsunuz, yaptığınıza da bizim dünyaya söyleyecek sözümüz var diyorsunuz. Bu mudur sizin dünyaya olan sözünüz.

Bak Cahil Netanyahu, Müslümanlıkları müsellem Türkiyeli iş adamları dünyanın 160 ülkesinde okullar, Üniversiteler kurdular, dünya insanlığına bilim, medeniyet, hoşgörü, sevgi, saygıyı götürüyorlar. Rusya steplerinden, Afrika çöllerine, ABD den Avusturalyaya varıncaya kadar ve dünyada bir çok kişinin ismini daha bilmediği yerlerde eğitim faaliyetleri sürdürüyorlar. Dünyada bunun bir başka örneği yok, olmayacak da. Zira bunu ancak bir tek Allaha iman edenler, yani Müslümanlar başarabilir.

Mısırda Mursinin iş başına gelmesinden sonra bütün para musluklarını batı dünyası kapattı. Bu yetmiyormuş gibi İslam dünyasındaki hempalarına da bu muslukların bir tekinin bile açılmaması talimatı verdi. Tuz, benzin kuyruğu, insanların memnuiyetsizliğinin ardından kalabalıkları meydanlara topladınız ve emir eriniz aldı silahını eline gitti Mursiyi bir odaya tıktı. Ve hemen Mısıra 12 Milyar dolarlık yardımlar ardı arkasına yağdı. çünkü rejimin ayakta kalması lazım ki, Mursiler bir daha iş başına gelmek gibi bir gaflete düşmesinler, İsrail rahat etsin. Mısırın, Suriyenin ve tabii ki dolaylı da olsa Türkiyenin başı beladan kurtulmamalı ki, İran ham edilebilsin, Sina çölleri, Golan tepeleri işgalden kurtulmasın ve Siyonist bir .. islama salyalarını akıtsın. İslamın kültürde, medeniyette, siyasette dünyaya söyleyecek lafı yokmuş, karalamasını yapsın.

Ama Allah(c.c) Ve tilkel Eyyamu Nudaviluha Beynennas-biz zamanı insanlar arasında evirip çeviririz diyor. Yani bugün altta olan yarın muhakkak üste çıkacaktır, başka yolu yok. Bizim şu anda tökezlemelerimizin altında yatan, en üste çıkma yolunda en azından halklarımızın verdiği azim mücadeledir, düşmelerimiz ondan, yoksa yukarı çıkış mukadderdir.

Esas olay bu Netenyahu,yakın zamanda görüşürüz.