2013 yılı içerisinde Mısır da meydana gelen gelişmelere hepimizi şahit olduk.
Halk tarafından ülke tarihinde ilk defa Cumhurbaşkanı olarak seçilen Muhammed Mursi, kendisinin atadığı Genelkurmay başkanı Sisi tarafından bir darbe ile al aşağı edildi.
4 Temmuz 2013 günü gerçekleştirilen darbe sonrasında gözaltına alının Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hala hakim önüne çıkarılmadı.
çok yakın bir zamanda Cumhurbaşkanının Hakim önüne çıkarılacağı ve kamu düzenin bozmaya yönelik eylemleri sebebiyle yargılanacağı belirtiliyor.
Diğer yandan Mursinin halkı isyana teşvikten de sorguya çekileceği iddialar arasında.
Mursinin Hakim önüne çıkarılacağı günü ve onun yapacağı savunmayı dört gözle bekliyoruz.
Ailesi ile bir iki kez telefon irtibatı sağladığı iddia edilen Mursinin çocukları vasıtası ile yaptığı açıklamada, olan bitene asla boyun eğmeyeceği ve darbe yönetimini tanımayacağını ifade ettiğini biliyoruz.
Pek tabii biz de bunu bekliyoruz.
Sisinin yapmış olduğu darbe sonrasında Mısırda akıl almaz işler gerçekleştirildi.
El Adeviyye meydanında ve Mısırın diğer kentlerinde binlerce insan katledildi.
Onbinlerce insan yaralandı.
Nerede ise tarihi 100 yılı aşan biri süreden beri halkına hizmet
etmekte olan Müslüman Kardeşler teşkilatı tamamen kapatıldı.
Tarihinde çeşitli kereler olduğu gibi mallarına bir kez daha el konuldu.
İhvanın ileri gelenlerinin tamamı şu anda tutuklu.
Esmanın babası da tutuklular arasında.
Esma mezarda. Hakkın huzurunda.
Şimdi Mısırlı Hakimlerin Mursi ve arkadaşlarını karşılarına alıp, onları sorguya çekeceği ve güya yargılayacağı ifade ediliyor.
Bu tam bir komedi.
Kendisini çok yakından tanımıyoruz.
Ama iyi bir Müslüman ve sahasında yetişmiş iyi bir akademisyen olduğunu bildiğimiz Mursi, oynanacak bu tiyatroda bakalım figüranlık yapacak mı?
Hakim kılıklı kölelerin kendisine yönelteceği sorulara cevap verme tenezzülünde bulunacak mı?
Yoksa huzuruna çıkacağı hakim kılıklı kölelere siz hiçbir şekilde beni yargılama hakkına sahip değilsiniz. Sizi ben tanımıyorum.
Siz Mısırın Firavunlaşmış kölelerisiniz.
Bana soracağınız hiç biri soruya cevap vermiyorum.
Üstelik ben size soruyorum.
Siz hangi hakla beni yargılıyorsunuz.
Siz hangi hakla ülkemde halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanın aylardır zindanda tutuyorsunuz.
Siz benim kamu düzenin bozduğuma dair bana sualler tevcih edeceğinize, gidin efendinize El Adeviyye meydanında binlerce masum insanı niçin öldürdüğünü sorun.
Kamu düzeni, seçilmiş Cumhurbaşkanının haksız yere göz altına alınması ve tutuklanması ile mi temin edilir, yoksa devredilmez, terk edilmez haklarına sahip çıkmaya çalışan Mısır halkını katletmekle mi sağlanır?
Siz hakim falan değilsiniz.
Halkın masum kırmızı kanını yakalarında taşıyan zavallılarsınız.
Benim size ya işte bir yanlışlıktır yaptı gitti, ne olur ben yaptım siz yapmayın falan dememi asla beklemeyin.
Beni burada vereceğiniz kararlarla, daha uzunca yıllar zindanlarınızda mahpus edebilirsiniz.
Ben halkım için, onların izzet ve şerefi için, dinimin, imanımın hakkı için, bunu göze alıyorum.
Hem halkının isteklerini yerine getirmeye çalışan, onlar için fedakarlık yapan, onların kıllarına dokunulsa, can damarı titreyen hangi aklı başında lider bu topraklarda zindana girmedi ki.
İşte ben de onlardan birisi olmaya talibim ve böyle olmaya devam edeceğim.
Yusuf ta bu topraklarda yıllarca mahpus kaldı.
O nedenle biz İmanlı Müslümanlar mahpus kaldığımızı zindanları hep Merderesi Yusufiyye olarak adlandırırız.
Zindanlar bizim İman ve Kuran medreselerimizdir.
Nefislerimizi bu yönüyle tezkiye ettiğimiz mekanlardır.
Ama Yusuf nerede , onu zindana Mahkum edenler nerede? Bir bakın.
Yusuf zindandan kurtulduğunda nerelere geldi. Onu Mahkum edenlere ne oldu, bunu düşünün.
Dahası bizim Allah c.c a, ümmetimizin geleceği için vereceğimiz bir can borcu var.
Onu da O istemedikçe kimse alamaz.
İman ve Kuran selameti yolunda binlerce kardeşim cezaevlerinde yattılar, yatmaya devam ediyorlar.
Seyyid Kutuplar, Muhammed Kutuplar, Bediüzzamanlar, Fethullarlar,Tayyipler,Tahirler,cezaevlerinden,zindanlardan hep insanlara, Üzülmeyiniz, ümitsizliğe düşmeyiniz, istikbal inkilabatı içerisinde en gür sada İslamın sadası olacaktır dediler, diyorlar. Onların dedikleri çıktı, zindancıları ise cehennemi boyladı.
Ben de öyle diyorum.
Bediüzzaman kardeşim tam 29 kez zehirlendi.
Memleket hapishanelerinde bir mücrim gibi dolaştırıldı.
Ama zalimlere bakın nerede, Bediüzzaman nerede?
O zalimlerin ismini zahmetle olsun anan var mı? yok.
çünkü insanlar ağızlarının kirlenmemesi için böyle isimleri ağızlarına bile almıyorlar.
İşte sizin sonunuz da o zalimler gibi olacaktır.
Burada veya Orada-Allahın huzurunda- huzur, itminan bulmanız mümkün değildir.
Son söz olarak Zalimler için yaşasın Cehennem diyorum.
Vesselam.
Demeli ve işi bitirmeli.