SON ŞANSLAR
Eklenme: 24.11.2009 00:00:00

Kızılcahamam toplantısında bölgemize ilişkin çok önemli talepler inşallah gündeme gelmiş ve önemli kararlar alınmıştır. Bendeniz burada yaşananları gayet iyi biliyorum. Söyleyecek sözünüz var ise, ilk anda kimi şaşkınlıklarla karşılansa bile , sonradan  nasıl da millete tercüman olduğunuz, verilen kararlarla ortaya çıkıyor/du.

Mesela Kral Kızı ve Dicle Barajından sulanacak arazilerin kanallarının yapılması ile ilgili konuda ,dönemimizde yaşanan bir sıkıntı vardı.

Bu sıkıntı orada dile getirildiğinde, ilgili Bakan arkadaş , Barajların yapılıp bitirildiğini söylemişti.

Evet barajlar yapılıp bitirilmişti  ama, işin özü olan sulamaya ilişkin kanalların yapılması henüz gerçekleşmemişti.

Konuya Sayın Başbakan yakın ilgi gösterdi.

Sanıyorum o toplantı 2006 yılının Aralık ayında yapılmış ve ardından Ocak ayında Enerji Bakanı tarafından bize gönderilen yazıda,bu sulama kanallarının yapımı için 2 Milyar(Katrliyon)dan fazla paranın ayrıldığı bilgisi ulaştırılmıştı.

Şimdi 2009 yılını da geride bırakmak üzereyiz. Yani o bilgilendirmenin üzerinde 3 sene geçti. Şimdiye kadar işin bitirilip , arazilerin sulamaya açılması lazımdı.

Aldığım bilgiye göre,arazi toplulaştırma çalışmaları sebebiyle, çalışmalar biraz geriye itilmiş.

Silvan Barajı, Çermik, Çüngüş ve Ergani Barajları start bekleyen projeler.

Ama işte 2010 yılı gelip çattı.

En azından 2010 yılı içerisinde, bu projelerin yapımına başlanmasının bölgede yaratacağı rahatlığı bütün arkadaşlar tahmin ediyordur. Artık ne yapılacak ise bu yılda yapılacak. 2011 yılı zaten seçim yılı. Nisan veya Mayıs ayında yapılacak olan genel seçimler sebebiyle, ben o yılın ilk aylarını "hizmetler açısından" yok sayıyorum.

                                  KILIÇDAROĞLU MESELESİ

Kemal Kılıçdaroğlunu tanıyorum. Efendi bir insandır. O yönüne hiçbir diyeceğim yok. Ama Meclis çalışmaları esnasında kürsüye çıkar, görüşülen konu ile ilgili olarak, kimi doğru olmayan veya bahsi geçen dönemle alakası bulunmayan sözler sarfederdi. Bunu yakalayıp, anında cevap verdiğinizde çok zor durumda kalırdı. Utanır, sıkılır, hatta kızarırdı.

Onun bu yönünü , Belediye Başkanılğı seçimlerinde Melih Gökçek ile yapmış olduğu polemikler sırasında bir daha öğrenmiş olduk. Melih Beyin Belediye Başkanlığından önce su saatlerinden alınmış olan bedeller konusunda yaşanan sıkıntı, getirilip ona mal edildiğinde, Melih bey zıvanadan çıktığı için, doğru dürüst cevaplandırılamamıştı.

Neyse Kılıçdaroğlu , Melih Bey ile yaşadığı bu polemikler sebebiyle oldukça popüler bir siyasi kişilik olarak temayüz etti.

Ve İstanbul Belediye Başkanlığına aday gösterildi.

Bu ilde CHP sinin oylarını arttırdı. Fakat artan bu oylar ona Belediye Başkanlığını getirmedi.

Onca popülaritesine ve İstanbul ilinin metro problemini tümden çözeceği sözüne rağmen, İstanbullular ona Belediye Başkanlığını vermediler.

Bu gelişmede, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş beyin büyük çabasına milletin gösterdiği kadirşinaslığın etkisi de vardı.

Kemal beyin, Belediye Başkanlığı seçimlerindeki pörförmansı ile şişirdiği yelkenleri, Dersim olaylarında yaptığı açıklamalarında çizdiği zikzakla ağır yara aldı ve havsı boşalmaya başladı.

"Dersimde analar ağladı diye isyanın önüne geçmeyecekmiydik" biçiminde Onur Öymenin formüle ettiği katliam, tüm toplumda çok büyük şok yarattı. Aslında Onur Öymen, Türkiyenin PKK ile olan mücadelesini bu örnek ile izah ediyor ve CHP nin savaşa devamdan başka bir çare önermediğini ortaya koyuyordu.

Bu açıklamanın yapıldığı günde  Tuncelide bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, Alevi toplumunun derin yarasını hafife alan Onun Öymeni kınıyor ve Onu gereğini yapmaya davet ediyordu. 

Onur Öymen, daha önce de yazdığımız gibi, "zaten gereğini yapıyorum, Atatürke sahip çıkıyorum" diyerek Kemal Kılıçdaroğlunun nasıl bir kayaya çarptığını "veciz"! bir şekilde ifade ediyordu.

Bu gelişmeler,Kemal Kılıçdaroğlunun,CHP sinin üzerine oturduğu felsefeyi yıkmaya gücünün yetmediğini  ortaya çıkardı.

Kemal bey bunun  üzerine Ak Partiyi ve DTP yi suçlayarak Almanyada mezhepdaşlarının yanına koştu ve giderken Başbakana dersini oradan vereceğini söyledi.

Ama Kemal bey bir darbede oradan aldı.

Yüzlerce kişi , onun konuşmacı olarak katıldığı mekanı basarak, onu faşistlikle suçladılar ve dışarı çıkmasını istediler.

Bu kişiler üzerine Alman polisi tarafından biber gazı sıkılarak dışarı çıkarılmaları temin edildikten sonra Kemal bey ve Ali Kılıç bey konuşmalarına ancak devam edebildiler.

Kemal Bey protestocuların dışarı çıkarılmalarından sonra yaptığı açıklamada, sorunları otururak, konuşarak, diyaloğ içerisinde çözebiliriz diyerek, kendisine hakaret edenleri hoşgörüye davet etmesi, bırakın dışarıdakileri, içeride oturanları bile teskin etmeye yetmedi.

Yani Alevi Toplumunun CHP sine öfkesi devam ediyor.

Farkındaysanız CHP sine en büyük protestolar , Alevilerin ülke içerisindeki diasporasından(İstanbul, Ankara,İzmir gibi illerden) geliyor. Seçimlerde büyük yara da buralardan gelecek.

Aleviler bugüne kadar yaşadıkları sorunların çözümsüzlüğünde , sünni çoğunluğu görüyor, onların kendilerini anlamadığını, kangren hale gelmiş meselelere el atmadıklarını söylüyor ve pek doğal olarak, ezilenlerin, eğitilmemişlerin, varoşlarda yaşayanların partisi statüsünde gördükleri CHP ye bütün oylarını adeta akıtıyorlardı.

Ama işte şimdi onlarda gördüler ki, atalarının, dedelerinin,hatta şimdi hayatta olan kimi kişilerin babalarının, ana ve kardeşlerinin katliamına imza atan, oylarını aktarmış oldukları partinin ,yönetimini ellerinde bulunduranlarmış.

Bir zamanlar Güner Ümit diye bir televizyon sovcusu vardı ve onun yaptığı programlar  çok rağbet görüyor ve adam da bu sayede dünyanın parasını kazanıyordu. Bir gün Alevi(Ehli Beyt) kardeşlerimiz için öyle bir laf etti ki,bırakın bir daha televizyonlarda program yapmayı, uzun süre dışarı bile çıkamadı. Silinip yok oldu gitti.

Güner Ümitin ettiği laf ,Dersimlilere 1937 ve 1938 yıllarında  reva görülen katliamdan daha mı ağırdı ki, o, yok olup gitti, CHP si ve ona hala payandalık yapan Kemal Kılıçdaroğlu ayakta kalsın!!! Siz bunu mümkün görüyormusunuz.

Aslında bu olay üzeri kabuk bağlamış olan sorunlardan birisinin daha bütünü ile patlamasına ve cerahatin orta yere akmasına sebep oldu.

Onur Öymeni katliama destek veren sözleri sebebiyle istifa ettiremeyen Kemal Kılıçdaroğlu CHP de kalarak Tunceliden veya başka bir yerden Milletvekili seçilebilir.

Ama bu bile,Alevi(ehlibeyt) oylarının artık tek adresinin CHP olmayacağı,gerçeğini değiştirmez.