YENİ MECLİSE YENİ ANAYASA
Eklenme: 6.10.2010 00:00:00

Bu meclis yıpranmıştır, yeni bir Anayasa yapamaz, vakti geçti diyenler kısmi nitelikte, ama çok önemli Anayasa değişikliği yapılınca, bu defa hadi hemen yeni bir Anayasa yapalım diye tutturdular.

Allah aşkına yapmayın etmeyin, bu milletin ümitlerini kesmeyin, Anayasada yapılacak bu kısmi değişiklik, umumi değişikliğin önünü açacak, ihsanda bulunmuyorsunuz, bari gölge etmeyin dedikçe, hırsızlıklarına, yolsuzluklarına kapı aralıyorlar, yaptıkları sebebiyle yüce divanda yargılanacakları için, buraya kendi istekleri doğrultusunda hareket eden Hâkimleri dolduracaklar, cezadan kurtulmaya çalışıyorlar teranelerini attılar.

Şimdi de hemen bir araya gelip yeni bir Anayasa yapalım demeye başladılar.

Meclis açıldı, çok hızlı bir şekilde çalışması lazım.

Anayasada yapılan değişikliklerin uyum kanunlarının çıkarılması gerekiyor. Yoksa Anayasada yapılan değişikliklerin uygulama imkânı olmaz.

Mesela Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı nasıl kullanılacak, bunun belirlenmesi için uyum kanununun çıkarılması lazım. Yeni HSYK üyelerinin seçiminden sonra hemen çalışmaya başlaması gerekiyor. Bilindiği üzere yeni HSYK üç bölümden oluşuyor. Bu bölümlerin her birisinin hangi görevleri ifa edeceği, nasıl toplanacağı, hangi kararları alacağı, alacağı kararların uygulamada çıkaracağı sorunların ne şekilde giderileceği ancak kanunla belirlenecek.

İşte bunun gibi 56 ayrı kanunda değişiklik yapılma mecburiyeti var.

TBMM sinin önünde de 5aylık bir çalışma süresi bulunuyor. 2011 yılının Mart ayından sonra TBMM sinin çalışması imkânsız.

20 hafta içerisinde çalışma gün sayısı ise, sadece 60.

TBMM si her gün bir kanun çıkaracak olsa, uyum kanunlarının çıkarılmasına bile süre yetmiyor. Bu arada Meclisin 2011 bütçesini çıkarmak mecburiyeti var. Sabahlara kadar yapılan çalışmalardan ötürü Milletvekillerinin nasıl da yorgun düştüklerini bilen biliyor.

O açıdan Anayasayı baştan sona değiştirecek yeni bir çalışma yapmanın imkânsızlığı ortada.

Şimdi partilere düşen, seçim sathı mailine girdiğimiz bu günlerde HALKIN KARŞISINA, ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE NASIL BİR ANAYASA YAPMAK İSTEDİKLERİNİ GÖSTEREN METİNLERLE ÇIKMALARIDIR.

Ben bu hususu çok önemsiyorum.

2011 seçimlerinin Propaganda dönemi, tüm siyasi partiler açısından "yapmak istediğim Anayasa bu, durumu göz önüne alarak, istediğim değişikliği gerçekleştirecek sayıda Milletvekili çıkarmama destek olun" şeklindeki çalışmalarla geçecektir.

O açıdan CHPnin istediği, MHPnin de hiç olmazsa kısmi yeni bir değişiklik yapalım yönündeki isteklerini karşılama imkanı bulunmuyor.

Şimdi bu partilerin yapması gereken şey, YEPYENİ BİR ANAYASA METNİ İLE seçim çalışmalarını yürütmeleridir.

Çünkü Hanya, Konya orada belli olacak ve millet ona bakarak oyunu kullanacaktır.

Ellerinde yeni bir Anayasa metni olmadan yola çıkanlar, inanın çok yorulacaklar, halk nezdinde de isteklerinin karşılığını bulamayacaklardır.  Hele bir de,  CHPnin, MHPnin ve BDPnin  bu husustaki ayıpları orta yerde duruyor iken.

                                                

                                   KILIÇDAROĞLU DOĞRUYU SÖYLEMİYOR.

CHP si genel başkanı Kılıçdaroğlu bugün TBMM sinde gurupta yaptığı konuşmada, Sayın Başbakanın 4 Eylülde Diyarbakırda yaptığı referandum mitinginde, Diyarbakır E tipi(eski ismi ile maruf 5 nolu cezaevini) yıkacaklarını, yerine yeni bir cezaevi yapacaklarını söylediğini iddia etti ve ardından, biz Diyarbakıra gidip eski cezaevini yıkacağız,yerine size yeni bir cezaevi yapacağız deseydik, ne olurdu, yer yerinden oynardı dedi.

Kılıçdaroğlu doğruyu söylemiyor.

Zira o mitingde Sayın Başbakanın konuştuğu platformun sağ yanında idim.

Yanımda İç İşleri , Dışişleri Sayın Bakanları ile Devlet Bakanı Sayın Cevdet Yılmaz beyler vardı.

Sayın Başbakan bizim bulunduğumuz tarafa döndü.

"Birçok ızrdıraplara, işkencelere sebep olan Diyarbakır E tipi cezaevini kapatıyoruz. Başka bir yerde şehrin ihtiyacı olan yeni bir cezaevi yaptıktan sonra, o cezaevini yıkacağız" dedi ve pek çok alkış aldı.

Ben o cümleleri sanki bana söylenmiş gibi algıladım. Zira daha önce bu Cezaevinin yıkılmasını ve kanalizasyonlarında ceset kalıntıları aranmasını isteyen yazılar yazmıştım.

Biliyorsunuz, Sayın Başbakanın Bağlar semtindeki o meşhur cezaevini yıkacağız sözü üzerine, kimi sivil toplum kuruluşları "biz bu cezaevini yıktırmayız, müze olsun" gibi çıkışlarda bulundular.

Eğer Kemal Kılıçdaroğlunun dediği gibi Sayın Başbakan E tipi cezaevini yıkıp yerine yeni cezaevi yapacağız deseydi, şimdiye kadar öylesine çok topa tutulurdu ki, haddi hesabı olmazdı.

Ak Partililer Kemal Kılıçdaroğlunu uyarsın ve yalan, yanlışından döndürsün.