İddia edilen ETÖ davasına bakan Silivrideki Ağır Ceza Mahkemesinin dünkü duruşmada aldığı bir ara kararı doğrusu çok şaşırmama sebep oldu. Savcının istegi üzerine Mahkeme davayı temelinden sarsacak ara kararında, 2002 ila 2007 yılları arasında Ordu içerisinde darbe yapmaya yönelik bir yapılanmanın olup olmadığını soruyor. Bu konuda tanıklığına başvurulan emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, bir takım haraketlenmeler vardı, ama ben bu konuda delil bulamadığım için soruşturma açtırmadım demişti Savcılara. Hilmi bey henüz Mahkemeye çıkmadığı için, onun ifadesinin ne yönde gelişeceğini bilemiyoruz. Çünkü bir tek savcının sorduğu sorularla, Mahkeme heyetinde bulunan 3 ayrı Hakim , davaya giren sanık ve Müdahil Avukatları ile sanıkların soracakları çok farklı sorular, 2002 ila 2007 döneminde neler olup bittiği konusunda değişik bilgilerin fahşolmasına sebep olabilir. Ama benim size söyleyeceğim bir şey var. Hadi gri beyin hücrelerimizi çalıştıralım ve Hilmi Beyin basına yansıyan ve tekzip edilmeyen yaşadığı bir olayı hatırlayalım. Hilmi bey ordu içerisindeki kimi yapılanmalardan haberdar olunca Şener Eruyguru çağırdığını ve ona şöyle, şöyle hareketler yapıyorsun, ayağını denk al dediğini basından öğrenmedik mi?İsterseniz bu konuya ait darbe günlüklerinden bir paragrafı buraya alalım. şener eruygur sabırsız bir tip, ha diyince darbe yapılmasını istiyor.
bir çok komutan müdahale konusunda hemfikir ama Hilmi Özkök sürekli önlerine bend örüyormuş.
ilker başbuğ'un kişisel menfaatlerini ülke menfaatlerinin üstünde gördüğünü düşünüyorlarmış.
hemen hemen hiç bir komutan akp'den memnun değil, çoğu akp'nin gitmesi gerektiğine inanıyor ama bazıları bunun darbeyle olmaması gerektiğine inanıyor.
bunun içinde sendikalar ve üniversite rektörleriyle görüşmüşler, medya desteği için de "ad" nickli aydın doğan'la bir görüşme yapılmış.
bir çok komutan halktan koptuklarına inanıyor, "bir müdahale yapacaksak halk desteği olmalı bunu da "ordu göreve" manşetleriyle sağlayabiliriz ama şu anda böyle bir durum yok" diyorlar, tıpkı 12 eylül gibi.
bir diğer konu da abd desteği olmadan darbe yapamayacaklarını anlamaları, "eğer bir darbe yaparsak dış borcumuzun çoğu kredili, yabancı sermaye kaçarsa ülke daha da kötüye gidebilir" diyenler var.
bir keresinde 4 paşa bir muhtıra hazırlayıp, hilmi özkök'e göndermişler ama paşa bunu kaale almamış.
bazen genelkurmay başkanına rest çekmeyi bile düşünmüşler, istediklerimizi yapmazsa çıkalım herşeyi anlatalım ve istifa edelim demişler ama eyleme dönüşmemiş.
Şu cümle "Şener Eruygur sabırsız bir tip, ha deyince darbe yapılmasını istiyor. Birçok komutan müdahale konusunda hemfikir, ama Hilmi Özkök sürekli önlerine bend örüyormuş. İlker Başbuğun kişisel menfaatlerini ülke menfaatlerinin üstünde gördüğünü düşünüyorlarmış" aslında her şeyi izah etmiyor mu? Hilmi beyin "ben darbe girişimleri vardı da diyemem, yoktu da diyemem" biçimindeki sözleri ile darbe planlarındaki "Hilmi Özkök sürekli darbecilerin önüne bend oluyormuş"cümlesi bir araya getirildiğinde, ordu içerisinde Mehmet Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç gibi üst düzey muvazzaf komutanların Ay Işığı, Sarıkız, Yakamoz, Eldiven gibi darbe girişim ve planlarına ne ad vereceğiz? Bunlar darbe planları değil de Başta Başbakanlık olmak üzere Bakanlıklarda ve Çankayada ne zaman Piknik yapılacağın planları mı? Ordunun haysiyet ve şerefini korumak için emekli General Hilmi Özkök bile ben bu konuda "delile ulaşamadım" dediğine göre, şu anda Ordunun en tepe noktasında bulunan ve herkesten çok "darbeci ordu" imajını silmek için gayret gösteren Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğmu "EVET ORDU MENSUPLARI DARBE YAPACAKLARDI" diyecek, bu mümkün mü? Ben Sayın Mahkemeye ,Genelkurmay Başkanlığının vereceği cevabı hemen söyliyeyim
"Yapılan inceleme ve araştırmalar neticesinde bahsi geçen yıllarda Ordu içerisinde herhangi bir darbe girişimine ait bilgi , belge ve eyleme rastlanmamıştır" bilginizi rica ederim.
Baştan itibaren cevabı belirli bulunan bir konuda Savcının talebi üzerin Sayın Mahkemeninalmış olduğu ara kararı, tam anlamı ile davanın sulanmasına neden olacaktır. Çünkü Genelkurmay Başkanlığı, 2002 ila 2007 yılları arasında ordu içerisinde kimi generallar darbe yapmak için işbirligi yaptılar, bu bilgi ve belgeler ele geçirildi, ancak bunun üzerine alınan tedbirlerle darbe yapılması önlendi dese, neden bu kişiler hakkında şimdiye kadar Askeri Mahkemede işlem yapılmadı, neden Ordunun bu en önemli kademesindeki kişiler, görevlerinden uzaklaştırılarak haklarında dava açılmadı? diye sorulacaktır. Buna verilecek bir cevap olmadığından, mecburi istikamet Ordu içerisinde sözü edilen yıllarda darbe ile ilgili bir bilgi ,belge ve eylem gerçekleşmemiştir ,denilecektir.
Genelkurmay Başkanlığının vereceği bu cevap dediğim gibi çıkar ise, dava temelinden çökmüş olmaz mı? Savcı bu tuzak soruyu neden sordurdu,duruşmada Savcı Zekeriyya Öz olsa idi, böyle bir soruyu sordurur muydu,Mahkeme bu oyuna nasıl geldi, anlamak mümkün değil.