ABD de Kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimleri, dünyanın yeni miladı olacak gibi görünüyor.
Demokratların Lideri Başkan Obama yeni bir dünya savaşına sebep olacak adımlar atmaktan dikkatle kaçınmak gerektiğini aslında gizlemiyor.
çünkü ABD Iraktan sonra Afganistandaki ordu birliklerinden 30 binini yakın zamanda geri çekme kararı aldı.
Bu durum ABD nin diğer müttefiklerine de yansıyacak ve zannım o ki, Afganistandan batılı müstevliler çok değil, 2013 yılı içerisinde büyük oranda çekilmiş olacaklar.
Hatırlar mısınız Hollanda ordu birlikleri kısa süre önce Afganistandan çekilme kararı almıştı. ABD nin çekilme yönünde iradesini kullanmaya başladığı anda, bahaneye bakan diğer müttefikleri kısa sürede, sürü mantığı ile bu kervana katılacaklardır.
Ve tabii Afganistanda sonuç ne oldu, yapılan işgal neye yaradı diyecek olursanız, diyeceğim şey şudur. Yüz binleri bulan ölüm,yıkım, intikam hırsı ile yerle bir olmuş bir ülke, fakirlik, yoksulluk, acı.
Evet işgal tamamı ile bunlara mal oldu.
Müstevlilerin çekilmesi ile Hamit Karzai yönetimi de sona erecek ve en kısa sürede Taliban kaldığı yerden ülkeyi idare etmeye başlayacaktır.
ABD nin şu andaki yönetiminin yeniden seçimleri kazanması halinde Orta doğudaki siyaset anlayışının farklı evrelere gireceğinde kimsenin şüphesi olmasın.
Obamanın 4 yıl süren bir Devlet tecrübesi oldu.
Iraktan ordu birliklerinin büyük bölümü çekildi. Sembolik tarzda bırakılan askerlerin çatışma bağlamında görevleri bulunmuyor.
ABD bu ülkede menfaatlerini sağlam kazığa bağladıktan sonra, daha fazla askerinin canının yanmasına gerek kalmadığını gördü ve çekildi.
Afganistan bakımından da aynı şeyleri yapmaya çalışacak ve dünyada çatışan bir ülke olma konumundan hızla uzaklaşmaya bakacaktır.
çünkü ABD bu her iki ülkedeki savaşları sebebiyle çok ciddi ekonomik açmazlara sürüklendi. Dünyanın en büyük borçlu ülkesi haline geldi. Bu durum sürdürülemezdi ve Obama da bunu yaptı. Savaş stratejisinden göreceli olarak barış politikalarına yönelme kararı aldı. Bu politikalar ABD de derhal karşılık buldu ve ABD ekonomisi geçmiş yıllarla kıyaslanmayacak şekilde rayına oturdu.
ABD merkez bankası başkanı Bernanke, para musluklarının yavaş yavaş açılmasının ABD ekonomisine artık yarar getireceğini gördüklerini, bu açıdan parasal genişlemenin ABD nin menfaatine olduğunu açıkladı.
Ayrıca Morgıç kredilerinin geri dönüşünde yaşanan sıkıntıların aşıldığı ve ABD gayrı menkul piyasasında belirli bir canlanmanın olduğu ifade ediliyor.
Diğer yandan Başkan Obama İsrail Başbakanı Netenyahuya iki de bir de İranı vuracağım yönündeki sesini artık kesmesi gerektiğini açık bir dille belirtti.
Obamının bu politikalarının altında yatan gerçek sebep, İranı artık bir tehdit olarak görmedikleri yolunda bir kanaate ulaşması değildir. Onları asıl ürküten nokta, bu aşamadan sonra İsrailin kendi başına veya ABD ile birlikte İranı vurmaya karar vermeleri halinde dünyanın başına gelecek felaketi göğüsleyebilecek imkana sahip olmadıklarının farkına varmalarıdır.
Yani İrana barış eli uzatmak, savaş canavarlarını ateşlemekten daha iyi olduğunu düşünmeye başlamalarıdır.
çünkü işler hiç de bilindiği gibi değil. ABD ve İsrailin tekli veya ikili olarak İrana bir saldırı gerçekleştirmeleri, kimsenin kuşkusu olmasın ki, yeni bir dünya savaşının fitilini ateşlemekten de öte bir davranıştır.
Bu savaşta İranın elinin bağlı kalacağını sananlar veya Rusya gibi, çin gibi, Kuzey Kore gibi ülkelerin oturup bekleyeceğini düşünenler çok ciddi yanlışlar yapıyor.
Bugün insanlığın yapacağı şey, nükleer güce sahip ülkeler ve diğerleri, kim olursan olsun, yeni bir dünya konferansı düzenlemek ve dünyanın geleceği için tüm nükleer silahların dünya gündeminden çıkarılması konusunda karar almak ve bir daha asla bu yönde çalışma yapılmamasını hükme bağlamaktır.
ABD de Cumhuriyetçiler kazanır da, Netanyahuya verdikleri sözleri yerine getirirler veya Obama seçimleri kazanıp koltuğa kurulduktan sonra, işler yeni başladı havası ile İrana bir saldırıyı gerçekleştirir ise, bizim konumumuz ne olacak, bunun hesapları çok açık bir şekilde yapılmaya başlanmalıdır.
İran Devrimi Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi, İsrail ile aralarında bir çatışmanın çıkmasının kesin olduğunu, ancak savaşı başlatan ilk taraf olmayacaklarını açık bir şekilde ifade ettiğini öğreniyoruz. İranlılar savaşı başlatan taraf olmamakla birlikte çıkacak savaşın İsrailin sonu olacağını söylüyor.
Böyle bir durumda ABD nin işe kesin olarak müdahil olacağı ve hiç kuşkusuz Türkiyedeki üslerini kullanmak isteyeceği bir vakıadır. Bu durumda ABD nin Türkiyedeki üsleri ile Kürecikteki Füze kalkanının hedefler arasında olduğu bir gerçektir.
İşte bunlar için neler yapılıyor, Türkiyenin başında bulunan terör belası kadar önemli olan bu sorun ile nasıl baş edeceği düşünülüyor? Merak ediyoruz.